28 ❥ Lee family

1.6K 116 213
                                    

5 yıl sonra


Günlerden cumartesi ve ailenin toplanma günüydü.

Aile toplantısı.

İki tatlı evin üst katından merdivenden inmeye başlayan siyah saçları gördüğü gibi gülümsedi genç öğretmen. Küçük boyları şirin gözükmelerine neden olurken güzelliklerini kimden aldıkları çok belliydi. Üçü de şaheserden farksızlardı.

Evet, üçüzlerdi.

Öğretmen uzandığı koltuktan doğrulmuş ve gözlüğünü çıkarmıştı. "Günaydın güzellerim."

Yanına koşan çocuklarla kollarını iki yana açtı Taeyong. Yüzüne içten bir gülümseme yerleşirken küçüklerin babalarının kucağına yerleşmesi bir oldu. Yong, en büyükleri olan hiperaktif olduğu için babasının kafasına çıkmaya başlamıştı bile. Ortanca olan Yoon, -aralarında tek kız- babasının yanağına şirin küçük bir öpücük kondurmuştu. En küçükleri olan Hyun ise gamzeleri çıkana kadar babasına gülümsemişti.

"Anneniz nerde bebeklerim?" dedi öğretmen.

Hyun yavaşça konuştu. "Sanırım hazırlanıyordu baba." Yong ise kardeşini susturmaya çalışmıştı. "Hey! Sürprizi bozacaksın Hyunie!"

Genç öğretmen kaşlarını havaya kaldırdı. Sürprizi merak etmeye başlamıştı şimdi. "Ne gibi bir sürpriz?"

Yoon utangaç bir şekilde gülümsemiş ve kardeşlerinin elinden tutup mutfağa çekiştirmişti. "Birazdan anlarsın baba~"

Mutfağa giden çocukların ardından daha çok meraklanan öğretmen ayağa kalkmış, üst kata eşini görmek için merdivenlere erişmişti. İki katlı evlerini geçen sene almışlardı, çocuklar için geniş bir bahçesi de vardı üstelik. En önemlisi ise ev işi nerdeyse yoktu çünkü Taeyong çocuklara evin nasıl toplanacağını bu yaşta öğretmişti. Jaehyun'a yardımcı olmak için ve onu korumak için elinden geleni ardına koymuyordu genç öğretmen. Hamileliği zar zor geçiren eşinin ölümünden çok korkmuştu Taeyong.

Neyse ki zor zamanlar atlatılmış, şimdi evli ve üç çocuk sahibi olmuşlardı. Üçüzler bir anda hayatlarına güneş gibi doğmuştu, Jaehyun genç yaşta hamilelik gibi zor bir şeyi tatmış olsa bile asla pişmanlık duymuyordu.

Merdivende durup beklemiş ardından eşine seslendi. "Jaehyun?"

Ses gelmeyince öğretmenin merakı artmış ve merdivenlerden yukarı çıkmıştı. Genç öğretmen gülümsedi, geçen hafta tehlikeli bir yakınlaşma yaşayıp odayı ateşe vermişlerdi. Genç öğretmen dudaklarını dişleyip gömleğinin kollarını kıvırdı, eğleniyordu şimdi.

"Bebeğim?" dedi boğuk sesle. Kapıyı tıktıklamadan girmiş ve gördüğü görüntüyle kalbi ağzında atmaya başlamıştı.

"Kapıyı tıktıklamak nedir bilmez misin sen?" dedi Jaehyun kızarırken.

Yeni duştan çıktığı belliydi ve güzel kokusu etrafa yayılıyordu. Bal rengi saçları dalgalı, dudakları ve burnu kızarıktı. Hafif makyaj yapmıştı ve bu ona çok yakışmıştı. Taeyong sevgilisinin ne kadar güzel olduğunu biliyordu; ama böyle hazırlandığında ayrıca bir güzel olduğu tartışılmaz bir gerçekti.

Taeyong Jaehyun'a erişmiş ve boynuna küçük bir öpücük kondurmuştu.

"Neden bu kadar hazırlandığını merak ediyorum. Sadece aile toplantısı yapacağımızı sanmıştım ama görünen o ki amacın sanırım beni deli etmek." boyun öpücüklerine devam ettiği sırada Jaehyun yavaşça kıkırdadı.

"Hayır aklımın ucundan bile geçmedi." Taeyong'un elini çekiştirdi. "Hadi çocuklar bekliyor inelim."

Fakat büyük olan onu durdurmuş ve Jaehyun'u kucağına bir çırpıda almıştı.

eighteen // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin