Ölümyiyenler

331 25 8
                                    

Kızın söylediği yalan ise yalan değil,gerçekler idi.Her şey kızın gerçek fakat bunu öğrenmesi zamanını alacaktı.

Tam bu sırada ,yakın bir masada oturan ,Lucius asasını sıktı ve Remus'ların oturduğu masaya doğru yol almaya başladı.

Lucius,tam o sırada sıradan biriymişcesine masanın yanından geçti ve küçük kıza gülümsedi.
Kimsenin hiç bir şeyden haberi yoktu.

Geniş paltosunun kol kısmına sakladığı asasını sadece havaya kaldırdı ve sinyali gönderdi.

Tam o anda onlarca ölümyiyen odaya ani bir şekilde girdiler.

Daha kimse ne olduğunu anlamamıştı, James Harry ve Lily'i,Remus ise Amari'yi ,Sirius ise Jessica ve Isabelle'i arkasına almıştı.

Böyle bir durumda yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptılar.

James,Sirius ve Remus birbirlerine baktı ve asalarını çıkarıp savunma büyüleri yapmaya başladılar.

Tam o sırada Jessica ve Lily bebekleri saklayacak uygun bir yer aramaya koyuldu.Kendi bebeklerini sakladıkları gibi hemen muggle'ları korumaya başladılar,onlara gelen lanetleri savunma büyüleri ile engellediler.

Onların çocuklarını ve kendilerini mekandan çıkarmaya çalışıyorlardı.

Dumbledore neredeydi peki?Neden onlara yardıma gelmiyordu?

Bu sırada Dumbledore yukarıda kızın güçlerini araştırıyordu.

Olan bitenden haberi yoktu.Taki çığlık ve ağlama sesleri duyana kadar,aşağılardan Mary Lily'nin ağlama sesleri geliyordu.

Isabelle ise kızı sakinleştirmeye çalışıyordu. Küçücük olmasına ve çok şey bilmemesine rağmen.

Aşağıda ölümyiyenlere karşı,işler pek de iyi gitmiyordu.

Dumbledore anında aşağıya cisimlendi.

Aşağıya indiği anda Jessica Lily,James ve Sirus'u teker teker ölümyiyenler tutuyordu ve Dumbledore gelir gelmez cisimlendiler.

Riddle Malikanesi'ne...

Dumbledore hızlıca Remus'a koştu.Ağır bir yara almamıştı.

-'Amari nerede?Bebekler nerede?Söylesene.'diye bağırdı.

-'Niye zamanında gelmedin, senin yüzünden gittiler'.

Remus'n ağlaması gittikçe şiddetleniyordu ve çığlık atmaya başlıyordu.

Ailesi diyebileceği kişileri kaybetmişti sonuçta.

Aniden kafasına bir şey gelmişcesine yerden kalktı ve koşmaya başladı.

Çocukları sağlam bir şekilde bulunca az da olsa rahatlamıştı.

Ama arkadaşları ortada yoktu,gitmişlerdi,kaçırılmışlardı.

İşte Remus'u yıkan bu olmuştu ama güçsüz görünmemeliydi.

Çocukları alıp hemen buradan ayrıldı.

En azından onları güvende tutmalıydı.

O sırada Tom Riddle oyuklu ,özenle işlenmiş desenleri olan sandalyesi oturup,kurbanlarını bekliyordu.

Tam ölümyiyen kişiyi elleri arkada tutuyorlardı.

Her biri aynı anda onları yere fırlattı.

-Sizinle tekrar görüşmek ne güzel.

-Özellikle de seninle ,Jess .

-'Bana sadece ailem ve arkadaşlarım Jess der' dedi.

-Ben de senin ailen sayılmaz mıyım, kızım? dedi ve histerik bir kahkaha attı.Dalga geçmek için söylediği o kadar belliydi ki.

-'Bunları hemen mahzene kapatın.Daha öncelikli işlerim var 'dedi. Aslında yoktu fakat bu kimin umurundaydı?

Mahzende iki farklı odaya yerleştirilmişlerdi.

Jessica ve Sirius bir odada,James ve Lily ise başka bir odadaydı.

Hepsinin aklından aynı şeyler geçiyordu.

Çocukları güvende miydi?

Isabelle Black ⚡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin