You Won't See Us Coming

5.1K 409 381
                                    

to: noahstatic  (hmm, bu kurgu da ne acaba?)

***********************

"Çadırı şuraya kur! Baekhyun, beni dinliyor musun?"

Baekhyun elindeki telefonu bırakmadan kafasını kaldırdı. "Biraz işim var. Oyunu bitirmeye çalışıyorum."

"Kampa gelirken teknolojik hiçbir şey getirmeyeceğimizi konuşmuştuk?"

"Bu sayılmaz." Baekhyun gülerek telefonunu öptü. "Bu oksijen kaynağı."

Junmyeon onunla laf yarıştırmayı kesip arkasına baktı. "Kyungsoo, Sehun nerede?"

"Bilmem, etrafı dolaşacağını söylemişti."

"Ah, hangi akla uyup sizinle buralara geldiysem..." Junmyeon ateş yakarken sinirle arkadaşlarına bakıyordu. "Gidip Sehun'u bulun. Hava kararıyor ve vahşi doğadayız."

Kyungsoo ve Baekhyun mutsuz bir şekilde ağaçların arasına doğru yürümeye başladı.
"Hangi akla uyup geldiğini soruyor bir de... O bizi sürükleyerek getirdi!"

Baekhyun rahat bir şekilde telefonunu çıkardı ve Sehun'un numarasını tuşlayarak kulağına götürdü. Kyungsoo ona anlamaz bir bakış attığında Baekhyun gülüyordu. "O da telefonunu getirmişti."

Birkaç saniye sonra telefon açıldı. "Baek?"

"Her nerede geziyorsan yanımıza geri gel. Junmyeon kafayı yemek üzere."

"Konum at, burada her yer birbirine benziyor."

"Atıyorum. Acele et." Telefonu kapattıktan sonra tekrar Kyungsoo'ya döndü. "Telefonla gelmek ne kadar gerekliymiş gördün mü?"

**************

Yarım saat sonra dördü de ateşin etrafına oturmuş, sırtlarına battaniyelerini almışlardı. Junmyeon mutlu bir şekilde etrafa bakıyordu. "Doğanın sesi cidden çok huzur veriyor."

"Dostum, tek duyabildiğim şey çekirge uğultusu."

Junmyeon Sehun'a kötü bir bakış attı ve duymamış gibi başını salladı. "Benimle geldiğiniz için teşekkür ederim çocuklar. Burada tek başıma oldukça korkardım." Kafasını kaldırıp gökte yükselmeye başlayan dolunaya baktı. "Ateşi kısa zamanda söndürmemiz gerekecek. Işık yabani hayvanları çekebilir."

Baekhyun arkadaşına bakarken istemsizce gülümsedi. Buraya geldiği için gerçekten çok heyecanlı görünüyordu. Halbuki geldiği yer ormandan başka bir şey değildi. Gerçi... Sevmese üniversitede bunu okumazdı. Junmyeon biyoloji bölümünü bitirmiş; zooloji ve botanikte doktora yapıyordu ve bu da diğer üç arkadaşını her ay kamptan kampa sürüklemesi demek oluyordu.

"Yarın ne yapacağız?"

"Ben liken oluşumunu incelemek için birkaç ağaca çıkacağım. Siz de sabah istediğiniz gibi gezebilirsiniz. Kaybolmayın yeter. Çünkü yabani hayvanlar-"

"Hey, yabani hayvanlardan bu kadar korkmana gerek yok. İnsanlara durduk yere saldırmadıklarını okudum."

Junmyeon katılmadığını belirtmek ister gibi başını salladı. "Bir zamanlar saldırmıyorlardı. Yaşam alanlarını daraltıyoruz ve çok fazla avlıyoruz. Artık düşman olarak görüyorlar bizi. Bu ormanda av yasağı olmasına rağmen yerde çok fazla kurt ve ayı kapanı olduğunu gördüm."

Baekhyun ellerini biraz daha ateşe yaklaştırdı ve güldü. "Doğru. Hem de baksanıza, bugün dolunay var. Etraf kurt adamlarla dolup taşacak."

"Ben ciddi bir şeyler söylüyordum Baekhyun."

"Ben de!" Baekhyun pençeleri varmış gibi tırnaklarını gösterdi ve başarısız bir kükreme efekti yaptı. "Sehun! Yanlış sürü liderine çattın, şimdi pençelerimle seni ikiye ayıracağım!"

When The Night Falls || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin