43

10K 671 98
                                        

Eda Baba-Ezbere Biliyorum Seni

Odamdan çıkarken giydiğim uzun elbisenin kuyruğunu kaldırıp salona doğru yürümeye başladım. Diğer elimde tuttuğum çantamı sıkarken heyecanlanmıştım. Salona girdiğimde koltuklarda oturan babamı, halamı ve Pars'ı görüp gülümsedim.

Babam, Pars'a kötü bakışlar atıyordu. Pars ise bakışları salondaki her yerde gezdiriyordu. Bakışları beni bulduğunda yüzüne yayılan gülümsemeyle ayağa kalktı. Babamın ve halamında bakışları bana dönerken ayağa kalkıp yanıma gelmişlerdi.

"Çok güzel olmuşsun prensesim." diyen babamla gülümseyip sarıldım. Ayrıldıktan sonra Pars'a baktığımda kolunu bana doğru uzattı. Koluna girerken kapıya doğru yürümeye başladık. Kenara koyduğum topuklularımı giyerken arada Pars'a kötü bakışlar atmaya devam eden babama bakıyordum. Biraz abartmaya başlamıştı.

Ayakkabılarımı giyip çantamı elime aldıktan sonra gülümsedim.

"Sana emanet." Babam, Pars'a bakıp konuşmuştu. Pars kafasını aşağı yukarı sallayıp "Merak etmeyin efendim." dediğinde kapıyı açtı. Koluna tekrar girdiğimde evden çıkmıştık. Arabasının yanına geldiğimizde kapımı açıp binmemi bekledi.

"Çok kibarız." dediğimde gülüp "Baban bakıyor." dedi.

Sen çok fırsatçı bir adamsın..

Kapımı kapatıp sürücü tarafına dolandığında gülerek ona döndüm. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında "Babam seni sevmiyor olabilir, ama beni emanet edecek kadar güveniyor." dedim.

Kafasını aşağı yukarı sallayan Pars bakışlarını kısa bir süreliğine bana çevirdikten sonra tekrar önüne döndü ve konuşmaya başladı.

"Çünkü oda sana bir şey olmaması için elimden gelenin fazlasını yapacağımı biliyor."

Önüme dönüp yolu izlerken heyecanlamaya başladım. Pars'ın mezuniyetine gidiyorduk ve bir kaç hafta sonra da sınava girecekti.

Bakışlarım tekrar Pars'a dönerken gülümsedim. Senenin başında hayatımın bu şekilde değişeceğini söyleselerdi kesinlikle inanmazdım. Ama şu an buradaydık. Pars ve ben ilişkimize güzel bir şekilde devam ediyorduk. İyi ki onu tanımışım..

*

Koluma giren Ada'yla mezuniyet balosunun yapıldığı mekana girerken derin bir nefes aldım. Böyle ortamları pek sevmezdim, ama Gökçe gitmem konusunda çok ısrar etmişti. Hayatımda sadece bir kere yaşayacağım bir deneyimmiş falan..

Ben evde oturup. Ada'yla vakit geçirmeyi tercih ederdim. Neyse ki şu an oda yanımdaydı.

Köşedeki masalardan birinde gördüğümüz Burak ve Yeliz'le, Ada gülümsedi. Ona bakarken oraya doğru yürümeye başlamıştık. Onun gülümsediği tek bir anı bile kaçırmak istemiyordum.

"Hoş geldiniz." Diyen Burak'la kafamla selam verip oturdum. Ada'da yanıma otururken bugün ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Bakışlarımı etrafta gezdirirken bir çok kızın ona kıskançlıkla baktığını görüp güldüm. Kıskanılacak kadar güzeldi.

"Pars?" Bakışlarım Ada'ya döndüğünde güldü.

"Dans edelim mi?"

"Olur." Ayağa kalkarken Burak ve Yeliz'de piste doğru gitmeye başlamıştı. Arkadan çalan slow şarkıyı yeni duyarken gülümseyerek ellerimi beline koydum. Yanımda o varken çevremde olan her şeyi unutuyordum.

Kollarını omzuma koyup kafasını göğsüme yasladığında şarkının ritmine göre sallanmaya başlamıştık.

"Hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim." Kafasını kaldırıp bana bakarken ne dediğimi anlamadığım için kaşlarım havaya kalkmıştı. Halime gülüp omzumda olan ellerinden birini yanağıma götürüp okşamaya başladı.

"Görkem sanarak sana yazdım ve aslında uzun zamandır onu sevmediğimi fark ettim."

