Daddy!!/Vmin ✔

32

Jungkook

Minie
Söyle o piç kurusuna
Jimin sevgili yapmış.

Ben
nE?

Minie
Bitti Jungkook
Benim mafya heriflerle uğraşacak havam yok.

Ben
Böyle bir şey demeyeceğim.
Senin erkeğin Tae hyung.

Minie
Sadece söyle Jungkook
Kendime birini bulacağım.

Ben
ajshajsha
Ay hyung alemsin.

Minie
Ben ciddiyim
Ama yine de sen bilirsin.

Oflayarak Tae hyunga yazdım. Yine ben her boku yapıyorum.

Ben
Jimin hyung sevgili
yapacakmış

Tae hyung
Eee?

Ben
Ne demek ee lan
Adamaı dellendirtmetbi

Tae hyung
Biliyorum,
Kendisi tıpış tıpış gelecek.
Ben bile kendimi yormuyorken sen kendini yırtma Jungkooooo

Ben
Tamam
Kendi halinizde takılın
Ben yeterince
çöpçatanlık yaptım.
Kocacığımada kavuştum
artık siz düşünün.
Görüldü

Araba durduğu zaman telefonu cebime attım.

Dudaklarımızı birleştirip kısa bir öpücük kondurduk. "Dersin bitince beni ara gelip seni alayım. Tek başına gelme, kalabalıkta dur."

Gülümsedim. "Sende bodrumdaki adama bir bak artık. Kaçmış bile olabilir."

"Öyle yapacağım." Gülüp bu sefer boynumu öptü. Heyecanlanıp dudaklarımızı birleştirdim ve uzun bir öpüşme başlattım. Sanırım derse gecikecektim ama şuan pek umrumda değil.

Yavaşça, sakince öpüşüyorduk. Cidden çok soft ancak bir o kadar ateşliydi.

Ayrıldığımıza zaman gülmüştüm. "Derse geç kalıyorum."

Sırıttı. "Gitmelisin."

Çantamı elime aldım ve kapıyı açtım. "Görüşürüz kocacığım~"

Güldü.

~♥~

Taehyung

Yoongi hyung ve Namjoon hyung depodaki adamla uğraşıdururken ben öylece Jin hyungla fifa oynuyordum.

Evet, moralim bozuktu ancak belli etmemeye çalışıyordum.

Jin hyung bana gol attığı zaman playstation'ın kolunu masaya attım. "Oynamıyorum."

"Mızıkçılık yapma bebe. Al şunu daha bitmedi. "

Ayaklandım. "Kendime noodle yapacağım."

Mırıldandı. "Bana da~"

Tam o sırada zil çalmıştı. Hizmetliler izinde olduğu için ben açtım. Jimin?

Şaşkınlıkla mırıldandım. "Ne oldu?"

Yanımdan geçti ve içeri girdi. "Burada kalan eşyalarımı alacağım."

Boynundaki izlerimi görmek hoşuma gitmişti, saklamamıştı.

Jin hyung keyfine bakarken homurdandı. "Jimin-sshi~ sonunda geldin-"

Merdivenlere yöneldi. "Eşyalarımı almaya geldim hyung."

Jin hyung şaşırıp kaldı. "Ne?" Ayaklandı ve bana önce baktı. Ona omuz silktiğim zaman Jimin'in yanına gitti, sanırım onunla konuşacaktı.

Huysuzca mutfağa gittim ve noodle hazırlamaya başladım.

Cidden saçmalıyordu. Asıl bana asılan oydu. Kim yerimde olsa aynısı yapardı. Bana sapık ismini koyup ona taciz ettiğimi saçmaladı.

Sizce de komik değil mi?

Şimdide utanmadan ergen tavırlarıyla eşyalarını almaya gelmiş beyefendi.

Ellerimle başımı ovuşturmaya başladım. Cidden...onu düşünmek başımı ağrıtıyor.

Yukarıdan gelen konuşmalar ile Jin hyungun ona kızdığını anlamıştım. Onun yüzünden keyfimiz bozuluyordu.

Tezgaha yaslanıp gözlerimi yumdum, başım dönüyordu.

Jin hyugun sesini duymuştum. "Taehyung. Taehyuuung?"

"Hmm?"

Elini omzuma koydu. "İyi misin? Kaç kere seslendim duymadın."

Mırıldandım. "Sadece yorgunum hyung."

Bu yorgunluk fiziksel olarak değildi.

"Noodle'ı sen yersin. Ben odama çekilip uyuyacağım."

Ben giderken umutsuzca mırıldandı. "Üzgünüm, Jimin'i durduramadım. İnatçını teki."

Güldüm. "Şaşırmadım."

Aptal Jimin.