46

3.2K 217 76
                                    

[Yazar]

Evden acele ile çıkan Olgu okula yürümeye başladı. Bir an önce Rüzgar'ı görmek istiyordu. Bir an önce sevgilisini görmek istiyordu.

Yolda neredeyse ağaçlara bile selam verecek kadar neşesi yerinde olan çocuk bu haline güldü. En son ne zaman bu kadar neşeli olmuştu?

En son annesi onları sürpriz bir şekilde ziyaret ettiğinde bu kadar neşeli olmuştu. Kaldığı kısa süre içerisinde Olgu sürekli gülüyordu. O an annesini özlediğini farketti. Saat farkından dolayı çok fazla konuşamasalarda belki uyumamıştır diye düşünerek onu aramaya karar verdi. Telefon birkaç kez çaldıktan sonra açılınca Olgu boğazını temizledi.

"Uyandırmadım dimi?"

"Hayır oğlum iş yapıyorum. Sesini nasıl da özlemişim. Nasılsın iyisin dimi?" Sonlara doğru sesi endişeli çıkmıştı Arzu Hanım'ın

"İyiyim annecim merak etme. Sen nasılsın?"

"İyi olmaya çalışıyorum. Neyse beni boşver senin sesin pek bir neşeli geliyor. Ne oldu anlat bakalım". Olgu sırıttı. Bu kadar uzaktayken bile onu tanımayı nasıl başarıyordu.

"Güzel şeyler oluyor. Uzun hikaye. Sesini duymak istemiştim sadece uzun zamandır arayamıyorum. Ne yapıyorsun, işlerin nasıl?"

"Bu aralar şirket bayağı yoruyor. Günün yirmi saati çalışıyorum neredeyse". Annesinin sesinin arkasından tanımadığı bir ses gelmişti. Olgu kaşlarını çattı ve "O ses de ne?" dedi. Tok bir adam sesi duyduğuna yemin edebilirdi.

"Bir şey değil yavrum. Neyse şimdi kapatmam gerek Olgu görüşürüz seni seviyorum"

"Ben de". Olgu telefonu kapattı ve cebine koydu. Gelen adam sesi ne demişti duymamıştı ama bir şeyler mırıldanıyordu.

Ellerini cebine koydu ve okula girdi. Yüzüne çarpan ılık havaya karşı istemsiz sıktığı yüzü gevşemişti. Ruhsuz duvarların kapladığı okulda sınıfına girdi. Girer girmez ona dönen Dilşat'ın gözlerine kaçamak bir bakış atıp yerine ilerlemek için harkete geçti Olgu fakat önüne anında geçen Dilşat onu kolundan tutup dışarı çıkardı.

Olgu Dilşat'ın ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışırken Dilşat kendinden emin bir şekilde aşağı katlardaki tuvaletlere ilerliyordu.

"Ne-"

"Şşt ses yok". Dilşat onu uyarınca Olgu başını öne eğdi ve sürüklediği yere gitmeye devam etti. Bari çantasını bıraksaydı.

Merdivenlerden inince gördüğü manzara ile kaşları istemsizce havaya kalkmıştı.

Burak, Gürkay, Tuğkan, Tuğberk, Miraç ve Rüzgar hepsi tuvalete doluşmuştu. Tuğkan tuvalet kapılarını tekmeleyip "İşinizi sonra halledin!" diye bağırıyordu. Son kalan çiftler de çıkınca Olgu'yu içeri soktular.

"Niye tenha yerlere geldik? Beni mi sikeceksiniz?" Olgu olayı dramatikleştirmek için soru sorduğunda Tuğberk "Sikmeyecez sakso çektircez" dedi.

"Pisleşmeyin!" Miraç uyarınca ikisi de sustu ve Miraç'a döndüler.

"Buraya önemli bir amaç için toplandık. Önemli bir konu". Olgu işi ciddiye almış gibi onu dinlerken yanında duran bedene kaydı gözleri. Rüzgar saçlarını geriye atmış şişirdiği yanakları ile yeri izliyordu. Olgu'nun içini ısıtan bu görüntüye karşı gözleri bir anlığına buluştu.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin