Kaybettiğiniz birini bulabilir misiniz?
Peki ya... Tanımadığınız birini?
Onlar her şeye rağmen bir-birlerini buldular?
"Keybedilen her şey tekrardan bulunabilir mi?" Diye sormuştu Hayal çok
uzaklardan.
Bulunabilirmiş.
Bu gecelere aşık insanların, y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeni bir şehir, yeni bir ülke, yeni bir dil.Böyle bir şeye hazır mıydım? Bilmiyorum.Ama buradaydım, Italya'da. En sevdiğim ülkede yıllardır hayalini kurduğum yerde. Romeo ve Juliet'in şehrinde.Yeni bir başlangıçtı bu. Ama hiç hazır olmadığım bir başlangıç.10 yıl yetmiyormuş demek ki hazırlanmaya. Yabancı gibi hiss etmiyordum burada. Daha geleli 5 gün olmuştu ama buraya o kadar çok alışmıştım ki, her sokağını, her caddesini sanki ezbere biliyordum. Ne olacaktım burada? Pr. Bir doktor mu? Yoksa yeni bir Juliet mi? Soracak olursanız ikiside olamayacağım. Çünkü, ne burdaki üniversiteyi kazanacak kadar zeki, ne de Juliet olacak kadar güzel ve duygusaldım. Olsun en azından gelmiş ve görmüştüm bu güzel şehri içime çekmiştim Verona'nın tozlu kokusunu başka ne isteyebilirdim ki? Üniversite sınavına birkaç gün vardı ama ben buraya geldiğimden beri hiç çalışmamıştım. Maalesef ne kadar çalışırsam çalışayım bu konulara yetişecek kadar zeki değildim. Bu zamanımı da gelmişken gezip- tozmaya ayırıyordum.
Masada oturmuş saate bakıyordum. Sınav kağıdının dağıtılmasına daha 20dk vardı. Zaten ne diye öyle koştura koştura, hızlı hızlı gelmiştim ki? Saat 9'da olacak sınav için 6'dan okula gelinir ki? Türkiyedeki haberlerde "Hüzünlü son, yine sınava geç kaldılar" Başlığı o kadar beynime işlemişti ki kahvaltı bile yapmamıştım neredeyse. Oysa ki, annem yanımda olsa kahvaltısız bırakır mıydı beni? Zorla bile olsa birşeyler sokuştururdu ağzıma. Canım annem, seni çok seviyorum. Ben bunları düşünürken kafamı tekrar saate çevirdim. 15dk vardı. Off sadece 5dk mı geçmişti? Inanamıyorum. Yüzümü ekşilttim ve kafamı onüme eğdim. Yanıma bir çocuk geldi. Yarım yamalak bir İtalyancayla "Buraya Oturabilir miyim?" diye sordu. "Otur" dedim düz bir sesle. Sınav boyunca moralim çok bozuktu çünkü sorular zordu ve ben çözemiyordum. Ama tabikide insanın içinde en son tükenen duygu "Umut" olduğu için, sınava girene kadar "Belki..." diye geçirmiştim içimden ama soruları görünce bunun imkansız olduğunu anladım. Sınavdan çıkışta hemen annemi aradım ve sınavın çok kötü geçtiğini bu yüzden de burada kalamayacağım. Sonrasında da bana Türkiye'ye geri dönmek için bilet almaları gerektiğini söyledim. Bunları anneme söylerken bir yandan da okulun kantinine doğru ilerliyordum. Telefon konuşmamı sonlandırınca, bir latte istedim ve telefonumda takılmaya koyuldum. Ben içeceğimi yudumlarken yanıma az önce sınav masasında da yan-yana oturduğum çocuk geldi. O yine "Oturabilir miyim?" diye sordu ve ben sırf kibarlıktan "Evet" cevabını verdim. Oturduktan sonra telefondan gözlerimi aldım, sağ kaşımı hafif kaldırdım ve kafamu sağa-sola oynattım,"Hayırdır?" der gibi. Kahkaha attı " İşte şimdi Türk olduğuna emin oldum." dedi. Çevremde ki, herkes İtalyanken bir Türk görmek beni mutlu etmişti.Sonuçta birkac haftalığına da olsa burada gurbetçiydim. Kahkahasına karşılık bende minik bir şekilde gülümsedim."Ben de burada pek böyle insanın peşini bırakmayanlar olmaz diyordum" "Vallahi, niyetim kötü değildi yaa, ben Türk'ü gözünden tanırım.O yüzden bir ciao değilde selam vermek istedim" "Tamam... Hangi bölümde okuyorsun?" diye sordum. Çünkü, diğer sınıflardan Hukuk okuyan öğrencilerin de bizim sınıfımızda olduğunu öğrenmiştim. Sözde bu öğrenciler yer olamdığın için geliyorladı ama bence kesinlikle kopyacı tayfaydı onlar. " Yok, ben de tıp. Merak etme kopyacı değilim." " Demek ki, onların kopyacı olduğunu düşünen tek ben değilim." Dedim. Çocukla konuşurken onu incelemeğe başladım. Koyu sarı ve hafif uzun saçlarını eliyle dağıtmış ve öylece bırakmıştı. Büyük çerçeveli gözlüklerinin arkasında ki bal sarısı gözleri hafif yorgun bakıyordu. Gömleği ve pantalonuyla da tipik bi Türk genciydi. Ona sınav sonucunu nasıl beklediğini sorunca %100 kazanacağını çünkü çok çalıştığını söyledi. Işte çalışanlar kazanıyordu. Bu keyifli sohbetin ardından Italyada ki evime geri döndüm...