"Bunu kabul ettiğime inanamıyorum!"
"Pişman etmeyeceğim seni hyung, emin ol."
"Olamam, çünkü şu an pişmanım."
"Endişelenme hyung, Jungkook dışında hiç kimse zararlı çıkmayacak bu işten."
"Umarım öyle olur Jimin."
•Ji Hyung•
Koltuğa oturan enevynlerine derin nefes alıp vererek baktıktan sonra konuşmaya başladı küçük kız.
"Ben... Ben her şeyi öğrendim. Jimin amcanın eve geldiği o ilk gün... O zaman bir gariplik sezmiştim. Misafir odasına gidip kendi aranızda konuşmaya başlamıştınız ama atladığınız bir şey vardı. Kapı arkasından sizi dinleyen ben."
Hyu Ji garipsemişçe bakmaya başladığında devam etti, "Sevdiğim insanın emaneti... İyi hatırlıyorum, Jimin amca böyle bir şey dedi. Babası değilim... Sen ise 'Baba olmayı öğren!' diyordun. Bunları duyduktan sonra sizi dikkatle izlemeye başladım. Babam olmayan bir adam neden baba rolü yapar?"
Taehyung bu kısımda kendini kaptırmış, öyle dikkatli dinliyordu ki, kendisi yokken kızı nelere tanık olmuş bir bir öğreniyordu.
"Sonra bir gün evden çıktı. O gün yine denk geldim. Telefonuna karşı, kimseyle konuşmadığı hâlde bağırıyordu. Delirmiş miydi,yoksa bir iş mi peşinde idi? Yine takip ettim. Evden çıktığında peşinden gitmeyi çok istedim ama arkamdan sen gelirdin anne. Ve küçük bir kız çocuğu olarak elimden bir şey de gelmezdi.. Her neyse, o giderken onun gidişini izlemiş, gözden kaybolunca omuzlarımı düşürerek eve adımlamıştım lakin arkamı dönmem ile bir kadınla karşılaştım. Kim olduğunu sorduğumda 'Annen' cevabını vermişti. 6 yaşında bir kıza öyle aniden söylenilecek bir şey değildi bu, ama o dedi. 'Biraz konuşmalıyız, benimle gel.' diyip elini uzattığında ona güvenip elinden tutmadım ama bir planım vardı, bu yüzden elini tutmasam da 'Doğruları anlatacaksan sana vakit ayırabilirim.' dedim. Gülüp 'Merak etme' dediğinde yanına gittim ve anlattığı her şeyi dinledim."
"
Başlarda annem olduğunu iddia ediyordu. Sizin beni kaçırdığınızı, kendisinin beni kurtaracağını... Buna pek inanmasam da iyi rol oynayabilirdim. Yani ona inanıyor gibi yapıp dilinden dökülecek her lafı dikkatlice dinledim. Dediklerine inandığımı sanıyordu. Küçük bir kız başka ne yapabilir, değil mi?"
Hyu Ji devam etmesini bekleyen yüz ifadesi ile kafasını salladığında küçük kız konuşmasına devam etti, "Tüm yalanlarını söyledikten sonra benden hiçbir şey öğrenmemişim gibi rol yapmamı istedi. Bunu gayet iyi yapabilirdim ama neden? Sonuçta ona güvenmiyordum. Ona, 'Beni kendine güvendirebilir misin? Bunu başarırsan emin ol kimsenin bir şeyden haberi olmaz.' dedim. Bir müddet cevap veremese de, 'Tüm gerçekler emin ol bende. Ziyaretine gittiğin o küller bana ait değil.' dedi. Annemin öldüğünü ona söylememiştim, çünkü gerçekleri öğrenmeliydim. Bir kadın neden bu yalanı atardı, değil mi? Söylediği cümlesi ardına içten olmasa da, bildiği bilgisi nedeniyle en azından inanmaya çalışabilirdim. 'Merak etme, her şey bende güvende. Anne...' diyerek yüzündeki ifadeye dikkatle baktım. Hüzünlü bir gülümseme yoktu yüzünden, aksine istediğini eline geçiren bir gülümsemesi vardı. O andan sonra anladım ki bu kadın yalan söylüyor ama yapmaya çalıştığı amaç ne? Adını sorduğumda 'Min Jae, ama kimseye söyleme.' demişti. Ve o an hatırladım ki Jimin amca odasında bir ismi bağırıyordu. 'MİN JAE!' "
Hyu Ji, kızının yaşamış olduğu tüm bu olayları gözünden kaçırdığına karşı iç çekerek bakmaya başladığında küçük kız devam etti, "Bir şeyler döndüğünü anlamak artık zor değildi. Pozumu bozmadan 'Sırrın bende güvende.' demiş, yönümü eve vermiştim. Sonrasında sen bana 'Jung Jae! Neden dışarıda duruyorsun? Gir içeri, üşüyeceksin!' diye bağırmıştın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elevator²
FanfictionBu sefer olaylar, farklı bir boyutta... "İntikam zamanı ha, Park Jimin?" ~×~ 1. kitabın devamıdır. Başlama tarihi: 03.09.2019 Bitiş tarihi: 06.02.2020 © sweet-kookiem