49

3.4K 261 187
                                    

Başta böyle bir şey yazmak istemiyorum ama oy ve yorum cidden önemli şeyler ve gittikçe sayısı düşüyor... Bu bölüme oy ve yorum atmayı unutmayın hatta bol bol atın çünkü çok beklediğiniz bir şey var.

[Olgu]

Gürkay'ın evine ders çalışmaya gidiyorduk Rüzgar ile. Bizim evin boş olduğunu söylesem bile ısrarla davet etmişti. Yolda sallana sallana yürüyen Rüzgar onu izlediğimden habersiz kulaklığını takmış ağzı ile şarkıyı sessizce söylüyordu. Arada yaptığı mimikler ile gülmeme neden olduğunu farkında bile değildi.

Sonra yolun ortasında durup işaret parmağını yukarı kaldırdı ve şarkıyı sesli biçimde söylemeye başladı.

Muscle to muscle and toe to toe.

The fear has gripped me but here ı go.

Your hand grips as my eyes shut.

Güldüm ve elinden tutup onu kendime çektim akşam üstüne yakın olduğumuz için kimse yoktu etrafta.

Kulaklığın birini çıkartıp kulağıma taktı ve omzuma başını koydu.

Do you know where the wild things go?

They go along to take your honey.

"Güzelmiş". Dedim ona dönüp. Hoşuma gittiğini belli eder bir sesle. Gülümsedi ve kafasını salladı.

"Hoşuma giden bir şarkı zihnimde canlandırabiliyorum. Bana hikaye anlatan şarkıları severim".

"Peki... Sence bizim şarkımız ne?" Dudaklarını birbirine bastırdı ve biraz düşündü. Telefonunu parmak izi ile açtıktan sonra şarkıları arasında gezdi ve bir şarkı üzerinde durdu.

Yolum uzak biliyorum.

Ama yine girdi rüyama.

Bu bir tuzak hissediyorum.

Kader oyun oynuyor dünyama.

Yeter bu bitmeli.

Hayali bile siktir olup gitmeli.

Neyi kaldıysa bende hala yanan.

Bir an önce söndürülmeli.

Yine azar azar mırıldanmaya başladı şarkıyı.

Belki de hala deli gibi seviyorumdur.

Belki de gizliden gizliye istiyorumdur.

Belki de bunu söylemeye utanıyorumdur.

Belki de tekrar kaybetmek korkuyorumdur.

Gözleri dolu dolu bana bakınca kolumun altına aldım onu. Bir süre sonra apartmana varmıştık. Asansöre bindik ve yukarı kata çıktık.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin