To: Hwalyeol
***********************
Baekhyun gözlerini açtığında çadırın içinde kimse yoktu. Uzun uzun gerneştikten sonra dışarı çıktı ve yüzünü yıkadı.
"Baekhyun!" Sehun ileriden ona el salladı. "Kahvaltı yapıyoruz, gelsene!"
"Neden uzağa gittiniz?"
"Junmyeon yeni arkadaşlar edinmiş! Hadi!"
Baekhyun üzerini değiştirdikten sonra oraya doğru gitmeye başladı. Yerdeki büyük battaniyenin üzerinde altı kişi oturuyordu. Üçünü tanıyordu ama diğer üçü yeniydi. Biri uzun saçlı genç bir kadın, diğer ikisi ise onlarla yaşıt gibi duran iki erkekti.
Yanlarına geldiğinde Sehun gülerek onu işaret etti. "Kurtlara fısıldayan adam! Günaydın!"
Baekhyun gözlerini devirip yanlarına oturdu ve elini kıza uzattı. "Ben Baekhyun."
"Ben de Moonbyul. Memnun oldum."
Başını sallayarak diğerlerine döndü. Hafif esmer olan uzanıp elini sıktı. "Ben de Jongin."
Baekhyun sonuncusuna da elini uzattığında bir süre karşılık alamadı. Karşısındaki kişi kısık gözlerle onu inceliyordu. Açık kahverengi gözler sanki Baekhyun'u delip geçmeye çalışıyor gibilerdi. "Şey... Ve sen de?"
Çocuk duyduğu sesle kendine gelip elini uzatmak istese de bir an acıyla inledi ve kolunu tuttu. Baekhyun o zamana kadar çocuğun kolundaki sargıyı fark etmemişti. "Geçmiş olsun."
"Teşekkürler." Sargılı olmayan diğer elini uzattı. "Chanyeol."
"Memnun oldum." Baekhyun huzursuz bir şekilde kendi arkadaşlarına sokuldu. Çocuğun ona bakışlarından hoşlanmamıştı. "Şey... Ee, nasıl karşılaştınız?"
Junmyeon heyecanla ilerideki bir yeri gösterdi. "Ormanın içinde evleri varmış! Sabah liken ararken karşılaştık Chanyeol'la."
"Evet, buraları avcumun içi gibi bildiğim için aradığı şeyleri bulmasına yardım ettim ve Junmyeon da bizi kahvaltıya çağırdı."
Moonbyul başını sallayarak Chanyeol'a onay verdi ve güldü. "Aslında belki de biz sizi çağırmalıydık. Yerde yemekten daha konforlu olurdu."
"Junmyeon doğayla iç içe olmayı seviyor." Sehun kollarını abartılı bir şekilde açarak Junmyeon'u taklit etti. "Kuşların sesi, doğanın sesi..."
"Kes sesini Sehun..."
Herkes gülüşürken Baekhyun'un gözleri Chanyeol'a takıldı. Ne zaman kafasını çevirse Chanyeol'u dik dik ona bakarken yakalıyordu ve kendini iyice rahatsız hissetmeye başlamıştı.
"Ee, ne okuyorsunuz? Yani okuyor musunuz?"
Konuyu değiştirmek için ortaya bir şey attığında ilk Moonbyul konuştu."Ben iç mimarlık okuyorum, Jongin'in kendi işi var ve Chanyeol da tarih okuyor."
"Peki siz üçünüz... Kardeş misiniz?"
Jongin, Moonbyul ve Chanyeol uzun uzun birbirlerine baktılar. Chanyeol omuzlarını silkti ve arkasındaki ağaca yaslandı. "Öyle de denebilir."
"Yani değilsiniz."
Üçü de aynı anda başını salladı. Baekhyun konuşarak bir yere varamayacağını fark ettiğinde önündeki poşetten bir sandviç çıkardı ve yemeye başladı.
Yemekle oyalanırken gözü Kyungsoo'ya takıldı. Kyungsoo da en az onun kadar huzursuz görünüyordu ama nedenini anlamamıştı.
"Kyungsoo, fazlalıkları toplamama yardım etmek ister misin?" bir anda ayağa kalktığında tüm gözler üzerine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When The Night Falls || ChanBaek
FanfictionDolunay parlıyor yukarıda, Ve kaçsan iyi olur, Kurtlar oynamaya çıktığında.