Jae uyuyamıyor, onun yerine yastığa gömülmüş çığlıklar atıyordu.
İki saat önce resmen büyük olan dudaklarını parçalarcasına öpmüş ve boynuna öpücük, dil; iz olaraksa büyük bir morluk bırakmıştı. İlk öpücüğü olmasa bile bu midesinde kelebeklerin uçuşmasına neden olmuştu. Jae hiç olmadığı kadar mutlu ve huzurlu hissediyordu.
Jaehyun'un gözünde Taeyong; ateşli, yakışıklı ve aynı zamanda güçlü biriydi, bunun yanında güvenilebilir, kaba -evet kaba olduğunu öpüşmelerinde çok iyi anlamıştı- asi, ve kafasına koyduğunu yapan biriydi. Aslında kısacası Jae onu tam bir erkek arkadaş olarak görüyordu, ama konuyu nasıl açacağını bilmiyordu.
"Saçma sapan çığlık atmayı kesersen uyuyacağım?"
Jae büyük olanın sesini duyduğunda yastığa biraz daha gömüldü ve gözlerini kırpıştırdı. Büyüğün sesinin de hoşuna gittiğini fark etti, kalın ve göğsünden gelen sesi vardı. Jaehyun'a mayhoşluk veriyordu.
Jae kendini tutamadı. " Hyung yanına gelebilir miyim?"
Bu anlık istekle kendi de şaşırmış olacak ki bunu dedikten sonra ağzını kapattı. Öte yandan Taeyong hiçbir cevap vermemiş ve küçüğe arkasını dönmüştü.
Jae aradan aradan bir süre geçtikten sonra büyük olanın tepkisiz kaldığını görüp istemeden kötü hissetmişti. Yorganı kafasına kadar çekerken dudaklarını büzmüş ve uyumaya çalışmıştı.
Gözlerini kapattığında aklına gelen ateşli öpücükle gözlerini açarken uzun bir nefes vermişti. Bu sefer gözlerini elleriyle kapatmış ve böyle uyumayı denemişti.
Bir süre sonra gözleri kapanmaya ve vücudu gevşemeye başlarken çarşaf hışırdamış ve karanlık odadaki sessizliği bozmuştu.
Jae bir süre sonra karnında bir çift kol hissettiğinde gözleri aralanmış ve midesinde binlerce kelebek uçuşmuştu.
"Uyu," büyük olan küçüğü kendine çekip aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi. "Eğer arkanı dönersen hiç görmediğin tarafımla karşılaşırsın, anladın mı?"
Jae hızlıca onaylamış ve üstüne hiçbir şey dememişti. Hyungunun ona sarılıyor oluşunu bozmak hiç istemiyordu. Kalbi hızlıca çarparken karnındaki kollar güvende ve huzurlu hissetmesine neden oluyordu.
" Hyung biz neyiz?" Jae aniden sordu.
Taeyong soruyla seksi bir şekilde hımladı. Kalın sesi Jaehyun'un midesinin takla atmasına neden olmuştu. "Ne olmamızı istersin?"
Jaehyun kulaklarına kadar kızarırken vücudu da ısınmıştı. " Im, sevgili?"
Taeyong kaşlarını havaya kaldırdı, işler tam istediği gibi gidiyordu. İkisini sevgili olarak gördüyse ona aşık olmuş demekti, işi istediği zaman bitirebilirdi. Hem on saniyelik öpüşmeyi de tamamlamıştı, sadece onunla seks yapmak kalmıştı.
"Sen ne istersen o, güzelim." Taeyong pembe saçlarla oynadı.
Jae aldığı cevapla içten içten gülümsemiş ve gamzeleri ortaya çıkmıştı. Anın verdiği mutlulukla büyük olana dönmüş ve dudağına hızlıca bir öpücük kondurup hızlıca geri çekilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eighteen // jaeyong
FanfictionJaehyun gideceği üniversite için gece gündüz çalışan sevimli bir öğrenciydi, Lee Taeyong ise Jaehyun'un bir gün yaptığı hatadan dolayı onun peşini bırakmayan baş belası bir tip. [tamamlandı.] #1 nct127 ➖side ships; yuwin, johnten ➖highschool au!