Hinata ile birlikte sabah kahvaltıya yetişemediğimiz için dersler bittikten hemen sonra kantine gelmiş, yolda gördüğümüz Naruto'yu da yanımıza almıştık. Şu an ise masada oturmuş tost yerken aynı zamanda Hinata'nın Naruto karşısında kıvranışını izliyordum.
"Hinata, henüz senin yeteneğini de bulamadım."
"Ö-öyle mi?" dedi Hinata. Gözlerini sürekli Naruto'dan kaçırıyordu. Ve eğer Naruto ısrar ederse yeteneğini kendi ağzıyla söyleyeceğine emindim.
"Evet, ama birinci olmak için kısa sürede bulmam gerek. Belki beni uğraştırmayıp yeteneğini kendin söylemek istersin." Ağzının dolu olmasını önemsemeden konuşan Naruto'ya kaşlarımı çattıktan sonra Hinata'nın cevap vermesine izin vermeden ağzımı açtım.
"Naruto! Birinci olmak istiyorsan kendi çabalarınla olmalısın."
"Birinci olduktan sonra nasıl olduğumun ne önemi var ki dattebayo!"
Kafamı iki yana salladım. Bence vardı. Özellikle bunu yaparken diğerlerine zarar vermememiz gerektiğini düşünüyordum. Bunun sebebi birkaç kez neredeyse zarar görecek olmam da olabilirdi.
"Tabii ki var. Kolay yolu seçmemen gerekir. Hem sen bize kendi yeteneğini söyler miydin? Biz niye sana söyleyelim?"
Sahi Naruto'nun da bir yeteneği vardı değil mi? Şu ana kadar böyle bir şeyi aklıma hiç getirmemiş ve onun yeteneğinin peşinde koşmamıştım. Şimdi ise merak etmiştim. Nasıl bir yeteneği olabilirdi ki?
"Herneyse." dedi meyve suyundan içerken. "Siz hafta sonu pijama partisi yapmıştınız değil mi? Hani şu gelmeme izin vermediğin Sakura-chan."
"Evet, ne olmuş?" Naruto'nun içtiğini görmemle hatırlamış olduğum meyve suyumu elime aldım.
"Nasıldı?"
"Eğlenceliydi, neden sordun?"
Gözlerini kıstı ve bana baktı. "Ben de gelmek istiyordum dattebayo! Hem gelmeme izin vermedin hem de gözümün içine baka baka eğlenceliydi mi diyorsun?"
"B-bir dahakine gelebilirsin Naruto-kun." Hinata'nın söylediği şeye ve kıpkırmızı oluşuna kahkaha attım.
"Cidden mi? Hinata mükemmelsin." Tostunu bırakmış sevinç dansı yaparken ona vurdum.
"Sen neden erkeklerle yapmıyorsun?"
"Kim gelecek ki benim partime?"
Biraz düşünürmüş gibi yaptım. "Sasuke?"
"Haklısın. Sasuke gelirse Neji de gelir."
Aslında düşününce bütün erkekler kabul ederdi böyle bir şeyi. Çünkü birbirlerinin yeteneklerini bulabilecekleri en iyi zaman olabilirdi.
"Bence bütün erkekler gelebilir. Tabii yarışma bitmeden yaparsan."
"Herkesin gelmesine gerek yok dattebayo. Odam o kadar büyük değil."
"Kimi istersen onu çağır." dedim meyve suyumdan içerken.
"Kiba'yı istemiyorum." Gözlerini kısan Naruto'nun ardından duyduğumuz sesle konuşmamız bölündü.