"Ee ben varken ona bakman salaklık olurdu." Gülerek omzuma vurduğunda uzanıp yanağını öptüm.

"Senden başta gerçekten nefret ettim. Mesajda yazan ve gerçek hayatta olan Pars başkaydı."

"Herkese gerçek yüzümü gösteremezdim." Omuzlarımı silktiğimde konuşmaya devam etti.

"Sonra bunun bir duvar olduğunu öğrendim. Aslında sen incinmekten korkan biriydin. Bu yüzden böyle davranıyordun."

Derin bir nefes aldığında dikkatle ona bakıyordum. "Zamanla yaraların olduğunu öğrendim. O yaraları sarmak istedim. Ama dedim ya Görkem'i sevdiğime inandığım için bunu kendime yakıştıramadım."

"Sonra fikrini değiştiren neydi?"

"Görkem."

"Nasıl yani?"

"Gözümü açtı. Aslında onu sevmediğimi anladım. Sadece imkansız olsun istiyordum."

"Ya Görkem sana gelseydi." Güldüğünde dikkatle gözlerinin içine baktım.

"Vazgeçerdim. Çünkü sevmediğim biriyle ne kadar uzun bir ilişki yaşayabilirdim ki?" Kafamı aşağı yukarı salladığımda ikinci şarkı çalmaya başlamıştı.

"Sonra senden hoşlandığını fark ettim. Sana bir şey olcak diye endişeleniyordum. Seni kaybetmekten korkuyordum. İşte en son sinemaya gizlice gelip rezil olduk." Gülmeye başladığında bende gülmüştüm. Ada o kadar farklı bir insandı ki birinin hayatına girdiğinde mutlaka onun hayatına olumlu şekilde etki ediyordu.

"Yani şunu demek istiyorum." Bakışlarını gözlerimin içine dikip tekrar konuşmaya başladı.

"İyi ki Görkem'in numarası diye senin numaranı vermişler." Dans etmeyi bırakıp kendime doğru çektim be sıkıca sarıldım. Ada benim şansımdı.

Hemen arkamızda birileriyle tartışan Burak'a bakışlarım kayarken derin bir nefes alıp Ada'dan ayrıldım. Dikkatle bana bakarken elinden tutup köşede duran Yeliz'in yanına yürümeye başladım. Ada'yı, Yeliz'in yanına bırakıp "Burada bekle." dediğimde kafasıyla onayladı. Üzerimdeki takımın ceketini çıkarıp ona uzattığımda elimi tutup "Kavga etme." demişti.

"Gerek yoksa konuşarak hallederim." Ceketi aldığında arkamı dönüp Burak'ın yanına yöneldim. Gömleğin kol düğmelerini açıp katlarken olası bir kavgaya hazırlanıyordum.

Yanlarına vardığımda "Hayırdır?" dedim.

Burak'ın bakışları bana dönerken "Yeliz'e bakıp duruyorlardı." dedi.

Sinirle bir nefes verdiğimde çocuklardan biri kızlara doğru bakıp "Oha yanına gelen koz daha güzel." dedi. Bakışlarım Ada'ya dönerken sinirden gülmeye başlamıştım. Çocuğa dönüp "Siyah elbiseli kız mı?" dediğimde kafasıyla onaylayıp "Evet ya ben böyle güzellik görmedim." dedi.

Gerilip sağ yumruğumu yüzüne indirdiğimde çocuk denmesini alamayıp yere düşmüştü.

Bağırarak "Sen benim sevgilim hakkında nasıl konuşuyorsun lan?" dediğimde müzik sesi durmuştu. Burak'a baktığımda omuzlarını silkip "Benden günah gitti." dedi ve diğer çocuğun üstüne atladı.

Yumruk attığım çocuğun üstüne çıkıp dövmeye başladığımda etraftaki sesler uğultu gibi gelmeye başlamıştı.

"Pars?" diyerek elimi tutan, sesi tek net gelen sevgilime döndüğümde "Yeter." demişti. Çocuğun üstünden kalkarken Ada'ya baktım. Bakışları kapıya dönerken etraftaki sesleri yeni yeni duymaya başlamıştım.

Polis gelmişti. Sanırım burada da başımızı belaya sokmuştuk.

Kıskanç Pars merhaba jsjsjsj

Peki ya Burak'ın, Yeliz'i sahiplenmesi resmen ship krizi djjsjsjjs

YANLIŞ NUMARA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin