37

3.3K 191 29
                                    

{Yazar}

Yolda çakıl taşlarına basmadan yürümeye çalışan Olgu bilerek kafasını kaldırmıyordu. Kaldırırsa yanında yürüyen ve o bilmese de onu izleyen Rüzgar ile yüz yüze gelmekten çekiniyordu. Dün onlar sarılırken Rüzgar uyumuş Olgu ise onu uyandırmamaya çalışarak kalkıp kapının açılmasını beklemişti. Açılınca telaşla evden çıkmış ve eve gidince soğuk bir duş almıştı. Duş dediğime bakmayın bir saat boyunca suyun altında oturup boş duvarı izlemekten başka bir şey değildi.

Rüzgar ise çocuğun yüz hatlarını izliyor ve ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Dün öyle dese bile Nilsu'yu seviyor gibi davranıyordu ve bu onu çok üzüyordu. Dün onu öyle bırakıp gidince... Ne bekliyordun Rüzgar demişti kendi kendine.

Ne bekliyordun Rüzgar? Uyandığında kollarının arasında Olgu'nun olmasını mı? Seni affetti diye sevmesi mi lazım?

Rüzgar'ın ayağı ile sertçe tekmelediği taş Olgu'nun bacağına gelince Olgu duraksadı ve arkasını dönüp çocuğa baktı. Rüzgar sakarlık yaptığında nasıl bakıyorsa öyle baktı ve "Pardon" dedi. Olgu ona bir şey demeden önüne döndü ve yürümeye devam etti.

*

"Rüzgaaar". Rüzgar tahtaya yazılanları deftere geçirirken gelen cızırtılı ses ile arkasına döndü. Nilsu masaya yaslanmış onu izliyordu.

"Efendim Nilsu?"

"Saat kaçta çıkalım?" Sonuna yapmacık bir gülümseme eklediği sözcükten sonra Rüzgar yanında uyuyan çocuğa baktı ve "Olgu da gelecek" dedi. Nilsu büyük bir of çekip "Of tamam be gelsin o da" dedi ve yanında oturan arkadaşına dönüp hararetli bir konuşma başlattı.

Rüzgar ise önüne dönüp tahtadakileri deftere geçirme işlemine devam etti.

Elinde cips paketleri ile içeri giren Tuğberk masasına paketleri bırakıp Rüzgar'ın yanına ilerledi ve önlerindeki boş sıraya oturdu. Rüzgar onun geldiğini görünce defterini kapatmış ve ne diyeceğini beklemeye başlamıştı.

"Sen Olgu'nun hayatını mahvettin". Tuğberk sessiz bir sesle konuştuğunda Rüzgar kafasını salladı. Gerçekler ile yüzleşmesi lazımdı.

"Sen Olgu'nun piskolojisini mahvettin". Rüzgar yine kafasını salladı. Aptalca davranmıştı ve yapılan her şeyi hakediyordu. Son damlasına kadar.

"Sen buraya geldiğinden beri çocuğun piskolojisi yeniden alt üst oldu". Rüzgar artık gözündeki yaşları tutamayacağını anlamıştı. Ayağa kalktı ve hızlı adımlarla sınıftan çıkıp aşağı inmeye başladı. Arkasından inen Tuğberk onu takip etti.

Aşağıdaki tuvaletlere inen Rüzgar birine hızla girdi ve kapıyı kapatıp kilitledi. Kırık klozetin üstüne oturdu ve gözyaşlarını akıtmaya başladı fayansa.

Her gün. Her siktiğimin günü bunu içine atmaktan bıkmıştı. Onu öyle görmek kalbini acıtıyordu. Ne hissettiğini bilememek kalbini acıtıyordu.

Aniden üstüne çöken gölge ile gözlerini yukarı dikti. Tuğberk diğer kabinden bu tarafa sarkmış çocuğa bakıyordu. Olayları anlamaya çalışır gibi ona bakarken Rüzgar ayağa kalktı ve kapının kilidini açmak için elini kapıya götürdü.

"Dur dur kaçma daha fazla buraya çıkana kadar götümden ter aktı zaten". Rüzgar birkaç saniye duraksayınca Tuğberk aşağı Rüzgar'ın yanına atladı ve yan taraftaki kalorifer peteğine oturdu. Zaten göt kadar olan alanda Rüzgar yenidne klozetin üstüne oturdu ve "Neden geldin?" dedi.

Sır {BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin