Bölüm Yeliz'in ağzından :)
Buluştukları gün (Ada'nın bıçakladığı gün)..
Heyecanla ayakkabılarımı ayağıma geçirirken kapının önünde serili olan kilime basıp kaydığımda, popomun üstüne düşmüştüm. Somurtarak yerden kalkmadan ayakkabılarımı giymeye devam ederken "Bazen seni anlamakta güçlük çekiyorum." diyen ablama bakıp gözlerimi devirdim.
"Beynin olmadığı içindir."
"Hadi oradan küçük fare." Dil çıkarıp ayağa kalktığımda beni baştan aşağı süzmüştü.
"Gidiyorum ben!" Köşeye bıraktığım çantamı alıp omzuma atarken "Mümkünse bir daha dönme!" demişti.
"Üniversiteyi kazanıp git de sen dönme."
Yere eğilip terliğini alacağını anladığımda kapıyı hızla açıp arkamdan kapatmıştım. Kapıya bir şeyin çarpma sesi gelince güldüm. Annemin veliahtı ablamdı. Terlik atma konusunda oldukça yetenekliydi. Asansöre binmek yerine hızlıca merdivenlerden inerken heyecanımı atmaya çalışıyordum.
Zemin kata indiğimde büyük adımlar atarak apartmanın kapısına ulaştım. Ağır kapıyı açıp bakışlarımı etrafta gezdirip Burak'ı aradım. Karşı kaldırımda beklediğini görünce gülerek yanına gitmeye başladım. Bakışları beni bulduğunda gülümsedi. Ah şu gülümseme kalbimi hızlandırıyordu.
"Selam." Yürümeye başladığımda bana ayak uydurup "Selam." dedi.
"Ee ne yapacağımıza karar verdin mi?" dediğimde omuzlarını silkti.
"Seninle yürümek bile yeterli." Hayran bakışlarımı yüzüne çıkardığımda cadı ablamın sesini duydum.
"Anne, Yeliz bir çocukla buluşmuş!" Gözlerim kocaman olurken elimi hızla Burak'ın koluna atıp çekiştirmeye başladım. Bana ayak uydururken sokağın köşesinden dönmüştük. Binaya sırtımı yaslarken derin bir nefes aldım. Ablanız varsa hayattan soğumak için çok nedeniniz vardır.
Binanın kenarından kafamı uzatıp apartmana bakmaya başladım. Annem etrafa bakıyordu.
"Yeliz buluşsa buluşsa Ada'yla buluşur. Benim kızımda iş yok." diyen annem ablamla yürümeye başladığında önüme dönüp derin bir nefes aldım.
Burak kahkaha attığında bakışlarımı ona çevirdim.
"Annen haklı mı?"
Kafamla onaylayıp "Erkeklerle takılmayı sevmem. O yüzden ablam bile seni görünce şaşırdı." dediğimde kafasıyla onaylayıp "Hadi gidelim." dedi.
"Olur. Ben bir Ada'yı arayayım. Annemler kesin onu ararlar." Bir şey demeden yürümeye başladığında ona ayak uydurup yürüdüm. Çantamdan telefonumu çıkarıp Ada'yı aradığımda bir kaç çalıştan sonra açtı.
"Maviş neden bu kadar geç açtın?"
"Alo?" diyen tanımadığım kadın sesiyle telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktım. Doğru kişiyi aramıştım.
"Kimsiniz? Ada'nın telefonunun sizde işi ne?"
"Ada'nın arkadaşı mısınız?"
"Evet en yakın arkadaşıyım." Elimi kalbimin üstüne koyarken ona bir şey olma düşüncesinin kalbimi sıkıştırdığını fark ettim.
"Ah Yeliz sensin. Ben Gökçe, Pars'ın ablası."
"Gökçe abla bir şey mi oldu?"
"Hastanedeyiz. Ada bıçaklandı." Duyduğum şeyle elim ayağım boşalırken ayakta duramayıp yere doğru düşeceğim sırada Burak kolunu belime sarıp beni tutmuştu. Telefonu elimden alıp "Neredesiniz? Gelelim hemen." dedi. Bir süre dinledikten sonra "Tamam geliyoruz." dedi ve telefonu kapatıp cebine attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | Texting
Cerita PendekPars: Neden Görkem? Bilinmeyen numara: Çünkü merhametli. Karşısında kim olursa olsun onu kırmadan davranmayı biliyor. Yalandan değil içinden gelerek yapıyor Bilinmeyen numara: İlk böyle etkilendim Pars: Kızlar böyle erkeklerden mi etkilenir? Bilinme...