48

2.7K 198 32
                                    

[Yazar]

"Doğruluk mu cesaret mi?" Miraç karşısında oturan Dilşat'a soruyu yönelttiğinde Dilşat içkisinden bir yudum aldıktan sonra "Cesaret olsun" dedi.

Bütün grup Nisa da dahil olmak üzere geleneksel Olgu'ların evindeki buluşmalarından birini yapıyordu.

"Ağda yap". Dilşat güldü ve Nisa'ya döndü. Nisa ayağa kalkıp "Ben getiririm" dedikten sonra yukarı kata çıkmaya başladı.

"İşin iyi tarafı daha yeni yaptırmıştım" dedi Dilşat soğukkanlı bir şekilde. Bira şişelerine odanın loş ışığından yansıyan renkleri izliyordu bir köşede Olgu. İçmeye başlayalı iki saat olmuştu ve onun kafası iyice güzel olmuştu.

Nisa elinde bant ağda (ismi ne bilmiyorum) ile gelince Dilşat sinsice sırıttı ve elindeki ağdayı alıp elleri arasında sürterek ısıtmaya başladı.

"Koluna yap koluna". Tuğkan oradan gaz verirken Dilşat kafasını salladıktan sonra bandı iki yandan çekerek açtı ve birini kendisine yapıştırdı. Sonra ise diğer parçayı kaşla göz arasında Miraç'ın koluna yapıştırdı. Miraç içinde bulunduğu durumdan şok olmuş şekilde koluna bakıyordu.

"Hayal mi görüyorum? H-hayal görüyorum. Orada ağda mı var?"

"Maalesef şu anda kolunda saatli bomba var ve pimi çoktan çekilmiş". Rüzgar dehşete düşmüş biçimde Dilşat'a bakarken Dilşat kolundaki ağda bandını çekti ve hiçbir şey olmamış gibi "Sıra sende" dedi.

Miraç gözlerini kapatıp yukarıdan aşağı doğru indirmeye başlayınca bir şey olmadığını fark etti.

"Kanka onu ters yöne çekcen". Gürkay oradan ders verince Burak kahkağa attı ve sevgilisine sarıldı.

"Bana bak... Nereden biliyorsun sen bunları?" Gürkay elindeki içkiden bir yudum alıp susmayı seçti.

"Ben çekemem bunu amına koyim. Biri çeksin"

"Eee yeter ama ya. Amma uzattınız". Nisa'nın sabrı taşmış şekilde yalpalayarak ağda bandına uzandı ve bir anda çekti.

Gözleri dolan Miraç acıyı içinde özümsedikten sonda ağzını açtı ve saymaya başladı.

"Ben senin ananı avradını gelişini geçmişini sülalesini silsilesini beşikteki bebesini köydeki dedesini sikindeki spermini defterindeki kırmızı çizgiyi ve minimum aile bireylerinin hepsini sikeyim. Böyle acı mı olur amına koyim etimden et damarından damar koptu. Bunu yapacağınıza gidip jilet kullanın. Ağda pişmanlıktır ağda katliamdır"

Nisa çocuğun yanına ilerledi ve oturtup koluna baktı. Miraç küçük bir bebek gibi dudaklarını büzmüş Nisa'yı izliyordu.

"Uf mu oldun çen. Çen uf mu oldun bakalım?" Miraç gülümsedi ve kafasını salladı.

"Sıra bende, Olgu doğruluk mu cesaret mi?"

"Hı?" Olgu kafasını tavandan Dilşat'a çevirdi ve soru soran gözler ile ona baktı. Dilşat sorusunu yeniden tekrarladığında Olgu düşünür gibi gözlerini yukarı kaydırdı.

"Cesağret". Dilşat gülümsedi ve Rüzgar'a baktı Rüzgar ne olduğunu anlar gibi kaşlarını kaldırıp onay vermez bir yüz ifadesi ile bakmaya başladı.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin