21

17.8K 1K 234
                                    

Pars: Daha ne kadar bekleyeceğim?

Ada: Sadece 5 dakika

Ada: Geleceğim hemen

Pars: Bunu yarım saat öncede söylemiştin

Pars: Seni bir ömür beklerim eyvallah

Pars: Ama hava göt kesiyor, Ada

Ada: hxjsjznajjajaja

Ada: Ne kadar kibarsın gözlerim yaşardı

Ada: Son 3 dakika

Pars: Sen ne haltlar karıştırıyorsun?

Ada: Sana sürpriz yapıyorum

Ada: Fazla kurcalama

Ada: Görünce beğeneceksin

Pars: Bebeğim kendini yormana gerek yok

Pars: Seni görmem yeterdi

Pars: Bu soğukta beklememe gerek kalmazdı

Ada: Söylenme!

Ada: Hasta olunca yine ben bakarım

Pars: O zaman montumu çıkarıyorum

Ada: Aptal mısın canım? Jdjsjsjjsjs

Pars: Hayır. Ama seninle daha fazla vakit geçireceksem yataklara düşünmeye razıyım

Pars: Hem okulada gitmem

Ada: Birincisi hasta olma

Ada: İkincisi zaten onikinci sınıfsın

Ada: Doğru düzgün okula gitmiyorsunuz ki!

Pars: Hakkımı yeme!

Pars: Senin için her gün okula gelmeye başladım

Ada: Yerim seni çocuk♥

Pars: Bende seni yerim♥

Ada: Hoşt!

Pars: Sen yerken sorun yok!

Pars: Ben dediğimde hoşt!

Pars: Ne güzel dünya

Ada: İşine gelirse

Pars: Bende yedirmiyorum kendimi

Ada: Sen bilirsin

Pars: Yok ya ben bilmem

Pars: Sen beni ye boşver jdjdjsjjzj

Ada: Ruh hastası jsjsjjsjs

Ada: İşim bitti! Geliyorum

Pars: Çok şükür!

Pars: Allahım soğuktan ölmeden sevdiğimin gelmesine yardım ettiğin için teşekkür ederim

Ada: Abartma hadi geldim!

Evden çıkarken kaldırımda kafasını montun içine gömmüş bana bakan Pars'a gülümsedim. Ama kıyamam ya!

Aklıma gelen fikirle yanına gidip elinden tuttum. Evin içine doğru çekerken şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu.

"Halam evde yok. Rahat olabilirsin."

"Sen şuan beni baya baya eve attın!" Gülerken omzuna vurduğumda montunu çıkarıp kenara koydu.

"Aslında dışarıda takılırız diyordum. Ama ev daha sıcak." Omuzlarımı silkip mutfağa doğru giderken peşimden geliyordu.

Elimle fırını gösterip "Aç bakalım!" dediğimde bir fırına bir bana baktı. Ardından fırına yaklaşıp kapağını açtı.

Gülümseyerek bana dönerken "Portakallı kek?" demişti. Kafamla onu onayladığımda sıcak kalması için fırına koyduğum tabağı çıkardı.

Masaya koyup otururken, fincanlara çay koyup yanına bıraktım. Küçük bir çocuk gibi heyecanla kekten yerken gülümseyerek onu izliyordum.

Gökçe ablayla konuşup neleri çok sevdiğini öğrendiğim zamandan beri sürekli en güzel keki yapmak için denemeler yapıp durmuştum. Sanırım sonunda en güzelini yapmıştım. Çünkü baya iştahla yiyordu.

Tabaktaki keki bitirip gülümseyerek bana bakarken masadan peçete alıp yüzüne yaklaştım. Ağzını silerken dikkatle bana bakıyordu.

Elimi tuttuğunda bakışlarımı gözlerine çıkardım. Yoğun bir şekilde bana bakıyordu.

"Ada?" Sert bir şekilde yutkunup mırıltılar çıkardım.

"Öpeyim mi?" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken gülümsedi.

"Şey.." dedikten sonra sustuğumda kafasını sallayıp uzaklaştı.

"Anladım istemiyorsun." Önüme dönüp çaydan bir yudum alırken derin bir nefes aldım.

"Sadece daha önce hiç öyle bir şey olmadı." Bakışları bana dönerken kaşlarımı havaya kaldırdım. İnanmış gibi değildi.

"Hey daha 16 yaşımdayım. Kimseyle öpüşmemiş olmam normal!"

"Bende 18 yaşımdayım ama.." Dudaklarını birbirine bastırıp çaydan bir yudum daha alırken ayağa kalkıp yanına yaklaştım.

"Ama?"

"Bir şey yok canım!" Elimi dudaklarına çıkarıp sıkarken "Kaç kızı öptün?!" dedim.

Elimi itmeye çalışırken kaşlarını çatmıştı.

"Cevap versene! Tabi cevap veremezsin! Bir sürü kızı öptün, değil mi?" Sesim ağlamaklı çıkarken eliyle dudaklarını sıktığım elimi gösterdi. Konuşamama nedeni belli olmuştu.

"Olsun yine de konuş!"

Omuzlarını silktiğinde kaşlarımı çattım. Gülmeye başladığında bir şeyler karıştıracağını anlamıştım.

Diziyle bacağıma vurup dengemi kaybetmemi sağlarken elimi dudaklarından çekip denge mi sağlamaya çalıştım.

Dengemi sağlayamayınca, Pars gülerek belimden tuttu ve arkamı çevirip kucağına oturmamı sağladı. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken "Ne yapıyorsun be sapık!" dedim.

"Sevgilin olan bir sapık!" Ayağa kalkmaya çalıştığımda belimden tutup kalkmama izin vermedi. Sert bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde "Önce anlatacaklarımı dinle!" dedi.

Pes edip kafamı sallarken konuşmaya başladı.

"Evet bir çok kızla flört ettim, öptüm, gezdim. Ama ilk sana aşık oldum. Ve inan bana en çok öpmek istediğim kişi sensin." Derin bir nefes alıp gözlerinin içine bakarken konuşmaya devam etti.

"Tabi senin ilk öpücüğün olacağı için önemli. Bu yüzden ne zaman hazır olursan bekleyebilirim."

Ama ben şimdi sana nasıl kızabilirim?

Gözlerinin içine bakarken neden korktuğumu düşündüm. Teslim olmaktan neden korktuğumu?

Sanırım beni en çok yıkacak olan kişi olacağı için..

En azından bir gün korkularımı umursamamaya karar verip omuzlarımı silktim.

Kollarımı boynuna dolarken dikkatle bana bakıyordu.

Yüzüne doğru yaklaşıp titrek bir nefes aldım. Dudaklarımız arasında bir kaç santim kala durup "Doğru zamanı buldum." dedikten sonra dudaklarımızı birleştirdim.

Pars, şaşkınlığını atıp öpüşüme karşılık verdiğinde kalbimin ağzımdan çıkıp gideceğini hissettim. Aşk çok garip bir şeydi. Yapmam dediğim bütün şeyleri yaptırıyordu.

Dudaklarımızı ayırıp birbirimize baktığımızda Pars alnımı öptü ve "Pişman olmayacaksın! Seni üzmemek için gerekirse kendimi üzerim." dedi.

Uzanıp yanağından öperken elini boynuma koyup kafamı omzuna yaslamamı sağladı. O şekilde sarılırken kalp atışlarını hissettim. Benim kalp atışlarımdan farkı yoktu. Derin bir huzur içimi kaplarken "Ada?!" diye seslenen halamın sesini duymamla huzur yerini korkuya bırakmıştı.




YANLIŞ NUMARA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin