Çete Lideri: -17-

4.3K 221 26
                                    

Sana baktığımda hayatta, 'tebessüm' diye soyut bir varlığın olduğunu hatırlıyorum...

İnsan bazen ne diyeceğini bilemez.

İnsan bazen ne yapacağını bilemez.

İnsan bazen ne düşüneceğini bilemez.

İnsan bazen, kalbi ile aklı arasında kalır. Kalbi der ki "Onla yaşamaya devam etmelisin. Sen ona aşıksın. Pes etmemelisin."

Aklı ise der ki "Buraları terk et,git başka yerlere yeni bir sayfa aç. Yeni bir hayata başla. Bu çileyi çekmen saçma. Sen güçlü bir kızsın. Kimsenin sana sırt dönmesine aldırış etme."

Hangisini dinlemeliydim?

Hangisine kulak asmalıydım?

Hangisinin beni yönetmesine izin vermeliydim?

Hangisinin bana iyi geleceğini nerden bilebilirdim?

Koltukta oturmuş karanlık geceye gözlerimi dikmiş dışarıyı seyrediyordum. Aklım karmakarışıktı.

Bir yandan arkadaşlarımı özlemişken, bana sırt çevirmeleri. Diğer yanda Mert'in aklıma gelen bakışları vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Labirent de kaybolmuş gibi hissederken kapı - anahtar sesiyle irkildim.

Oraya bakmadan önüme bakmaya devam ettim. Bakışlarım hâlâ karanlık gökyüzündeydi. Beni kırmaktan çekinmeyen adam, karşımda durmuş benim ona diyeceğimi bekliyordu. Ama diyeceğim bir şey yoktu. O zaten benim dediklerimi umursamıyordu. Beni dinlemiyor, her seferinde kırıyordu. O yüzden ona kırıldığımı belli etmek istercesine ona bakmamaya devam ettim.

Birkaç kez öksürdü fakat yine de inatlığıma devam ettim.

Nerden gelmişti? Neler yapmıştı? Neye gülmüş, neye kızmış, ne konuşmuştu? Bunları acayip merak ediyordum fakat öğrenemeyeceğimi de biliyordum.

Ben ne ara bu kadar inatlaşmıştım diye düşünürken yanımda biri çöküntü hissettim.

"Niye trip atıyorsun? İstemeden kötü bir şey mi yaptım?" Yok. Yapmadın. Çok iyisin sen. Ama ben canım istediği için sana böyle davranıyorum.

İnsanlar bazen, gerçekten vurdum duymaz oluyorlarmış demek ki. Burdan bu çıkar. Ne yaptığını sanki bilmiyorsun. Tamam bilmiyorsun diyelim, tahmin de mi edemiyorsun? Allah kahretmesin ki bu sefer konuşmak için ağzımı aralamıştım. Daha fazla kayıtsız kalamazdım. Bir şeyler deme ihtiyacı duyuyordum.

Birden ona döndüm ve yüzüme alaycı bir sırıtma yerleştirdim.

"Yoo! Niye trip atayım ki sana ben? Ne haddime?! Daha doğrusu sen kimsin ki? Trip filan atmıyorum, sadece eski hayatımı özledim."

Gözlerime uzunca bir süre baktı.

Konuşmak için hafiften ağzını araladı.
"Bak... İstersen, şöyle yapalım. Sen bana trip atmaya devam edersen seni arkadaşlarınla buluşturmam." Dediğinde ağzımdan bir çığlık koptu. Bu çığlık sevinçtendi.

"Olurrr!" Diye cırlayarak Mertin üstüne atladım. Tabiki öyle değil.

Trip mi!

Ya kim trip atıyormuş be!

"Ama trip atarsan götürmem ona göre."

"Tamam tamam, trip yooooook" diyerek uzattım. Bugün heyecanlı bir gün olacak gibi gözüküyordu.

Peki ya Esra bana yine aradığım günkü gibi davranırsa. Beni kovarsa. İstemezlerse. Ayça da aynısını yapar mıydı? Kesinlikle Esra ile konuşmayacaktım. Hak etmiyordu. Ayça ile konuşmaya çalışacaktım. Heyecanlıydım ama bu heyecan farklı bir heyecandı.

ÇETE LİDERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin