Milat-Masal
"Ada?" diyen Gökçe ablaya bakıp gülümsedim. Son görüştüğümüzde biraz sert çıkmıştım. Kenara çekilip içeri geçmem için yol açtığında hızlıca içeri yürümeye başladım.
Salona girdiğimde koltukta oturan Pars'ın bakışları bana dönmüştü. Kaşları havaya kalkarken çantamı çıkarıp kenara bıraktım ve yanına oturdum.
Yanağından makas alıp "Nasılsın yakışıklı?" dediğimde sessizce koltuğun diğer ucuna kaydı.
Omuzlarımı silkip iyice dibine girdim. Pars sıkıldığını belli eden sesler çıkarıp ayağa kalktığında, bende kalktım. Hızla kolunu tutup "Seni özledim." dedim.
Bakışlarını yüzüme çevirip dikkatlice bana bakarken derin bir nefes aldı. Ardından arkasını dönüp merdivenlere yöneldi. Bende ayağa kalkıp peşinden giderken pes etmemem gerektiğini sürekli kendime hatırlatıp duruyordum.
Odasına girip kapıyı kapattığında büyük adımlar atıp elimi kapının koluna attım. Kilitli olduğunu görünce bıkkınca bir nefes verip kapının kenarına oturdum.
"Pars?" Sesini çıkarmasa da beni dinlediğini biliyordum.
"Özür dilerim. Gerçekten çok arada kalmıştım. Yoksa böyle bir şey yapmazdım."
Gözlerimin dolduğunu hissedince derin bir nefes aldım.
"Sensizliğe alışkın değilim ben. Her zaman yanımda olan senin yokluğunu kaldıramıyorum."
Göz yaşlarım düşmeye başladığında ellerimi yanaklarımdan süzülen yaşlara değdirip, sildim.
"Her şey daha yeni yaşandı biliyorum. Ama senden vazgeçmeyeceğimi bil." Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldiğimde hala bir ses çıkmamıştı. Gözlerimi iyice silip aşağı inmeye başladığımda merdivenin ucundan bana bakan Gökçe ablaya baktım. Kollarını açtığında koşarak kolları arasına girmiştim. Şuan ihtiyacım olan şey buydu..
"Siniri geçince kendisi gelecek." Bakışlarımı yüzüne çıkarıp gülümsedim.
"Onu çok kırdım. Ya artık beni sevmezse?"
"Pars seni sevmekten vazgeçmez." Ben bundan emin değildim. Çünkü o kadar çok kalbi kırılmıştı ki yüzüme bile bakamıyordu.
*
Okuldan çıkmış Pars'ların evine doğru giderken elimdeki keke baktım. Sabah erken kalkıp onun için yapmıştım. Gülümseyerek bakışlarımı evlerine doğru çevirdim. Kapının önünde duran kişiyle kaşlarım havaya kalkarken adımlarımı hızlandırdım. Kapıya geldiğimde zili çalan kişinin Merve olduğunu gördüm.
"Merve?" dediğimde bakışları bana döndü.
"Sen ne arıyorsun burada?"
"Pars gel dedi." Kaşlarım çatılırken "Pars sevgilim ve sen ondan uzak duracaksın." dedim. Bakışlarım açılan kapıya dönerken "Misafirimi kovamazsın." diyen Pars'ın sesini duydum.
Şaşkın bir şekilde yüzüne bakarken kenara çekilip Merve'nin geçmesi için yer açtı. Merve içeri geçerken kapıyı kapatacaktı ki araya ayağımı koyup kapıyı tuttum.
"Bende Gökçe ablanın misafiriyim." Kapıyı açıp içeri geçerken ayağına vurmuştum. Acıyla inlediğinde "Aa affedersin canın mı acıdı?" dedim. Kaşlarını çatarak yüzüme bakarken "Hoş geldin Ada." diyen Gökçe abla araya girmişti.
Bakışlarımı Gökçe ablaya çevirip elimdeki keki uzattım.
"Başkası için yapmıştım portakallı keki.." bakışlarımı tekrar Pars'a çevirip konuşmaya devam ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | Texting
Kısa HikayePars: Neden Görkem? Bilinmeyen numara: Çünkü merhametli. Karşısında kim olursa olsun onu kırmadan davranmayı biliyor. Yalandan değil içinden gelerek yapıyor Bilinmeyen numara: İlk böyle etkilendim Pars: Kızlar böyle erkeklerden mi etkilenir? Bilinme...