Selam
Yorumlar o kadar güzel ki henüz bir haftalık bir fic olmasına rağmen, öyle güzel yorumlar görüyorum ki ağlamak üzereyim
Bekleyenler olduğunu bilince çok daha hızlı yazasım geliyor o yüzden bunu attıktan sonra bol bol yedekleme yapacağım :) Bekletmek istemiyorum sizi
Hoşunuza gidiyor mu? Bunu samimi soruyorum. Çok güzel yorumlar alıyorum fakat ben eleştiriye de açığım, beğenmediğiniz yerleri söyleyin olur mu? Elimden geldiğince her yoruma cevap vermeye çalışıyorum, eleştiriyse bile cevap vereceğim :)
Yazım hatalarım varsa üzgünüm, üzerinden geçmeden atıyorum.
Bölümle alakalı yorumlarınızı bekliyorum.
Okuyan gözlerinize sağlık
SİZİ SEVİYORUM
***
Kendinizi hiç bir insanın kollarında güvende hissettiğiniz oldu mu? 'Onun kollarının arasındayım bana hiç bir şey olmaz ki.' Hissi. Hani sanki size etten duvar örmüş gibi, onun yanında size bir şey olmayacak, o sizi bütün kötülüklerden koruyacak, o sizin süper kahramanınız gibi... Evet! Kim Taehyung benim için öyleydi.
Kendimi bir çift kolun arasında güvende hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu. En son çok küçükken düştüğüm zaman babam kollarının arasına almıştı böyle. O zamandan beri ikinci defa bu hissi yaşıyorum. Huzurlu ve güvende. Üstelik birkaç gün önce belki de canımı en çok acıtan adamın kollarında.
Başım göğsünde, ellerim sırtındaydı. Tuhaf değil mi? Sizi en çok yaralayan insanın aynı zamanda yaralarınızı saran insan olması? O hiç tanımadığım fakat tanımak için can attığım insan, canımı yakmıştı. Sonra yaktığı yerden söndürmüştü. Üstelik hiçbir şey yapmadan, yalnızca sıkı bir sarılma ve birkaç kelime. "Özür dilerim Jungkook." Söylemesi ne kadar kolay değil mi? Fakat hissettirmesi de önemli ve Kim Taehyung bu özürü iliklerime kadar hissettirmişti. Tıpkı aşkını hissettiğim gibi.
Ne kadar süre o odada, onun göğsünde soluklandım bilmiyorum. Biz birbirimizde dinlenmiştik o kısa sürede. Buraya gelme amacım farklıydı, şu anda bulunduğum konum çok çok farklı. Bu kadar kolay olmamalıydı bazı şeyler, bu kadar kolay teslim olmamalıydım mesela. Peki neden hemen teslim oldum? Seviyorum diye mi? Kim Taehyung değil miydi birkaç gün önce soluğumu kesen kişi? Peki şu anda nasıl olurdu da onun göğsünde soluklanırdım?
Dudakları saçımdaydı. Koklayarak öpüyordu. Burnunu saçlarımın kokusuyla dolduruyordu. Sert nefes alıyordu, duyuyordum. Her bir nefes alışında sırtında olan ellerim daha sıkılaşıyor beni kendine milim milim yaklaştırıyordu. Bu sefer değildi Jungkook! Bu sefer yenik düşmemelisin.
Başımı sertçe göğsünden kaldırdım. Kendimi güçlü göstermeye çalışıyordum. Üstelik bunu yaparken dizlerim her an beni yere düşürecek şekilde titremesine rağmen. "Buraya sana sarılmak için gelmedim V!" Sesim netti. Özellikle 'V' derken, vurguluyordum. Anlamasını umuyordum ki o zaten zeki bir adamdı. Dudakları yavaş yavaş kıvrılmaya başlamıştı. "Her kim olduğun sikimde değil! Kısa süre bana katlanmak zorundasın." Konuşmaya başladığım zaman, burnundan hafifçe nefes vermiş, dudağının kenarı yanağına doğru ukalaca kıvrılmıştı. "Kısa bir süre. Stajım bitsin siktir olup gideceğim Kore'den zaten." Dediğim anda, o biraz önce ki gülüşü aniden silinmişti. Şimdi gözlerini kısarak bakıyordu. Anlamaya çalışıyordu. "Kore'den gidene kadar, şirketinde olduğum sürece iyi geçinelim. Mesai saatleri içerisind-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIG BOSS | TAEKOOK
Fanfiction"Yanımda mısın, karşımda mısın Jeon Jeongguk?" "Yanındayım Kim Taehyung." O gün bir saniye bile düşünmeden "Yanındayım." dememin ardından asla karşısına geçmedim, geçemedim. Çünkü benim yanım onun soluydu, soluğumdu; her defasında nefesimi kesmesine...