"Baba?" Babam televizyondaki bakışlarını bana çevirdiğinde yanına oturdum.
"Annem geldi. Onunla görüşmek istemiyorum. Sen konuşur musun?" Kumandayı eline alıp televizyonu kapattıktan sonra bana doğru döndü.
"Ada, her şeye rağmen o senin annen."
"Biliyorum, ama.." Derin bir nefes aldığımda ellerimi tutup "Ama?" dedi.
"O adamı istemiyorum."
"Annen istemediğin sürece sizi yüz yüze getirmez. Bana bir şans verdiğin gibi ona da vermelisin."
"Sen beni terk etmedin."
Bakışlarını kaçırıp "Aslında terk ettim gibi bir şeydi." dediğinde "Tamam." dedim.
Annemi dinleyecektim. Herkes hata yapardı. Kimse kusursuz değildi.
Telefonumu elime alıp ayağa kalkarken vestiyerde duran montumu giydikten sonra ayakkabılarımı da giyip evden dışarı çıktım. Bana attığı mesajlardan numarasını bulup aradım. Bir kaç çalıştan sonra açıp "Ada?" dedi.
"Benim. Seninle görüşmek istiyorum."
"Tamam neredesin, geleyim."
"Sana atacağım konuma gel." Bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapatıp, yürümeye başladım. Pars'la sevgili olmadan önce sürekli karşılaştığımız parka giderken gülümsedim. Karşılaştığımız yer bile değişikti.
Parktan içeri girdiğimde banklardan birine oturup anneme konum attım. Ardından Pars'la olan konuşmama girip mesaj yazmaya başladım.
Ada: Canım ben annemle görüşme kararı aldım
Ada: Şu an parktayım
Ada: Eve yakın olan var ya
Pars: Saat geç oldu başka zaman görüşseydin
Pars: Ya da bende geliyorum
Pars: Konuşmanız bitene kadar beklerim
Pars: Sonra seni eve bırakırım
Ada: Boşuna gelip yorulma
Pars: Saçmalama Ada
Pars: Geliyorum ben
Pars: Ben gelene kadar bir şey olursa mutlaka ara
Pars: Gerekirse uçarım
Ada: Tamam kanat tak gel jsdhfjds
Pars: Tamam jdhjfs
Gülerek mesajlardan çıkarken bakışlarımı etrafta gezdirdim. Parka giren annemi görünce telefonumu montumun cebine atıp ona bakarken bakışları beni bulunca gülümsedi. Tepkisiz bir şekilde yüzüne bakarken ayağa kalktım. Yanıma gelip sarılmak için hamle yaptığında bir adım geriye atıp uzaklaştım. Kollarını kendine doğru çektiğinde banka oturmuştum. Oda yanıma oturduğunda titrek bir nefes aldım. Sanki her an ağlayacak gibiydim.
"Ben özür dilerim. Babanla anlaşamadığımız için onu terk ederken farkına varmadan senide terk etmişim."
"Neden şimdi?" dediğimde dikkatle gözlerinin içine baktım.
"Nasıl yani?"
"Neden 4 sene sonra geldin? Babam yanımda değilken, geceleri neden beni sevmiyorlar diye ağlayarak uyuyakalırken, hayatla bağlantımı kopardığım zamanlar değil de neden şimdi?"
Bakışları bir yere döndüğünde baktığı yere baktım. Pars gelmiş her zaman oturduğu ağacın dibine oturmuştu. Ona baktığımı görünce kaşlarını yukarı aşağı hareket ettirmişti. Bütün ciddiyetim gidip yerini gülümsemeye bırakırken annemin sesini duydum.
"Onun sayesinde."
Tekrar anneme baktığımda anlamadığımı anlamış olmalı ki açıklamaya başladı.
"Babanla aranın düzelmesi gereken konuşmayı yaparken bende oradaydım. Haklıydı, seni çok yalnız bırakmıştık. Ama sana gelmeye yüzüm yoktu. En son hastaneye kaldırıldığını duyunca sana ulaşmaya çalıştım. Biraz zorladım belki ama bana bir kelime söylemen bile beni mutlu ediyor."
"O adamı seviyor musun?" Bakışlarını kaçırdığında tekrar konuşmaya başladım.
"Doğruyu söyleyebilirsin."
"Seviyorum."
"Peki babam? Onu sevdin mi?"
"Babanı çok sevdim, Ada. Sen benim sevdiğim adamdan olan bebeğimsin. Ama birbirimizi çok yıpratıp bu sevgiyi bitirdik. Keşke böyle olmasaydı, ama elimden bir şey gelmiyor."
"Tamam seninle görüşmeye devam edeceğim. Çünkü sevmenin ne demek olduğunu yeni anladım." Bakışlarım Pars'a dönerken yüzüme tekrar bir gülümseme yayılmıştı. Bana sevmenin ne demek olduğunu öğreten adama hayran hayran bakarken Pars elini dizine yaslayıp bana bakıyordu.
"Beni terk etmeni anlayamam, ama birini sevmeni anlayabilirim. Seni affedebilir miyim, bilmiyorum. Ama deneyebilirim."
Bakışlarım hala Pars'tayken annem konuşmaya başladı.
"Sevdiğin kişi o mu?" Bakışlarımı anneme çevirip kafamla onayladım.
"Ağladığımda susturup güldüren, benimle uğraşarak güçlü olduğumu öğreten, illa ağlayacaksan da benim omzumda ağla diyen ve en önemlisi beni ben olduğum için seven kişiyi nasıl sevmem ki?"
Annemin gülümseyip önüne dönerken "Büyümüşsün." dedi.
Evet büyümüştüm. Pars'la beraber büyümeye devam ediyordum. Tekrar Pars'a baktığımda işaret ve baş parmaklarını birleştirip kalp yaptığını görüp gülmeye başladım. Gülmelerimin sebebi sensin be adam. Elimi dudaklarıma götürüp ona doğru öpücük attığımda bayılma taklidi yapıp kafasını arkaya doğru attı. Çok seviyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | Texting
Cerita PendekPars: Neden Görkem? Bilinmeyen numara: Çünkü merhametli. Karşısında kim olursa olsun onu kırmadan davranmayı biliyor. Yalandan değil içinden gelerek yapıyor Bilinmeyen numara: İlk böyle etkilendim Pars: Kızlar böyle erkeklerden mi etkilenir? Bilinme...