20

852 64 10
                                    

Jungkook

Tanrım...işe gitmekten nefret ediyordum! Tamam işimi seviyorum ancak şimdi olmazdı! Şuan Yoongi kocacığım ile kahvaltı yapmam gerekirken işe gitmek için hazırlanıyordum.

Huysuz bir şekilde gömleği ilikledim. Birkaç düğme açık bıraktım ki daralmamak için. Tabiiki yakışıklı öğretmenler için böyle yapmıyorum(!) Sizce ben kocama ihanet eder miyim?

Hazırlanıp çantamı aldım ve odadan çıktım. Kısa sürede okula gelmiştim.

Ancak ne hikmetse beni kapıda Taehyung karşılamıştı.

Elleri uzun siyah paltosunun cebindeydi. "Seni bekliyordum."

Şaşırmıştım. "Bir sorun mu var?"

Erkeksi bakışları üzerimdeydi. "Zamanın var mı?"

Bir şey olmuştu...

Omuz silktim. "Uzun sürmezse iyi olur."

Bana 1-2 adım atıp yaklaştı.  "Arkamdaki gri saçlı adamı görüyor musun?"

Gözlerimle o adamı aradım. Simsiyah kıyafetli bir adamdı. Başımla onu onayladım.

Taehyung yakından bir bakınca daha mı hoşmuş yahu?

"O Jimin'in abisinin yani Hoseok'un adamı. Büyük ihtimalle seni köşeye sıkıştıracak ya da seni takip edecek. Belki de şuan bizi dinliyor hatta şuan kesin olarak bizi izliyor."

"Neden ben?" Bu konularla ilgili bir şeyim yoktu.

Hızlı ama duyulmayacak şekilde konuşuyordu. "Çünkü senin Yoongi hyungu sevdiğini ve Yoongi hyungun şuan en büyük mafyalardan biri olduğunu biliyor. Yani kısacası seni Yoongi hyungu etkileyip, kandırmak için kullanmaya çalışacaklar."

Gülümsedim. "Tehlikede miyim?"

Gülümsediğim için garip bir şekilde bana bakmıştı. "Öyle bir şey denebilir."

"Mükemmel."

Tek kaşını kaldırdı. "Ne mükemmel? Tehlikede olman mı?"

Başımla onayladım. "Yoongi beni korumak için evine bile alabilir."

Mırıldandı. "Senden korkuyorum."

"Yakında alışırsın." Yanağından makas aldıktan sonra yanından geçip giderken ona yan bir şekilde döndüm. "Kocacığıma selamlarımı ilet."

Bana hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu.

Bu hâline gülerek içeri girdim.

Taehyung

Jungkook ile konuştuktan sonra Jungkook'un bana verdiği anahtar ile onların evine girmiştim.

Jimin'in odasına gittiğimde mışıl mışıl uyuduğunu görmüştüm. Dudakları büzüşmüş, sarı saçları dağılmıştı.

Onu uyandırmayıp sessizca mutfağa gittim.

Şimdi bu beceriksiz adam yemek yapacak.

Dün bana yaptığı kurabiyeler için bir geri dönüş olarak.

Dünki kurabiyeler onun ilk yapışına göre güzeldi. Şekli biraz garipti ama güzeldi.

Hızlıca bir kahvaltı hazırladım. Son olarak çilekli bir reçel koydum.

"Ne işin var burada?"

Mırıltılı sese döndüm ve gülümsedim. "Sana kahvaltı hazırladım." Aklıma gelenle konuşmamı devam ettirdim. "Ve önemli bir şeyi konuşmak için."

Gözlerini ovuştura ovuştura ve paytak adımlarla lavaboya gitti.

Arkasından gülümsemiştim.

Çok tatlıydı.

Daddy!!/Vmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin