35. Bölüm: "Sırt"

14.1K 895 493
                                    

Multimedya;

Can Oflaz - Fikrimin İnce Gülü

Bölüm sonuna yazdıklarımı unutmayın unutmayın güzellerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm sonuna yazdıklarımı unutmayın unutmayın güzellerim.🌹

*
Bazen gerçekten aptallık yapıyorum. Hayır hayır, ben hep aptallık yapıyordum. Düşüncesiz hareketler yapıyor ve sonrasında kendimi üzüyordum. Kalbimi acıtıyordum. Neden böyle bir insan olduğumu bilmiyordum ama öyleydim işte. Böyle olmamak isterdim. Canımı yakmamak isterdim. Canımı üzmemek isterdim.

Canım... Aren. Onu üzdüğümün bilincindeydim. Ona güvenmediğimi zannetmişti. Ben kendimden çok ona güveniyordum. O bunu bilmiyor muydu? Bilmesi gerekirdi. İçimdeki bu delicesine olan aşkı bilmeliydi. Belli edemiyor muydum yoksa?

Beni bu odada bir başıma bırakıp gitmişti. Kocaman odadaki ufak bedenim sıkışmış gibiydi. Sanki bu odaya sığmıyordum. Yabancı bir yerdeymişim gibi hissediyordum. Oysa burası benim evim değil miydi? Aslında benim evim Aren'di.

Kaç saat olmuştu? Yoksa olmamış mıydı? Yatağın yanına yere oturmuş kapıya bakıyordum. Ağlamıştım. Her zamanki gibi çok fazla ağlamıştım. Gözlerim yanıyor gibiydi. O gelmeden göz kapaklarımın kapanmasından korkuyordum. Ona sarılmam gerekiyordu. Özür dilemeliydim. Ona kendimden bile çok güvendiğimi bilmesi lazımdı. Hareketlerimle anlatamamışsam sözlü olarak söylemem gerekiyordu. Ama o gelmiyordu. Ben bekliyordum ama o gelmiyordu.

Korkmama gerek yoktu belki de ama ben korkuyordum. Telefonu yanında olsaydı arardım ama telefonunu yatağa atıp gitmişti. Parmağımın ucu bile değmemişti telefona. Umurumda değildi. Saçma sapan bir tavır alarak onu üzmüştüm. Bir şey saklamadım dediyse saklamazdı.

"Aren neredesin?" derken kafamı dizlerime yasladım. Eve gelene kadar burada hareketsizce bekleyecektim. Aren'in gidişi evdekileri de telaşlandırmış olmalıydı. Ama kimse gelip de bana bir şey sormamıştı. Cesaret edememiş olmalılardı.

Soluğumu seslice bıraktım. Zaman geçtikçe içim sıkılıyordu. Artık gelmeliydi. Hem bu saatte nereye gidebilirdi? O gece dışarıda olmayı sevmeyen bir adamdı.

Üzülmemem için elinden ne geliyorsa yapan adamı üzmüştüm. Nankör müydüm ben? Sırf seviyorum diye kendimde onu üzme hakkını nasıl bulabiliyordum? Ben kimdim ki onu üzebiliyordum?

Bekledikçe kendime olan nefretimin artıyor olduğunu fark ettim. Tekrar ağlamaya başladım. Gelmeli ve bana sarılmalıydı. Kollarını bedenimde hissetmedikçe kendimi affedemezdim. Bu dünyada en sevdiğim insan kendimken onu gördükten sonra Aren olmuştu. Bir zamanlar kendisine âşık olan ben, şimdi Aren için kendimden nefret etmeye başlıyordum.

Kapının açılma sesiyle kafamı öyle hızlı kaldırdım ki boynum ağrıdı. Ama bunu asla umursamadım. Kapıdan içeri giren Aren'i görünce yerimden kalktım. Kapıdan girmesiyle ona sarılmayı planlamıştım ama yüzüme bakmıyor olması tüm cesaretimi kırdı.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin