30. Bölüm: "Böyle Şeyler."

12.9K 967 776
                                    

Multimedya;

HiraiZerdüş - Papatya

Bölüm sonundaki yazıyı okuyun lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm sonundaki yazıyı okuyun lütfen. Ve satır arası yorum yapmayı da unutmayalım.❤

*

Hayatım bir sıralamaya göre devam ediyordu sanki. Korkuyordum, üzülüyordum, mutlu oluyordum. Sonra yine korkuyordum, üzülüyordum ve mutlu oluyordum. Ne zaman bu döngüden çıkabilecektim? Çok mutlu hissettiğim her anı hep korkuyla mı bitirecektim? Ben hiç sonrasını düşünmeden mutlu olamayacak mıydım?

Aren'in tuttuğum tişörtünü avucumda daha çok sıktım. "Gece gece ne oldu da kapımıza böyle dayandınız beyefendiler?" diye gayet sakin bir ses tonuyla konuştu Araf Bey. "Seninle muhatap olmaya gelmedik. Torunumu hemen geri veriyorsunuz!" diye bağıran dedemin sesiyle gözlerimi yumdum. Aren'in bedeninin gerilişini hissediyordum. "Öncelikle sesinizi kısın." dedikten sonra yerinden hareketlendi Araf Bey. Korkuyla gözlerimi açtım. Gerçekten de yerinden hareketlenmişti.

"Sürekli Ecren'i arada oynatıyoruz. Bu böyle sürmez. Saygınızla birlikte eve girin, konuşalım." dediğinde dedem güldü. "Senin bu iğrenç evine adım atacağımı düşündün mü sahiden?" Dedemin bu saygısızlığı beni utandırdı. "Sizi bilemem ama Ecren'in babası belki girebilir. Zira zaten saygıdan yoksun kişileri evime sokmuyorum."

Nefesimi tutarak Aren'in arkasından çıktım. Babamın gözleri beni buldu. Üzgün bakıyordu. Biliyordum buraya isteyerek gelmemişti. "Benim oğlum senin gibi bir adamla konuşmaz." dediğinde Araf Bey dedemi umursamadan babama döndü. "İçeri girer misiniz?" diyerek babamı içeri davet etti. O kadar saygılı konuşuyordu ki. Araf Bey'e bir kez daha hayran oldum. Babam bana baktı. Başımı salladım. İçeri girmesini çok istiyordum. "Sana benim oğlum bu eve girme-" Babam, dedemin lafını böldü. "Baba benim yerime konuşmayı bırak." Şaşırdım. Babam ilk defa dedem böyle bir üslupla konuşmuştu. Dedem de benim kadar şaşkındı.

"Buyrun siz." dedi Araf Bey. Babam içeriye adımladı. Dedem, babamın koluna yapıştı. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?" Babam, dedeme döndü. "Kolumu bırak." dedi. Dedem bıraktı. Babam içeriye girince Araf Bey kapıyı kapattı. Dedem az önce ne yaşadığını sorguluyor olmalıydı. Babamdan asla böyle bir atak beklemediği belliydi.

Babam bana bakıyordu. Aren'in tişörtünü bırakarak babama gittim. "Baba." dedim ağlamaklı sesimle. Babam kollarını bedenime sararak başımdan öptü. "Çok üzgünüm Ecren." Göğsüne yaslanarak tuttuğum göz yaşlarımı saldım. "Ben de baba." dedim. "Ecren ağlama kızım." diyen Araf Bey'di. Ona bakarak babamdan uzaklaştım. Ağlamam babamı üzerdi. Ağlamamalıydım.

"Buyurun böyle." diyerek babama yolu gösterdi Araf Bey. Onlar önden giderken Enise Hanım ve kızlar da ardından gitmişlerdi. Aren ile ben ise hâlâ hareket etmeden bekliyorduk. Ona sarılmaya ihtiyacım vardı. Korkmuştum, bu korkuyu ona sarılarak aşabilirdim. Başımı ona çevirdiğimde kollarını hafifçe açtı. Memnuniyetle gülümseyerek kollarının arasına girdim. Göğsüne başımı yaslayıp derin bir nefes aldım.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin