Jaehyun bir mesaj bildirimiyle uyanmış ve uykulu gözlerini ovuşturmuştu.
Bugün haftasonu olduğundan dolayı geç kalkmak istese de bütün uyuma planları bir mesaj bildirimi ile son bulmuştu.
Jaehyun telefonunu aldığında Ten'den bir mesaj geldiğini gördü ve mesajı acele etmeden okumaya başladı. Ten'in eskiden çalıştığı kafede şu an bir elemanlık boş yer vardı ve vardiyaya bugün başlayabileceği yazıyordu.
Telefonu geri komodine koyarken heyecanla dolup taşmıştı. Yanında yatan hyungunu bile unutmuş aceleyle üstünü giyinmeye başlamıştı, pembe bir üst, altına ise dar bir kot giymişti. Dalgalı saçlarını düzleştirmiş, yüzünü eşit tonda göstermesi için çok az fondöten sürmüş ve en sonunda parlatıcı eklemişti şekilli dudaklarına.
Jaehyun aceleyle spor ayakkabılarını giyip tam evden çıkacakken hyunguna göz ucuyla bakmıştı.
Jaehyun büyüğün yanına erişirken dudaklarını dişledi. Dağınık siyah saçları ve hafif çatışmış kaşlarıyla uykusunda olsa bile nefes kesici şekilde yakışıklıydı. Jaehyun dünkü konuşmalarını hatırladığında içi kıpır kıpır oldu, ikisi dün sevgili olduklarını resmileştirmişlerdi. O zaman düşündüğünü yapmasında sıkıntı yoktu, öyle değil mi?
Jaehyun en sonunda hyungunun aralı dudaklarına bir öpücük kondurmuş ve gülümseyerek odadan ayrılmıştı.
Midesinde kelebekler dans ederken mutluluktan gideceği adresi şaşırmış en az üç kez Ten'in attığı konumu kontrol etmişti.
Evet, Jaehyun sırılsıklam aşıktı ve her geçen gün aşkı büyüyordu.
Jaehyun kafeye geleli yarım saat olmuş ortama şimdiden alışmaya başlamıştı. Kafe ne büyük ne küçüktü, şirin bir havası vardı ve çalışan görevliler güleryüzlüydü. Hem Jaehyun'un başka sevindiği şeyse kafenin kampüse yakın mesafede olmasıydı.
"Sipariş vermek istiyorum."
Jaehyun ona seslenen müşteriyi duyduğunda heyecanla söyledi. "Geliyorum!"
Dışardan bakan birisi onu sakar ve şirin biri olarak göreceği kesindi. Pembe saçlar ve hafif kızarmış yanaklar, konuşurken ara sıra gözüken gamzeler ve şeftali tonundaki parlayan dudakları. Jaehyun güzel bir çocuktu, saf güzelliğine kim baksa etkilenirdi.
Şu an önündeki koltuğa yayılmış olan müşteri de etkilenmiş görünüyordu.
"Siparişiniz efendim?"
"Hm... Sıcak çikolata olsun, ama üstüme dökülmesini istemem."
Jaehyun'un kaşları havalanmıştı. Siyah maske ve gözlüklere sahip olan müşterinin sıcak çikolata demesiyle aklı bambaşka yerlere gitmişti. Taeyong ile ilk tanışması bu şekilde olmuş ve hiç iyi bir başlangıç olmamıştı.
Buna rağmen sonradan ilişkileri iyileşmiş ve düzelmiş, Jae Taeyong'a hiç beklemediği hislerle dolup taşmıştı; evet, aşık olmuştu. Jae hiçbir zaman aşık olmamış ve ilkini Taeyong'un almasına izin vermişti. Sevgili bile olmuşlardı. Jaehyun ondan başka birinin olmayacağını düşünüyordu sürekli.
Belkide Jaehyun o gün sakarlık etmeyip sıcak çikolatayı Taeyong'un üzerine dökmeseydi kaderleri hiç kesişmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eighteen // jaeyong
FanfictionJaehyun gideceği üniversite için gece gündüz çalışan sevimli bir öğrenciydi, Lee Taeyong ise Jaehyun'un bir gün yaptığı hatadan dolayı onun peşini bırakmayan baş belası bir tip. [tamamlandı.] #1 nct127 ➖side ships; yuwin, johnten ➖highschool au!