Enes Özel Bölüm

8.4K 757 529
                                    

Dünyaya gözlerimi açtığım zamanları hatırlamak için ettiğim dualar kadar başka bir şey için dua etmemişimdir ben.

Annem... Birlikte fotoğraflarımız olsa da onunla tek bir anımı hatırlamıyorum. Öyle çok isterdim ki ilk yaşlarımı hatırlamayı...

Anneme sarılmış mıydım acaba? Annemi sevgiyle kucaklamış mıydım? Annem bana nasıl davranmıştı? Beni çok sever miydi?

Aklımdaki binlerce sorunun büyük bir çoğunluğu annemle ilgiliydi. Benim en büyük yaram annemdi.

Büyüdüğüm her gün annemi merak etmiştim. Babam her ne kadar annemi anlatsa da merakım asla dinmiyordu. Annemin bakışlarını merak ediyordum.

Sahiden de babamın dediği gibi çok güzel bir kalbi var mıydı?

Ne kadar büyürsem büyüyeyim annemin yokluğunu aşamıyordum. Evde de dışarıda da bu duruma alışmış bir insan olarak gösteriyordum kendimi. Hiç kimse benim içimdeki küçük çocuğun anne sevgisine muhtaç olduğunu bilmiyordu. Bilsinler de istemiyordum.

Mutlu olmak zorundaydım. Kendimi mutluymuş gibi göstermek zorundaydım. Herkesten evvel bunu Emine için yapıyordum.

Benim küçük kardeşim... Emine'ye duyduğum sevgi herkese duyduğum sevgiden yüksekti. O benim için annemden kalan bir yadigardı. Sırf onun için son nefesini veren annemin biricik kızıydı.

Hayat onun için daha zordu. Benim annemle fotoğraflarım vardı, onun yoktu. Ben fotoğraflarla kendimi avutabiliyordum. Ama Emine fotoğrafları görmeye bile dayanamıyordu. Fotoğraflardaki güzelliği katlettiğini düşünüyordu.

Defalarca kez kendinden nefret ettiğini söyleyerek kollarımda ağlamıştı...

Emine'ye küçükken ben de kızmıştım. O olmasa benim de annem olur zannetmiştim. Hatta Emine ölse annem geri gelir diye bile düşünmüştüm.

Sonra ise onu çok sevmiştim. Birisi gelip annenle Emine'yi değiştireceğiz dese buna izin vermezdim. Emine benim her şeyimdi. En değerlimdi.

Şimdi ona bakarak düşünüyordum tüm bunları. Elinde kedisi vardı. Hem onunla oynuyor hem de onunla konuşuyordu.

Yüzümdeki gülümsemeyle yerimden kalkıp ona doğru gittim. Oturduğu koltukta yanına oturup kolumu açtım. Hiç sorgulamadan kollarımın arasına girmişti.

"Bir şey mi oldu abi?" diye sordu gözlerini gözlerime dikerek. Kafamı iki yana salladım. Saçlarını öptüm üst üste iki defa.

"Kardeşimi özledim." diye konuştum. Emine memnuniyetle gülümsedi. "Evlenip gideceksin tabii." dedi gülerek. Doğruydu. Gidecektim.

"Sanki normalde gelip sarılmıyordum sana." diye söylendiğimde güldü. Kucağındaki kedisini serbest bırakıp kolunu karnıma sardı.

"Ben senin yokluğuna çok zor alışacağım." diye konuştu. Ben de onun yokluğuna zor alışırdım ama ömür boyu birlikte yaşayamazdık. Önünde sonunda o da evlenecekti ben de.

"Babanız olmadan sarılın siz birbirinize." diyerek odaya giren babama ikimiz de güldük. Babam çok iyi bir insandı. Babam olduğu için demiyordum bunu. Öyle güzel bir kalbi vardı ki böyle bir adamın oğlu olduğum için şükrediyordum.

"Abi bırak sen onları ya. Baksana halaları bile umurlarında değil." Bu kez gelense halamdı. Halam bu sabah bize gelmişti. Ben halamla birlikte büyümüştü. Benim çocukluk arkadaşımdı aslında.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin