7 ❥ Question and answer

2.2K 205 305
                                    

Üç arkadaş kütüphanede toplanmışken Winwin bayılmamak için kendini tutmaya çalışıyor, Jaehyun ise bir domates olmuştu.

   "N-Ne onunla yattın mı?" dedi Jaehyun arkadaşına inanamazca bakıp kızarırken.

   Ten uzun bir saçı varmış ve onu arkaya atıyormuş gibi yaptı.

   "Ablan star bebeğim."

   Winwin protesto etti. "Ama hyung! Çok erkendi bu s-sen ne yaptın?"

   Ten gözlerini devirdi. "Giren bana girdi size ne oluyor?"

   İki arkadaşta bu cevapla zorla yutkunup çalışmalarına dönmüşlerdi. Açıkcası dün Ten için baya eğlenceli geçmişti. Amerikan çocuğun işini iyi yaptığını düşünüyordu.

   "H-Hyung ama, ama sevmediğin biriyle..." dedi Jaehyun kızarık yanaklarıyla. "Yatman yatman..."

   Ten Jaehyun'un kızarmış yanaklarını sıktığında söyledi. "Seni de göreceğiz, Jaehyunnie." ve diğer arkadaşına dönerek onun ise saçlarını karıştırdı.

   "Seni de Winwin." Winwin'in rengi bir anda atmıştı. Bayılacakmış gibi hissetmişti.

   Ten şalını alıp boynuna sardığında elini salladı. "Ablanız gidiyor, neyse elimi öpmenize gerek yok, görüşürüz!" sonunu uzatarak gitmişti.

   Jaehyun ile Winwin ise Ten gittikten sonra birbirine bakıp yutkunmuşlardı.




















   Jaehyun yatağına karın üstü uzanmış soru çözerken bir yandan önünde telefonuyla oynayan beyaz bereli düz siyah saçlara bakmamak için direniyordu. Çok dikkati dağılıyordu, ya da dağılmaya müsaitti.

   Arkadaşı Ten'in yaptığı şeyi düşünüp duruyordu, ve istemsizce hatırladığında kızarıyordu. Jaehyun yatağında rahatsızca kıpırdandı. Ten resmen amerikan çocukla, bir haftadır tanıdığı biriyle birlikte olmuştu.

   Birlikte olmak, dedi Jaehyun yine. Bu kelime sürekli zihninde eko yapıyordu.

Jaehyun hiç biriyle bu zamana kadar ilişki yaşamamış, bir çıkma teklifi bile almamış veya etmemişti. Şeftali renkli dudakları hiçkimseye değmemiş ve yumuşak elleri hiçkimse tarafından tutulmamıştı. Ama Jae bunu aramıyordu, çünkü fazlasıyla dersleriyle yoğun ve iç içe olmak istiyordu. Sonuçta on sekiz yaşında bile değildi. Üniversiteli olunca belki bunu düşünürdü.

Fakat biriyle birlikte olmayı merak etmiyor değildi.

Acaba nasıl bir his ki? Diye düşündü.

   Ve gözleri istemsizce beyaz bereli siyah saçlı oda arkadaşına kaydı.

   Gözleri baştan aşağıya geniş omuzlu
bedeni gezdi, siyah saçların duruşundan aralıklı dudaklarının aldığı şekle kadar
hepsini süzdü Jaehyun. Tişörtünün kollarını sıyırmış ve telefonu tek eliyle tutuyordu. Kaşları ise hafif çatılıydı. Bedeninin duruş şekline kadar hepsini ölçüp tarttı ve bunu neden yaptığını bilemez bir şekilde yaptı.

   O kadar yoğun bakmış olacak ki, oda arkadaşı onun bakışlarına sırıtarak karşılık vermişti.

   Jaehyun bakışlarını çekip hemen önündeki soru bankasına döndü. Yatakta rahatsızca kıpırdanırken kendine milyon tane soru soruyordu. Neden onu kestim ki? Tanrım neler oluyor bana? Kalbim niye çok hızlı atıyor ki?

eighteen // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin