Jaehyun gideceği üniversite için gece gündüz çalışan sevimli bir öğrenciydi, Lee Taeyong ise Jaehyun'un bir gün yaptığı hatadan dolayı onun peşini bırakmayan baş belası bir tip.
[tamamlandı.]
#1 nct127
➖side ships; yuwin, johnten
➖highschool au!
Jaehyun dil olayı yaşandığından beri sakin kalmak için çok çaba harcıyordu.
Fakat sonuç yine başarısızdı.
Ne önündeki soru bankası ne de aldığı notlar kafasını dağıtabiliyor; unutmasını engelleyebiliyordu. İlk defa böyle bir temas yaşamıştı ve etkisinden çıkamıyordu. Sanki kara büyüye kapılmış gibiydi, asla büyüğü düşünmeden bir saniye bile duramıyordu Jaehyun. Hele büyüğün dilini çıkarttığındaki aldığı seksi hal...
Jaehyun hayal dünyasına girmekten son anda kurtuldu ve soru bankasına döndü. Büyüğün anlattığı konulardaki soruları çözmeliydi. Derin bir nefes aldı ve ilk testle başladı. Fakat hiçbir soruyu çözemediğini gördü. Bu biraz afallamasına neden olmuştu. Taeyong'un anlattığı her şeyi anlamıştı fakat şimdi yapamıyordu.
Jaehyun koltukta TV izleyen büyüğüne döndüğünde siyah saçlarının dağılmış olduğunu gördü. Midesinin istemsizce kasılmasına engel olamamıştı Jaehyun. Büyüğü kollarını ensesinde birleştirmiş ve yatar pozisyonda çok rahat gözüküyordu. Yine yakışıklı suratıyla sınırları zorluyordu.
Jaehyun ona dönüp ağzını açacağı sırada koyu gözlerin ona dönmesiyle bakışlarını kaçırdı.
Jaehyun soru bankasına döndüğünde bir kıkırtı duydu.
"Baktığını kesinlikle görmedim."
Jaehyun yerin dibine girmek isterken büyüğü eklemişti. "Sorularını alıp buraya gelsene."
Jaehyun dudaklarını ıslatmış ve yerinden bir süre sonra kalkmıştı. Adımlarını yavaş yavaş atıp koltuğun önünde durduğunda Taeyong onunla göz teması kuramayan kızarmış küçüğe bakıp gülümsedi. Koltukta doğruldu ve bacaklarının arasındaki boşluğu gösterdi.
Jaehyun ona kızaran yanaklarıyla baktı. Şirin olması kaçınılmazdı. "H-Hyung, ben oraya mı oturacağım?"
Taeyong küçüğün sorusuna tek kaşını kaldırdı.
"Kucağımı mı isterdin yoksa?"
Jaehyun beklemediği soru karşısında hızla cevap verdi.
"H-Hayır öyle demek istemedim! Oraya, yani ben oraya sığmam ki hem sen rahatsız olursun hyung, biliyorsun ç-çalışmada rahat ortamın olması önemli."
Taeyong bocalayan küçüğe sırıttı.
"Yani benim yatağımda mı çalışalım?"
Jaehyun koltuğa hızlıca oturup gözlerini kapatmıştı. Cevap vermeye bile mecali kalmamıştı.
Taeyong bacaklarının arasına oturan küçüğün belinden ellerini geçirip soru bankasını tuttu. Küçüğün nefesini tuttuğunu eline çarpan sıcak nefesle anlamıştı.
Jaehyun'un sırtı büyüğün geniş göğsüne değdiğinde irkildi fakat hareket edemedi de.
Taeyong kalın sesiyle soru bankasındaki ilk soruyu okudu ve çözmeye başladı.
"Burada ters düşünmen gerek, bu işini daha da çok kolaylaştırır. Sınavda süreyle yarışacaksın, öyle değil mi? En kısa ve kolay yolu tercih etmelisin. Burada uzun uzun uğraşmışsın, cevabı bulmana rağmen tekrar bölmüşsün."
Jaehyun yutkundu. Büyüğün ılık nefesi boynuna çarptıkça vücudu karıncılanıyor ve odaklanamıyordu. Arkasında hissettiği nefes ve inip kalkan bir göğüs ise onu daha da çok zora sokuyordu.
"Güzelim, bu soru tarzını sana öğrettim. Yine uzun uzun çözmüşsün. Bazen zor gibi gözüken soru en kolay soru olabilir. Uzun sorulara olan ön yargını kırmalısın. Ayrıca o güzel aklında bunları çözerken ne döndü merak ediyorum. Çünkü üçüncü, dördüncü, beşinci soruda da saçmalamışsın. Beni aydınlatabilir misin? Bu soruları çözerken gerçekten kimi düşündüğünü çok merak ediyorum."
Jaehyun "Ailem" dedi hızlıca. Yalan attığını kendi de biliyordu.
Taeyong uzun bir nefes verdi. "Soru çözerken herkesi bir kenara koymalısın. Çünkü bu sınavda vicdanını rahatlatmak yerine başarını kötü yönde etkileyebilir. Gördün mü? Bu da kanıtı."
Taeyong küçüğün kafasını yukarı aşağı sallamasıyla devam etti. "Bir şey daha,"
"Yatakta ders çalışacağımız zamanlarda olacak." Taeyong dudaklarını yalayıp ardından ekledi.
"Çünkü çalışmada rahat bir ortam olması önemli, öyle değil mi?"
Jaehyun kulaklarına doğru yükselen ısıyı hissetti. Refleksle kulağını tutarken büyüğün çoktan arkasından kalktığını ve kendi yatak odasına gittiğini gördü.
Jaehyun'u kızaran yüzü ve hızla atan kalbiyle bırakarak.
