Madrigal-Sonunda
"Pars bir şey sorabilir miyim?" Televizyondaki bakışlarını bana çevirdiğinde kafamı omzundan kaldırıp dikkatle yüzüne baktım.
"Uzun zamandır merak ediyordum, ama fırsatını bulamadım."
"Dinliyorum." dediğinde derin bir nefes aldım.
"Ben hep ağladığımda gelip beni susturdun. Hatırlıyor musun?" Kafasıyla onayladığında konuşmaya devam ettim.
"Tuvalette kızlar konuşurken duydum. Ağlayan birini görünce.." devamını getiremeyince dudaklarımı birbirine bastırıp dikkatle yüzüne baktım. Ne demek istediğimi anlamış bir şekilde tebessüm etmişti.
"Kardeşim aklıma geliyor."
Ellerimi koluna sarıp "Ne olduğunu sorsam?" dedim.
"Hatırlamıyorum. Çok küçüktüm. Tek hatırladığım ağlamaları." Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettiğinde koluna sardığım ellerimden birini çözüp elini tuttum.
"Hastaydı. Neyi olduğunu bile tam olarak hatırlamıyorum. O kadar küçüktüm. En son kaybettik."
"Bu yüzden mi ağlayan birini görünce.." Cümlemi tamamlayamayıp yutkunduğumda gülümseyip yanağımı okşamaya başladı.
"Üzülme. Çok uzun zaman oldu."
"Üzülmem, ağlamamda sen yeter ki üzülme." Gülerek kafamı omzuna yaslamam için kendine çekerken ona ayak uydurdum.
"Evlensek mi?" Şokla kafamı kaldırmadan yüzüne bakarken güldü. Gerçekten bunu istiyordu.
"Babam izin vermez. Hem yaşım daha çok küçük." Kafasıyla onayladı ve konuşmaya başladı.
"Senden hiç ayrılmak istemiyorum."
"Bugün burada kalabilirim. Hem Gökçe ablada evde olduğu için halam bir şey demez."
"Baban?" İmayla kaşları havaya kalktığında güldüm.
"Halam halleder."
"Bana uyar." Gülerek telefonuma uzandım ve halama kısa bir mesaj attım. O müsait olunca bana geri dönerdi. Bana ulaşamazsa da Gökçe ablayla konuşurdu. Ever araları baya iyiydi.
"Beraber uyuyalım mı?"
"Şey nasıl olur ki?"
"Sadece sarılacağım merak etme. Tabi sen üstüme atlarsan bilemem."
Kafamı omzundan kaldırıp elimle koluna vurduğumda kahkaha attı. Gökçe abla içeri girdiğinde ona bakmıştım.
"Halan aradı."
"Ne çabuk." dediğimde gülüp "Ben hallettim." dedi ve göz kırpıp odasına yöneldi.Utançla ellerimi yüzüme kapatırken Pars hala gülüyordu.
"Gülme Pars." Elimi açıp yüzüne bakarken dibime girdiğini görüp nefesimi tuttum. Biraz daha yaklaşıp dudağıma öpücük bırakıp geri çekildiğinde derin bir nefes aldım.
"Bence beraber uyumayalım. Sen benim üstüme atlayacak gibisin!" Kaşlarımı çatıp koltuktaki yastıklardan birini alıp yüzüne vurdum.
"Hayvan!"
Koltuğun üstünden atlayıp merdivenlere yöneldiğinde "Ama olmuyor böyle ağlak kız." dedi. Gözlerimi devirip "Hastanede ağlak ünvanını sana verdim." dedim ve yastığı ona doğru attım. Yastığı yakalayıp bana doğru gelirken korkuyla kollarımı kafama sardım. Göz ucuyla ona bakarken dibime doğru geldi. Yastığı vurmadan beklediğini fark edince kollarımı açıp kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yastığı koltuğa doğru fırlatıp kollarını belime sardı. Dudaklarıma doğru eğilirken parmak ucumda yükselip aramızdaki olan az boy farkını kapatıp dudaklarımızı birleştirdim. Öpüşüne karşılık verirken bir anda ayrılıp kucağına aldı ve "Yeter ağlak kız. Yoksa gerçekten evlenmek zorunda kalacağız." dedi.
Yaptığı imayı anlarken kafamı göğsüne gömmüştüm. Benimle uğraşmayı çok iyi biliyordu. Merdivenleri çıkmaya başladığında yüzüne bakamıyordum. Odasının önüne geldiğinde uzanıp kapının kolunu açtım. Gülerek beni yatağa bıraktığında "Sana pijama lazım." dedi. Kafamla onayladığımda dolabını karıştırmaya başladı. Bir tane eşofman altı ve t-shirt çıkardığında baktım. Büyük ihtimal içinde kaybolacaktım. Yerini bildiğim banyoya gitmek için odadan çıkarken arkamdan "Çabuk gel!" demişti.
"Kes!" dediğimde kahkaha attığını duyduğumda gülerek banyo kapısını açıp içeri girdim. Hızlıca üstümü değiştikten sonra eşofmana baktım. Boyumuz birbirine yakın olsada çuval gibi olmuştu. Paçalarını katlayıp belindeki ipini iyice sıkınca bir şeye benzemişti. Verdiği t-shirtü de giyip komik durmaması için önünü toplayıp düğüm attım. Kendi kıyafetlerimi de alıp banyodan çıktıktan sonra Pars'ın odasına geri dönmüştüm. İçeri girip kapıyı kapattığımda baştan aşağı beni süzüp "Fena olmamış." dedi.
"Hadi oradan çuval gibi oldu."
"Bence yakışmış." Gülerek kıyafetlerimi kenarda duran koltuğa bırakıp yanına oturdum. Yatakta uzanmış bir şekilde bana bakarken "Ee sabaha kadar böyle oturacak mısın?" dedi. Haklıydı. Ayağımdaki terliği çıkarıp yorganı kaldırdım ve altına girdim. Yüzümü ona doğru dönerken gülümsediğini gördüm. Kolunu belime dolayıp kendine çektikten sonra gülümsemesi genişledi.
"Uzun zamandır hayalini kurduğum şeylerden biri gerçek oldu."
"Diğerleri ne?"
"Hepsi seninle ilgili."
"İşte ne?"
"Evlilik tarzı şeyler."
"Az önce aşağıda ima ettiğin şeyde var değil mi?" Gülmeye başladığında omzuna vurup "Pislik herif." dedim.
"Ne var ya? En azından öyle bir şey olursa evlenmemiz gerek diyecek biriyim."
"İyi be iyi!" Arkamı döndüğümde kolu gevşemişti. Kolunu tekrar sıkılaştırıp kendine çekti ve burnunu saçlarımın arasına yerleştirdi. Gülümserken "İyi geceler hayvan." dedim.
"İyi geceler ağlak kız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | Texting
Short StoryPars: Neden Görkem? Bilinmeyen numara: Çünkü merhametli. Karşısında kim olursa olsun onu kırmadan davranmayı biliyor. Yalandan değil içinden gelerek yapıyor Bilinmeyen numara: İlk böyle etkilendim Pars: Kızlar böyle erkeklerden mi etkilenir? Bilinme...