39 | broken arm

987 87 66
                                    

Sasori'nin acı dolu inlemeleri, etrafta koşuşturan birkaç sağlık görevlisinin telaşlı sesi, seyircilerden gelen alkışlar ve yeni başlayan karşılaşmadan yükselen bağırma sesleri... Hepsi birbirine karışırken şimdilik yapabileceğim yalnızca iki seçenek vardı. Açık olan gözlerimle ya tavanı izleyecektim ya da görüş açımdaki Sasuke'yi. Vücudumu hareket ettiremiyor oluşum beni fazlasıyla sınırlasa da yaşadığım siniri ve hâlâ engelleyemediğim hızlı kalp atışlarımı bir kenara bırakırsak, Sasuke'yi izleyebiliyor olmak kesinlikle güzel bir seçenekti.

Bakışlarım onun yakışıklı yüzünde gezinirken sürekli gözlerine çıkıyor ve arada göz göze geliyorduk. Acıyan kolumu ve sinirimi yatıştıran şey onun diğer elimi sıkı sıkı tutuyor oluşu ve görüş açımda olmasıydı. Yine de benim aksime gözleri sürekli bende değildi. Arada çatık kaşlarıyla kapıdan gözüken yeni karşılaşmaya bakıyor sonra gözlerini, Sasori'nin inlemelerinin geldiği tarafa çeviriyor ve kaşları mümkünmüş gibi daha da çatılıyor, en son yine benimle buluştuğunda da sinirli yüz ifadesine rağmen gülümsemeye çalışıyordu.

Bense onun izlemenin dışında kolumun dayanılmaz acısına tepki olarak kıpırdatamadığım ağzımın izin verdiği kadarıyla sızlanma ve bağırma arasında kalmış garip sesler çıkarıyordum.

"Sakin ol, bir şey yok. Birazdan hiçbir şeyin kalmayacak." Sasuke'nin, Sasori'ye ettiği küfürler dışında ağzından çıkan tek cümle de bu oluyor. Bir de eğilip elmacık kemiğime öpücük konduruyor, ara ara akan göyaşlarımı siliyor.

Böyle geçen birkaç dakikanın ardından ise sonunda Tsunade-sama yanıma geldi. Ben, beni iyileştireceğini, acımı hafifleteceğini sandığımdan içten içe sevinirken söyledikleri yüzünden sanki acım, ağrılarım daha bir arttı. "Üzgünüm Sakura, bugünkü maçlarda epey hasar oluştu. Duruma bakmam gerek, ona göre diğerlerine öncelik vereceğim."

Cevap veremedim. Etkisi normalden de uzun sürmüş gibi gelmişti bu zehirin. Artık hareket etmek istiyordum. En azından konuşabilmek ya da rahat rahat bağırabilmek. Belki böyle kolumun acısı azalırdı.

Tsunade-sama'ya gözlerimi çevirerek baktım. Ne yaptığını tam olarak göremiyordum ama hemen yeteneğini kullansın istiyordum. Kolumun acısı gerçekten dayanılmazdı.

"Kolun, içten kırılmış." dedi saniyeler sonunda. "Sasori'nin durumu daha kötü olduğu için bir süre bekleteceğim seni. Dayanabilirsin değil mi?" Sanki cevap verebilecekmişim gibi bana beklentiyle baktı. 'Hayır!' diye bağırmak istesem de yapamadım yine. Tsunade-sama da veremediğim tepkiyi istediği gibi gördü ve "Güzel." diyerek uzaklaştı. Adım seslerinden anladığım buydu yani.

"O piç geberse de olur, Sakura'yla ilgilenin önce." Sasuke'nin sinirli sesli kulağıma dolduğunda Tsunade-sama'nın onun dediğini yapmasını istedim. Ama öyle olmadı. Tsunade-sama, cevap vermeye bile yeltenmedi.

Onun yerine birkaç kişi gelip bana kolumun hareket etmemesi için önlem aldıklarını söyleyerek sargı beziyle kolumu sabitledi. Yapmasalar bile hareket ettiremiyordum zaten, o yüzden sardıkları esnada canımı daha da acıtmaktan başka bir işe yaramamışlardı.

Bu şekilde kaç dakika geçti bilmiyorum. Ama en sonunda üzerimdeki etki geçmeye başlamış ilk olarak elimi kıpırdatabilmiştim. Sasuke'nin benimkini tutan elini sıktım. Çatık kaşlarının altındaki bakışları hemen bana döndü ve tekrar gülümsedi. "İyi misin?"

Konuşabilecek gücü bulmak ve etkinin beni tam olarak terk etmesi için çok kısa bir süre daha bekledim ve en sonunda ağzımdan çıkan ilk kelime "Hayır." oldu.

Canım bu kadar çok acıyorken iyi olduğumu söylemeyecektim. En sonunda rahat rahat dakikalardır yapamadığımı yaptım ve bağırdım. "Kolum! Kolum, çok acıyor."

spécial | sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin