"Derin bir nefes al. Evet aynen böyle." Junmyeon elindeki çiçekleri Sehun'un burnuna iyice yaklaştırdı.
"Hapşıracağım-"
"Çek içine dedim." Junmyeon çiçekleri biraz daha öyle tuttuktan sonra geriye çekildi. "Moonbyul, hazırız."
Moonbyul elindeki poşedi sallayarak yanlarına yaklaştı. İçinde kanlı bir et parçası vardı. Poşedin ucunu açıp Sehun'a doğru yaklaştırdı.
"Tanrım..." Sehun mutlu bir şekilde poşede eğilse de Moonbyul onu geriye itti.Junmyeon ellerini Sehun'un alnına bastırdı. "Kontrol et."
"Çok zor..."
"Gözlerin kırmızıya dönüşürse büyü yaparak koku duyunu yok ederim. Anladın mı?"
Sehun'un gözleri tam renk değiştirmeye başlıyordu ki duyduğu tehditle tekrar normale döndü. Sehun normal normal nefes almaya çalışıyordu ama zorlandığı belli oluyordu.
Yaklaşık beş dakika geçmişti ama Sehun'un göz rengi değişmemiş, sivri dişleri çıkmamıştı. Junmyeon ve Moonbyul gülerek birbirlerine baktılar ve poşedi Sehun'a verdiler. "Harikaydın Sehun!"
Sehun poşedi alıp içindeki kanı içmek için anında arka bahçeye koştu. Bahçede sadece Junmyeon ve Moonbyul kalmıştı. "Junmyeon, sana bir şey sormak istiyorum."
"Tabii?"
"Siz koruyucuların kulağı ne kadar keskindir bilmiyorum ama biz kurtlar iyi duyarız."
"Ve?"
"İki gecedir Kyungsoo'nun uykusunda fısıldadığını duyuyorum ve beni de uyutmuyor. Ona bir şeyler veremez misin? Susması için yani."
Junmyeon üzgün üzgün başını salladı. "Yapamam. Başı zaten çok ağıyor, migreni olduğunu sanıyor. Onun için bile bir sürü büyü yapıyorum."
"O zaman neden konuşuyor?"
"Henüz kontrol edemediği için kehanetleri sadece rüyalarında görebiliyor." Kafasını çevirip Kyungsoo'nun penceresine doğru baktı. "Onu ne kadar tutabilirim büyülerle bilmiyorum. Haberciler güçlüdür."
"Neden tutmaya çalışıyoruz ki?"
"Habercilerin gördüğü şeyler sadece kehanettir. Gerçek olmaları için habercinin ne gördüğünün farkında olması gerekir."
"Ciddi misin? Bu işlerin böyle yürüdüğünü bilmiyordum."
"Öyle. Kyungsoo gördüğü şeylerin sadece rüya olduğunu sanarsa sorun olmayacaktır."
Moonbyul ona soran bakışlar atınca devam etti. "Haberciler genelde iyi şeyler görmezler. Ne kadar geç o kadar iyi."
Birlikte içeri geçerlerken Moonbyul gülümsedi. "Bu kadar çok kişiye aynı anda bakıcılık yapabilmen çok etkileyici."
"Görevim bu."
"Ama yine de... Ben olsam çoktan Sehun'u öldürmüştüm mesela."
"Koruyuculara kurtlarda olmayan bir özellik verilmiş."
"Nedir o?"
"Sabır."
Birbirlerine gülümserlerlerken Moonbyul mutfağı işaret etti. "Kahvaltıya yardım eder misin?"
Junmyeon cevap vermek yerine duvarda asılı olan önlüklerden birini boynuna taktı.
************************************************
Odanın kapısı bir anda açıldığında Chanyeol Kızıl Ay ile ilgili yazıları okuyordu. Baekhyun'u gördüğünde panikle masaadaki kitapları kapatıp rastgele bir İngiliz tarihi kitabı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When The Night Falls || ChanBaek
FanfictionDolunay parlıyor yukarıda, Ve kaçsan iyi olur, Kurtlar oynamaya çıktığında.