"Sehun nerede?" Moonbyul sinirle salona girdiğinde herkes yerinde sıçradı.
"Odasındadır, ne oldu?"
"Makyaj malzemelerim yok!" Moonbyul koşarak üst kata çıkarken Chanyeol kaşlarını çattı. "Sehun neden makyaj malzemelerini alsın ki?"
**************
Moonbyul Sehun'un kapısına geldi ve vurmaya başladı. "Sehun!"Sehun kapıyı açtığında yüzü beyaz pudra yüzünden porselen rengindeydi ve dudakları da kiraz gibi kırmızıydı.
"Yakışmış mı?""Sen kafayı mı yedin?" Moonbyul onun üzerine doğru gitti. "Bak, kurtlar paylaşımcı değildir. Tamam mı? Bir daha odama girip eşyalarımı alırsan-"
"Vampire benzemiş miyim?" Sehun onu dinlemeden aynaya bakıyordu.
"Tanrı aşkına, zaten vampirsin sen."
"Ama filmlerdeki gibi değilim."
"Filmlerdekiler aktör, gerçekten vampir değiller de ondan." Moonbyul sabır diler gibi yukarı baktı ve gülmeye başladı.
"Ne gülüyorsun?"
"Ruju kötü sürmüşsün. Ver bakayım bana." Yanına gitti ve Sehun'u aynanın karşısına oturtup makyajını düzeltmeye başladı.
"Harikasın Moonbyul."
"Tabii.." Moonbyul ruju yanağına bastırıp gözlerine kadar sürdü. "İşte vampirler böyle görünüyor."
"Hey!" Sehun onu itip aynaya baktı. Vampire değil de palyaçoya benziyordu. "Moonbyul!"
Moonbyul kendini yatağa atıp kahkaha atmaya başladığında Sehun banyoya doğru gitti. "Aptal dişi kurtlar."
****************
Baekhyun odalardan gelen seslerle uyandı. Yerde birkaç çizimin parçalanmış kağıtları duruyordu. Dün gece ne olduğunu bilmiyordu ama etrafın darmadağınık olduğunu görebiliyordu.
Yüzünü yıkayıp merdivenlere yöneldi. Başı dönüyordu.
Bir şeyler yemek için mutfağa yönelirken Chanyeol ve Jongin'in yanda satranç oynadıklarını gördü.
"Günaydın."Chanyeol'a sadece başını salladı ve dolaba döndü. Geçen gün odada onu kucağından ittiğinden beri araları garipti. Zaten şu an cevap verecek hali de yoktu.
Sabahtan kalan krepleri tabağına yerleştirdi ve biraz güneş ışığı almak için bahçeye gitti.
"Baekhyun?" Chanyeol peşinden gelmişti. Oturduğu sallanan koltuğa yaklaştı ve yanına yerleşti. "İyi misin? Gözlerinin altı mosmor."
Baekhyun gözlerini kırpıştırdı. Burnuna inanılmaz güçlü bir koku geliyordu ve başını döndürüyordu. "Chanyeol... Kokuyu sen de alıyor musun?"
"Koku mu?" Chanyeol birkaç kere havayı kokladı. "Hayır. Koku duyum iyidir aslında ama garip bir koku almıyorum."
"Bu kokuyu nasıl alm-" Baekhyun cümlesini bitiremeden öğürmeye başladı ve koltuktan yere düştü. Elindeki krep yere saçılmıştı.
"Baekhyun!"
Baekhyun çimlere eğildi ve kusmaya başladı. Chanyeol ona yardım etmek için yanına eğildi. "Krepler mi dokundu?" öyle olmadığını biliyordu. Bir ısırık bile almamıştı.
Baekhyun cevap vermek yerine kusmaya devam etti. "Junmyeon'u çağıracağım."
Chanyeol içeri koştuktan iki dakika sonra Junmyeon ve Jongin'le birlikte dışarı çıktı. Junmyeon arkadaşına eğildi ve elini başına koydu.
"Ateşin de var." arkasını dönmeden önlerindeki çiçekleri işaret etti. "Bana papatya getirin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When The Night Falls || ChanBaek
FanfictionDolunay parlıyor yukarıda, Ve kaçsan iyi olur, Kurtlar oynamaya çıktığında.