36

3.3K 171 107
                                    

Flashback

Siyah kapşonlu hırkasını giymiş odasında çantasını hazırlayan kırmızı saçlı çocuk donuk yüz ifadesiyle en önemli eşyalarını koyuyordu çantaya.

İçeriden gelen kapı kapanma sesi ile duraksadı ve gözlerini kendi kapısına dikti. Birazdan kör kütük sarhoş biçimde içeri girecek Adams yapacaklarını planlıyordu. Büyük bir soğukkanlılıkla çantasını sırtına taktı ve yanındaki bavulu aldı.

Ses çıkartmamaya çalışarak koridordan kapıya doğru ilerledi arkasından gelen adım sesleri ile derin bir nefes verdi ve içinden 'Sakin ol. Biraz sonra hepsi geçicek' dedi.

"Nereye gittiğini sanıyorsun? İzin verdim mı ibne?" Rüzgar derin bir nefes verdi ve arkasını döndü.

"Senden izin almam gerekmiyor, ayrıca bana ibne demeyi kes". Amcası gözlerine baka baka birkaç adım ona doğru ilerledi. Rüzgar'ın kulaklarında gıcırdayan parke sesleri ile daha çok heyecanlanıyordu.

"Birkaç haftadır görüşmüyoruz diye çenen açılmış. Kapatmasını bilirim". Elini kaldırıp Rüzgar'ın yüzüne hızla indirdi ve arkasını döndü. Rüzgar ellerini o kadar sıkmıştı ki serçe tırnağı derisine geçmek üzereydi.

Yeri izleyerek sabrediyordu. Az kalmıştı.

"Son dakikalarını bu şekilde geçirmek zor olmalı amca. İki dakika sonra hareket edemeyecek şekilde felç kalacaksın. Yarım saat sonra konuşma yetin kaybolacak. Bir saat sonra halüsinasyonlar göreceksin. Tahminen üç saat içinde acı çekerek öleceksin. Üç haftadır herkesin bildiği gibi şirketin çöküşte. Manşetlerde yazan şeyi düşleyebiliyorum 'Ünlü holding sahibi hap içerek intihar etti'".

Rüzgar şeytani bir gülümseme ile amcasına bakıyordu. Önündeki adam telaşla ona döndü ve "N-ne verdin bana?" dedi.

"Hiçbir şey. Şu sinir düzenleyici ilaçlarının kapsüllerini boşaltıp içine intihar hapı koydum. Tam hakettiğin gibi bir ölüm olacak yavaş yavaş acı çeke çeke". Önünde korku dolu gözler ile ona bakan adama sırıttı ve kapıyı açtı.

"Bekle! Lütfen panzehiri ver yemin ederim sana bir şey yapmayacağım". Rüzgar sinirle kapıyı kapattı ve oraya döndü.

"Ulan göt herif! Sen nasıl bu aptallıkla holding sahibi oldun piç kurusu. Kaç aydır yapmadığını bırakmadın. Ama artık pısırık Rüzgar yok. Dua et sikmiyorum!"

İlaç kanına karışmaya başlamış olmalıydı ki adamın ayakları tutmamaya başlamıştı. Adam sendeleyerek koltuğa oturdu ve kravatını gevşetti.

"Mirastan bir kuruş bile alamazsın. Seni kimse bilmiyor!"

Rüzgar histerik bir kahkaha attı elindeki bavulu yana bırakıp koltuğa oturdu ve "Hala anlamıyor musun! Bu benim yararıma. Kimse benden şüphelenmez çünkü ben şu anda yokum. Sözde bir yıl sonra yetimhaneden çıkıcam büyük ihtimalle yanıma aldığım bütün o paralar yeter. Saol amca bir kere işe yaradın"

"Sana bir ev verdim bir yatak-"

"Üstünde kanım olan yatak ve her gün başıma yeniden yıkılan bir ev! Siktiğimin omurgasızı hala konuşuyor". Sinirle ayağa kalktı ve odasına ilerledi içeriden aldığı kağıt ve kalemi önüne attı ve "Şimdi intihar notunu yaz inandırıcı olsun yok şimdi çükünden başlayarak derini yüzerim". Gözlerinden ateş fışkıran çocuğa karşı adam terli alnını sildi ve "Tamam... Lütfen daha çok canımı yakma" dedi.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin