Daddy!!/Vmin ✔

17

Jimin

Yarın, saat öğleden sonra 2 civarları.

Jungkook ile bir bahaneyle evimize gelmiştik.

Kurabiye yapmam gerekiyordu ve ben çok üşengeçtim.

Jungkook odasından eşofmanlarıyla çıktı. "Yürü markete gidiyoruz."

"Ne?"

"İçimdeki müneccim Yoongi'nin süper markete gideceğini söylüyor."

Neyse, hem bende kurabiye için malzeme almalıydım.

Tam odama gidecekken beni durdurdu. "Giyinmenin zamanı yok! Yoongi'yi kaçıramam!"

"Onu daha dün-"

Ayakkabılarını giyerken konuştu. "Marş marş!"

O üstüne ceket alıp çıkmıştı.

Tanrım...

Sinirle kot ceketimi giydim ve converselerimi hızla giyip peşinden çıktım.

Markete geldiğimizde telefonumdan malzemeleri açmıştım.

Saçmalamayın tabiiki de malzemeler için not almamıştım(!)

Büyük sürmeli adını unuttuğum şeyi aldım. Jungkook ise aburcubur bakıyordu.

İsmini unuttuğum şeyi hızlandırıp ayaklarımı tekerleklerin üstüne koydum ve pasta ürünlerinin yanına gittim. Hayatımda yapmayı sevdiğim en iyi şey olabilirdi.

"Jimin!"

İsmini unuttuğum şeyi ayağımla durdurup seslenen yere döndüm. (Ya harbi unuttum ya neyse siz anladınız.)

"Taehyung?"

"Kurabiye malzemeleri almaya mı geldin?"

"Bilmem."

Sırıttı. "Jungkook'un müneccim dersleri işe yarıyor."

Gülümsedim.

"Seni şikayet edersem marketten atarlar."

Tek kaşımı kaldırdım. "Neyi şikayet edersen?"

Gülümsedi. "Az önce o şeyin üstüne çıktın."

Omuz silktim. "Sana kurabiye yapmam."

Tam o sırada Jungkook gelmişti. "Hyung, Yoongi gelmedi-"

Yoongi hyung kasaya ilerlerken söylendi. "Taehyung, kasaya gidiyorum ben. Ne alacaksan al ve hızlı ol."

Güldü ve peşinden gitmeye başladı. "Kocacığım~"

Bir yandan malzemelere bakıyor bir yandan sepete gerekenleri koyuyordum. "Söyle hyunguna onu heveslendirmeyi bıraksın. Bu senin içinde geçerli."

"Biliyor musun cidden çok tatlısın."

"Konuyu dağıtma."

"Hoşuna gidiyor."

"Hoşuma falan gitmiyor. Beni taciz ediyorsun." Sinirlendim ve ona döndüm. "Seninle geçirdiğim zamanlar eğlenmedim. Aksine bitmesi için bekledim."

Birkaç tane lolipop ve çikolata aldı. "Kalbimi kırıyorsun."

Onu umursamayıp konuşmaya devam ettim. "Sadece görünümümü beğendin. Bana aşık değilsin kendini kandırma."

"Ah güzelim, bence sen kendini kandırma." Gülümseyip bir lolipop açtı ve pakedini alıp bana uzattı. "Bu benden olsun." Lolipopu dudaklarımın arasına kondurdu ve gözlerini dudaklarıma indirip erkeksi sesiyle konuştu. "Kurabiyelerimi bekliyorum. "

Bak...tamam...bu hareketinden etkilendim tamam mı?

Lolipopu ağzımdan çekip gidişini izledim.

Çilekliydi.

Dudaklarımı yalayıp işime geri döndüm.