31

3.4K 228 36
                                    

[Yazar]
Not:
Bu bölüm Rüzgar ve Gürkay evden çıktıktan sonrasını anlatmaktadır.

Yüzüne kapanan kapıya karşı Rüzgar donuk biçimde hala o noktaya bakıyordu. Gürkay sırıttı ve "Hadi" dedi. Rüzgar kafasını sallayıp onu takip etmeye başladı. Bavulunu tek parmağı ile çekerken aniden bavulun elinden alınması ile duraksadı. Gürkay bavulu almış önden hızlı hızlı ilerliyordu.

Rüzgar utangaç bir çocuktu. Bunlar ona fazla gelen davranışlardı. Biraz daha yürüdükten sonra bir arabaya gelmişlerdi Gürkay arka tarafa bavulu koyduktan sonra arabaya bindi. Rüzgar onun yanına binince hemen kafasını cama çevirmişti. Gürkay arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladı. İkisinin de konuşacak bir şeyi yoktu bu yüzden ikisi de işlerine bakıyordu.

Kısa bir yolculuk ardından apartmana ulaşmışlardı. Gürkay düzgün bir yere park ettikten sonra arabadan indi ve bavulu aldı. Rüzgar sıkıntı ile indi. Zaten içine kapanık olan Rüzgar şu anda yok olmak istiyordu. Her şeyi o şekilde söylemek kolaydı şu anda acısı çıkıyordu.

İkisi asansöre binince Rüzgar rahatsızca kıpırdandı. Gürkay gerginliğe artık dayanamayacaktı. O rahat insandı!

"Bak, dediklerin yaptıkların hepsi orada kaldı lütfen ben eski Rüzgar'ı istiyorum. Günlerdir birbirinizden kaçıyorsunuz ve bizimle iki kelimeden fazla etmiyorsun bile". Rüzgar kat numaralarının akışını izliyordu. Terlemeye başlamıştı. Cidden onu arkadaşları olarak mı görmüşlerdi?

"Tamam, konuşmayalım sen bilirsin. Ama ben kendi kendime çok konuşurum garipseme". Rüzgar sırıttı ve saçlarına ellerini geçirdi. Asansörün kapıları açılınca ilk Gürkay ardından Rüzgar çıkmıştı. Gürkay dikkatli biçimde anahtarı deliğe taktı ve çevirdi. İçeri girdiklerindr Gürkay arkasını döndü ve.

"Karşıdaki oda artık senin normalde Burak kalırdı yani uzun süre önce artık yanımda yat-". Rüzgar Gürkay pot kırmasın diye öksürünce Gürkay sustu. Rüzgar odaya ilerledi ve kapıyı açtı. Tek kişilik bir yatak bir çalışma masası birkaç Raf ve bir dolap vardı. Klasik bir çocuk odası gibiydi.

Yavaşça sırtından çantasını indirdi ve içinden defterini çıkardı. Siyah Kapaklı defterin üstünde elini gezdirdi. Hafif bir tebessümden sonra defteri çantasının içine yeniden koydu. Huzursuz hissediyordu. Hala sakladığı şeylerinin olması onu kötü hissettiriyordu.

Eli bir an telefona gitse de sonra vazgeçti. Nisa bu saatlerde gelicekti. Onu zor duruma sokmak istemezdi. Zaten yeterince onun hayatını alt üst etmişti. Sıkıntıyla yatağa oturdu. Normalde Olgu kokan yatakta oturunca içi huzur dolardı ama şu anda tek hissettiği şey kimsesizlikti.

Ellerini birbirine değdirdi parmak uçlarında hala hissediyordu Olgu'nun ellerini sanki. Sanki hâlâ oradaydılar. Elleri Olgu'nun elleri üstündeydi hala sanki. Sırtı Olgu'nun göğsüne dayalı. Burnunda hala onun kokusu vardı sanki hala. Gece yerde yattıklarında onu izlemişti gece boyunca onu izlemişti. Onu aklına kazımak ister gibi izlemişti.

Çalan zil ile kimin geldiğini merak edip kapıdan başını çıkarttı ve sesleri dinledi. Gelen Burak'dı. Onu görmemeleri için kafasını yeniden içeri soktu. Onları çok uyumlu buluyordu Rüzgar. Her neyse dedi kendi kendine onları izlemek bir anda korkunç gelmişti. Sanki hayallerine bakıyor gibiydi. Biraz dinlenmenin iyi geleceğini düşündü ve kafasını Olgu kokmayan yastığa koydu.

O sırada içeride yeni girmiş olan sevgilisini ısıtmak için ona sıkı sıkı sarılan Gürkay Burak'ın alnına küçük bir öpücük kondurdu. Burak ile boyları neredeyse aynı olduğundan bu işlem için parmak uçlarına çıkması lazımdı. Burak onun bu hareketine gülümsedi ve koltuğa kendini bıraktı. Şu anda tüy kadar hafif hissediyordu.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin