"Koş!"
Chanyeol kolundaki kronometreye baktıktan sonra tekrar kafasını kaldırdı "Kaplumbağa mısın vampir mi Sehun?"
Sehun onu duymamış gibiydi. Moonbyul kurt formunda olduğu için oldukça hızlıydı. Ağzındaki etle birlikte büyük alanda koşturuyor, Sehun da kırmızı gözleri kan kokusuyla iyice büyürken peşinden koşuyordu.
Moonbyul hiç beklemediği anlarda zig zag çiziyor, Sehun da hızını alamayıp virajlarda yere düşüyordu.
Junmyeon sessizce Chanyeol'un yanında onları izliyordu. "Henüz çok acemi."
Chanyeol başını sallayarak cevap verdi. Kronometreyi sıfırlayıp tekrar etrafta kovalamaca oynayan arkadaşlarına baktı.
"Sehun! Bu on sekizinci başa alışım ve hala onu geçemedin!"Sehun koşmaya devam ederken ona doğru el hareketi çekti. "Bu haksızlık! Onun dört ayağı var!"
"Yine de senin daha hızlı olman gerekiyordu!"
Moonbyul sivri dişlerinin arasındaki eti biraz sert ısırınca etten kan akmaya başladı. Sehun delirmiş gibiydi. Gözlerini düzgün odaklayamadan daha hızlı koşmaya başladı.
Bir anda Moonbyul'ün beyaz kürkünün üzerine atladığında Chanyeol ve Junmyeon şaşkına döndü. Aradaki mesafeyi o kadar hızlı kapatmıştı ki ışınlandığını düşünmüşlerdi.
Sehun agresifçe ete uzanmaya çalışırken Moonbyul da onu sırtından atmaya çalışıyordu.
"Chanyeol." Junmyeon endişeyle öne bir adım attı. "Sehun kendinde değil. Moonbyul'a zarar verecek."
"Bir şey olmaz. Kürkü kalın."
Junmyeon huzursuz olsa da sürünün lideri müdahale etmeyince hiçbir şey yapmak düşmezdi. Ellerini beline yerleştirdi ve gergince onları izlemeye başladı.
Sehun sivri köpek dişlerini ete uzatmaya çalışıyor, Moonbyul da pençeleriyle onu itiyordu. Sehun onun sırtına o kadar ters bir pozisyonda binmişti ki Moonbyul uzanamıyordu bile. Sadece sinirli bir şekilde kükrüyordu.
Sehun dişlerini Moonbyul'ün ensesine geçirdiğinde Junmyeon elini kaldırıp yüksek sesle bağırdı.
"Dimittas!"Sanki bir güç Sehun'u tutup arkaya çekmiş gibi arkaya savruldu. Moonbyul kükreme ve inleme arası bir ses çıkararak yere çöktü.
Junmyeon Moonbyul'a doğru koşarken Chanyeol yavaş adımlarla takip etti.
Moonbyul normalden daha yavaş bir şekilde insan formuna döndü. İncecik ensesinde diş izleri vardı ve kan akıyordu.
"Çok acıyor mu?" Junmyeon cebinden birkaç kuru papatya çıkardı. "Ağrını kesebilirim-""Aptal çocuk!" Moonbyul sinirle karşısında nefes nefese duran Sehun'a baktı. "Sadece beni kovalaman gerekiyordu."
Chanyeol Moonbyul'un çoktan yere bıraktığı et parçasını aldı ve Sehun'un önüne attı. Sehun eti büyük bir açlıkla alıp iyice sıktı ve akan kanı içmeye başladı. Sanki biberon bulmuş bir bebek gibi anında sakinleşmişti.
"Chanyeol, bir şey demeyecek misin?" Moonbyul beklentiyle liderlerine baktı.
"Daha yeni öğreniyor Byul. Senin de döngüye ilk girdiğin halleri hatırlıyorum."
Moonbyul anında suratını astı ve sustu. Junmyeon onun ensesiyle ilgilenmeye devam ederken Chanyeol yaklaşıp kızın alnına bir öpücük bıraktı.
"Alışacak. Yaratıkların kan kokusu normal etten daha çekici olduğu için seni ısırdı.""Bunu bir daha yaparsa... Yemin ediyorum-"
"Ne ağladın be." Sehun sonunda normale dönmüş bir şekilde yanlarına geldi. "Alt tarafı küçük bir ısırık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When The Night Falls || ChanBaek
FanfictionDolunay parlıyor yukarıda, Ve kaçsan iyi olur, Kurtlar oynamaya çıktığında.