"Kahvaltı!" Hepsi Kyungsoo'nun sesini duyduğunda mutfağa koştu. Büyük masanın etrafına koştuklarında Jongin etrafı koklayıp gülümsedi. "Kyungsoo, sen yokken biz aç kalıyormuşuz."
"Gerçekten harika yemek yaptığını söyleyen oldu mu?"
Övgüler yağmaya devam ederken Kyungsoo tabakları doldurdu. "Bana hayran olmanızı kahvaltıdan sonra da dinleyebilirim."
Baekhyun gözlerini ovarak etrafa bakındı. "Chanyeol nerede?"
Herkes ona bakıp pis pis sırıtmaya başladığında kendini garip hissetti. "Ne bakıyorsunuz? Saçma bir şey mi sordum?"
Moonbyul ağzına birkaç peynir attıktan sonra ona baktı. "Kitaplara dalmıştır. Gidip çağırsana."
Baekhyun yavaş adımlarla üst kata çıktı ve evin en büyük odasına yaklaştı. O zamana kadar neden evdeki en iyi odayı Chanyeol'un aldığını hiç düşünmemişti.
Kapıyı çalarken gerildiğini hissetti. Nedenini bilmiyordu."Girebilirsin."
Duyduğu sesle kapıyı açıp odaya girdi. Chanyeol çalışma masasına dağılmış onlarca kitap arasında neredeyse görünmüyordu bile. "Günaydın."
"Günaydın Baekhyun..." Chanyeol sesi duyduğunda kafasını kitaplardan kaldırmıştı. "Miden daha iyi mi?"
"Evet, endişelenme." Baekhyun gülümsedi. Chanyeol öyle saçları dağınık bir şekilde, çatık kaşlarla kitapları karıştırırken o kadar yakışıklı görünüyordu ki...
Bir an düşündüğü şeyin ne kadar yanlış olduğunu fark edip irkildi.
"Neden gelmiştin?"
"Şey, k-kahvaltı..." Kekelediği için kendine yumruk atmak istiyordu. "Kahvaltı hazır."
"Biraz işim var, Moonbyul'a bana ayırmasını söyler misin?"
"İşin bekleyemez mi? Biraz uykusuz görünüyorsun, kahvaltı etmen iyi olurdu." Chanyeol ona garip bir bakış attığında dudaklarını ısırdı. Chanyeol'un işine karışacak cesareti nereden bulmuştu ki? "Yani, işine karışmak istemedim ama-"
"Bugün neden o kadar gerginsin? Ağrın mı var hala?" Chanyeol yavaş adımlarla kalktı ve ona yaklaştı.
Çok yakındı.
"Yok, iyiyim." Baekhyun ona baktığında tişörtünün altındaki sargıları görebilmişti. "Senin durumun nasıl?"
"Daha iyiyim." Chanyeol iyice ona doğru eğildiğinde kalbi dışarı fırlayacak gibi atıyordu. Yavaşça gözünü kapayıp birkaç saniye bekledi. "Şey, Baek, arkandaki kitabı alamıyorum..."
Duyduğu şeyle hemen yana çekildi. Kendini salak gibi hissediyordu. Ne olmasını bekliyordu ki sanki? "Pardon, ben... Ben gideyim." arkasını döndü ve koşarak aşağı indi.
Masada herkes ona bakıyordu. "Ee, o kadar uzun süre konuşup yine de aşağı gelmeye ikna edemedin mi?"
"İşi vardı sanırım."
"Evet, hiç şaşırmadım. Chanyeol kafasını kitaplara gömdüğü zaman hiçbir güç onu k-" Moonbyul cümlesini yarıda kesip gülmeye başladı. "Tabii yanılmış da olabilirim."
Chanyeol bir anda Baekhyun'un arkasında belirmişti. "Günaydın herkese." Hızlıca Sehun'un yanına oturdu ve tabaktaki kreplere baktı. "Eğer böyle krep yapmaya devam edersen seninle her an evlenebilirim Kyungsoo."
Kyungsoo ve Chanyeol birbirlerine göz kırpıp gülerken Baekhyun kaşlarını çatıyordu.
*******************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When The Night Falls || ChanBaek
FanfictionDolunay parlıyor yukarıda, Ve kaçsan iyi olur, Kurtlar oynamaya çıktığında.