13 ❥ Lip edge

2K 179 110
                                    

Jaehyun Taeyong ile ders çalışmaya başlayalı bir saat olmuştu.

Jaehyun onun anlattığı her şeyi anlamış ve ondan utansa da sorularını sormuştu. Taeyong gerçekten iyi bir öğretmen olabilirdi, disiplinli ve ciddi yapısı bunu gösteriyordu. Zaten matematik öğretmenliği okuyordu.

Hem çok yakışıklı bir öğretmende olacağı kesindi. Jaehyun dersi dinlerken büyüğün yakışıklılığında kayboluyordu.

    Ciddi yüzü ve koyu irisleri ders kitabına bakıyor, arada sırada göz ucuyla küçük olanın anlayıp anlamadığını kontrol ediyordu. Kalın sesi ise Jaehyun'a melodi gibi geliyordu.

Jaehyun o konuştukça gevşiyor umutsuzluğundan sıyrılıyordu sanki. Siyah saçları ise başlı başına parlak ve yumuşak görünüyordu. Jaehyun onlara dokunmak isterken bulmuştu kendini. Konuşurken dudaklarının aldığı hal ise...bu kızarmasına neden olmuştu.

   Taeyong'un ciddi yüzü küçüğe döndü.

"Ne oldu?"

   Jaehyun dudaklarını hızlıca ıslattı. "H-hiç." Yakalanması daha da utanmasına neden olmuştu.

     Yerinde rahatsızca kıpırdandı ve yaprak testle oynamaya başladı.

    "Im..." ne diyeceğini bilememişti. "Ara mı versek?" aslında istediği bu değildi. Ne istediğini kendisi de bilmiyordu.

   Taeyong kaşlarını kaldırdı. "Karışık mı anlattım?"

   "Hayır, hayır çok güzel anlattın hyung," Jaehyun itiraz etti. "Hepsini gerçekten tam anladım. Hem öğretmenden daha iyi anlattın, ben sadece"

   Taeyong küçüğün devam edemediğini gördüğünde düz bir tonla söyledi. "Pekâlâ atıştırmalık bir şey getirmeliyim sanırım."

  Jaehyun yanından kalkan büyüğüne baktığında içi gitti. Yanlış anladığını zannetmişti. Fakat Taeyong onu yanlış anlamamıştı. Sadece anı değerlendirmek için atakta bulunmuştu. Taeyong mutfağa gittiğinde gülümsedi, küçük olanı en sevdiği şeyle kandıracaktı şimdi.

   Çilekli turtayla.

   Taeyong bu süre zarfında sırtında hissettiği gözlerle sırıttı. Küçük olan her bir tarafını geziyordu ve bunu masumca yapıyordu. Ne yaptığından da habersizdi. Kalbi çok hızlı atıyordu büyüğe baktıkça.

   Taeyong tabağa turtaları yerleştirdiği gibi çalışma masasına geri geldi. Jaehyun gördüğünde gözleri ışıldamıştı.

   "Çilekli turta mı?" şu an ağzının suyu aksa yeriydi. Gözlerinden kalpcikler fırlamıştı.

   Taeyong sırıttı. Onu zayıf noktasından vurmuştu, akıllı bir seçim yaptığı kesindi. Planın diğer aşamasına geçmek için sabırsızlanıyordu şimdi. Bu gerçekten kolay olacaktı.

   Jaehyun turtayı ısırıp gözlerini kapatmış ve resmen aşk yaşıyordu, dünyadan kopmuş bir vaziyetteydi. Taeyong bir elini onun yanağına koyduğunda bunu fark etmedi bile.

   Jaehyun gözlerini açtığında büyüğün yakın yüzünü görmüş ve dudakları aralanmıştı.

  Taeyong yaklaştıkça yaklaştı ve burunlarını aynı konuma getirdi. Fakat onu öpmekten hâlâ emin değildi. Belki bu onu korkutabilir ve geri adım atmasına neden olabilirdi, aynı Yuta'nın Winwin'e yaptığı gibi. Seçimini akıllı yönde kullanmalıydı Taeyong.

   Taeyong küçüğün dudak kenarındaki turta kırıntısına gülümsedi ve dilini dışarıya çıkarttı.

   Taeyong dudağının kenarını yalarken Jaehyun sıcak bir şeyin varlığından uzun bir süre haberdar oldu. Kalbi güm güm atmış ve elindeki turta yeri boylamıştı.

   Üç saniye on dakika gibi gelirken Taeyong dudak kenarını iyice ıslattığından ve kendi tadını bıraktığından emin olduktan sonra ıslak bir ses çıkararak küçükten ayrıldı. Jaehyun kıpkırmızı kesilmiş ve konuşma yetisini kaybetmişti.

  Taeyong yaramazca sırıttı. "Turtanın tadı güzelmiş."

  Ardından küçüğün pürüzsüz yanağını okşarken ekledi. Elinde kayan ten gerçekten pürüzsüzdü.

    "Ama senin dudak kenarına asla değişmem güzelim."

🌷🌷🌷
üçüncüye yükseldim şu an

🌷🌷🌷üçüncüye yükseldim şu an

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
eighteen // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin