42

3.1K 204 127
                                    

[Olgu]

Ben duvarlar ve yorgan... Birkaç gündür gördüğüm tek şey bunlardı. Ha şikayet ettiğim yoktu sonuçta evde miskin miskin oturup sezonlarca dizi izlemek hoşuma bile gidiyor olabilirdi. Küçük bir sıkıntı vardı.

Rüzgar'ı çok özlemiştim.

Aptalca geliyor olabilirdi ama onu cidden, ciddi anlamda çok özlemiştim. Geldiği günden beri en az günde bir kez görüyordum ve dört gündür WhatsApp'daki profil fotoğrafı dışında yüzünü bile göremiyordum. Telefonumdan mesaja girdim ve günlerdir yanıtlamayı reddettiğim mesajı bir kere daha okudum.

Rüzgar: Konuşmamız gerek.

Derin bir nefes verdim ve yeniden telefonu yanıma koydum.

Çok mu zordu Olgu? Senden nefret etmiyorum demek? Aptal aptal sustuğun için şimdi bu haldesin. Sana ve çevrendeki herkese zarar geliyor. Senin yüzünden hemde. Aptal ve korkak olmasaydın şu anda daha iyi halde olurdun sen ve onlar. Ve Rüzgar. Gerçi artık üzülüyormudur bilmiyorum nasıl olsa günler geçmişti mesajın üstünden. Belki kabullenmiştir...

"Kuzum nasılsın bugün?" Anneannemin sesi ile kapıya döndüm. Saat sabah dokuzdu ve ben yine sabahlamıştım. Uyuyamıyordum uyuyunca kabus görüyordum. Beynim patlamak üzereydi.

"İyiyim anneanne". Sabahlığının ipini bağladı ve yanıma oturdu.

"Çık artık şu odadan yavrum. Gel dışarı çıkartayım seni hava al azıcık, yüzünün rengi solmuş". Elini yüzüme koyup okşayınca gülümsedim. Beni merak ediyordu.

"Hiç halim yok anneannem, Nisa okula gitti mi?"

"Evet Miraç onu almaya geldi beraber gittiler". Şaşırsamda dışarıya belli etmemiştim. Sonuçta Miraç yakın arkadaşımdı. Üzmezdi Nisa'yı.

"İn aşağı kuzum hadi üzme beni, patates kızarttım". Güldüm ve kafamı salladım. Benim onay verdiğimi görünce dişlerini göstererek güldü. Kapıyı kapatıp çıktığında ayağa kalktım ve günlerdir üstümden çıkarmadığım kıyafetlerime baktım. Daha doğrusu Rüzgar'ın kıyafetlerine baktım. Yağlanmış saçlarımı karıştırdım ve aşağı indim. Mükemmel kokular beni merdivenin başında karşılamıştı. Bedenimin ihtiyacı olan bu duyguya karşı hızlı adımlarla mutfağa girdim. Anneannem en sevdiğim kahvaltılıklardan oluşan bir sofra hazırlamıştı.

*

"Ellerine sağlık". Masadan kalktım ve yeniden odama çıkmak için hareketlendim. Merdivenleri yorgun argın çıktıktan sonra odanın kapısını açtım. İlk bakışta Rüzgar ile olan anılarımız beynime dolar hatta taşarken umursamazlık belirtisi olarak omzunu silktim ve yatağa yattım.

Merhaba tavan yine ben.

Elimin istemsizce gittiği telefonuma Burak'ın numarasını yazdım ve ara tuşuna tıkladım. Teneffüse denk geldiği için bu kadar rahat davranıyordum.

"Alo, Olgu iyi misin?" Telefonun diğer ucundaki endişeli sese olumlu cevap verince derin bir nefes vermişti.

"İyiyim Burak". Onları da endişelendirmenin bir anlamı yoktu sonuçta. Birkaç saniye sessizlikten sonra Burak merakla "Niye aradın sen beni?" diye sorunca duraksadım. Hakkaten ya. Neden aramıştım?

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin