Çete Lideri: -1-

31K 742 553
                                    

Medya - Almina Güvender

Yeni bir okul... Ne güzel.  Yeni bir hayata başlayacağım. Mutlu değilim. Çünkü eski okulumu çok seviyordum. Fakat zorunluymuşum. Okulun müdürü anneme aşıkmış ve peşini bırakmıyormuş. Babam da bunu duyunca çıldırdı tabi. Hemen İstanbul'a gitme kararı aldık dün. Eğer bizi burda da bulabilirlerse bu sefer yurt dışına gideceğiz.

Heyecanlıyım. Çünkü yepyeni bir Kolej'de okuyacağım. GÜNAY Koleji. Yarın başlıyorum okuluma. Aslında yılın ortalarındayız. Ben 11'e gidiyorum ve 12'ye geçeceğim.

Odamda dönüp dolaşmaktan sıkılmıştım. Aşağıya inip annem ve babama baktım. Bir şeyler konuşuyorlardı. "Şimdilik öğrenmesin yoksa gitmez." Neyden bahsettiklerini hiç anlamadığım için boş verip daldım içeri.

''Anne, baba çok sıkıldım ben. Dışarı çıkacağım." Diyip spor ayakkabımı giyinmeye başladım. Bana anlamsız bakmaya başladılar. Ben kötü bir şey demedim ki. Her neyse.

"Almina, emin misin yavrum? Buraları henüz bilmiyorsun." diyen babama dönüp "Babacığım merak etme telefonumu yanıma alıyorum sesi de açık. Bir şey olursa haber veririm." Diyip çıktım. Gerçekten buraları hiç bilmiyordum aslında.

Bakalım, market nerede, hastane nerede, park neredeymiş? Evden bayağı uzaklaştığımı fark ettim. Hava da kararmaya başlıyordu. Ürkmeye başladım. Yoldan 3 ya da 5 kişi anca geçiyordu. Yardım istemeye çalıştım. Fakat burada kimseleri tanımıyordum. Burdaki insanlar iyi miydiler?

Karşı yola geçecekken ani fren sesi duymamla çığlık atmam bir olmuştu. "Aaaa!" Az kalsın araba çarpacaktı. Kalbim küt küt, güm güm atarken başımdan aşağı resmen kaynar suyu dökülmüştü.

"Ya kızım önüne baksana! Ölüyordun az kalsın!" Diyerek kapıyı açması bir olan bu çocuk, fazlasıyla karizmatik yakışıklı duruyordu. Öyleydi ama ilgilenmemiştim. Ayrıca arabada 2 kız, 3 erkek vardı. Kızlardan biri kahverengi tenliydi. Kızlardan biri bağıran çocuğa "Ya Baran hemen bağırmasana kıza! Görmüyor musun şoka girdi zaten! Hem önüne aniden çıkan sendin!" Dediğinde, adının Baran olduğunu öğrendiğim çocuk sakinleşip daha sessiz konuşmaya başladı. Ve sustu. O şok ile ne dediğini anlayamamıştım. Kafamı kaldırıp çocuğa baktığımda dikkatle beni izliyordu. Yüzümün her karışını ezberinde tutmak gibi...

"Pardon, iyi günler." Diyip hızla karşıya geçtim. Baran hâlâ bana bakmaya devam ediyordu. Araba gitmeye başlayınca kızlardan biri bana el salladı. Bu ne samimilik? Her neyse.

40 DAKİKA SONRA

Bu kadar gezmek yeter. Havada soğumaya başladı zaten. Üstelik yarın okulum var. Test çözüp yatmalıydım. Kendimi aç hissetmiyordum zaten.

Yolları geçip bizim oturduğumuz villayı görünce derin nefesler aldım. Yarın için heyecanlandığımdan dolayı, karnına ağrılar giriyordu.

Işıklar açıktı. Beni bekliyor olmalıydılar. Beni soru yağmuruna tutacaklarına emindim. 1 buçuk saattir dışardayım sonuçta tanımadığım bir yerde. Haklılardı da.

Kapının çalmadan açılmasıyla şaşırıp açan kişiye baktım. Annem kızgın gözleriyle beni sorgular bakışlar atıyordu. "Eee şey anne... Gezmeye dalmışım." Diyerek geçiştirmeye çalıştım. "Almina, içeri geç!" Dedi kızgın sesle. Bir şey diyemeden geçtim içeri.

"Kızım nerde kaldın? Meraktan öldük."

"Anne sadece dışarı çıkıp gezdim bu kadar."

"Senin için öyle tabi. Neyse hadi yemeğini ye yavrum mutfağa hazırlattık. Yedikten sonra uyursun."

ÇETE LİDERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin