28

1.7K 146 207
                                    

Son '2' bölüm

Vay canına cidden bu bölümden sonra iki bölümümüz kaldı :( 

Kitaba başladığım andan itibaren korktuğum bölüm geldi. Her şeyin açığa çıktığı, kafanızdaki bütün soru işaretlerinin silineceği bir bölüm olacak. Korkma sebebim de tam olarak bu, diğer bölümlerde olduğu gibi umarım bunu da net bir şekilde aktarabilirim. Kimin neyi neden yaptığını sonunda anlayacaksınız :) Sizinde sonunda dediğinizi duyar gibiyim dfkhdfhdjf 

Bu bölüm sizden çokça yorum istiyorum, çünkü big boss başladığı andan itibaren ilk defa bir bölümde zorlandım, yazmaktan korktum. Bu bölüm biraz desteğinize ihtiyacım var :) 

Bu kitabımız da bitecek ama ben yeni kitabımla karşınızda olacağım. Yeni kitabım daha öncelerden de bahsettiğim gibi, çokça emek harcadığım, her şeyini en ince ayrıntısına kadar araştırıp yazacağım bir şey olacak. Onuda çokça sevin olur mu? En az big boss kadar sevginize ihtiyacı var onun, ben beğeneceğinizden eminim hatta belki big boss'dan çok daha fazla bile sevebilirsiniz fhdjfhdf
Neyse uzatmadan bölüme geçelim, sonra bol bol konuşacağız nasılsa. 

Okuyan gözlerinize sağlık

Parmak uçlarınızdan öpüyorum 

SİZİ SEVİYORUM

***

Uzun süredir normal seyrinde devam eden hayatımız, tek bir mesajla tekrardan alt üst olmuştu. Yoongi tekrardan çıkmıştı karşımıza, hiçbir şey olmamış gibi Jimin'e kısa bir mesaj atmış ve onu geri istemişti. Böyle bir şey tabiki mümkün değildi. Her ne kadar Taehyung önce dalga geçmiş olsa da, Yoongi'nin bu rahat tavrına en çok sinirlenen o olmuştu. Benim sevdiklerime veya sevmeyip yakın tuttuklarıma karşı her zaman ilgiliydi Taehyung. Özellikle söz konusu Jimin olunca en az benim kadar hassastı o da. Jimin'in bana kalan tek ailem olduğunu en iyi o biliyordu. 

Taehyung Yoongi'nin mesajına 'Geliyorum' diyerek cevap verdikten kısa bir süre sonra Yoongi konum atmıştı. Şehir merkezinden yarım saat uzaklıkta bir yerdi. Konumu detaylıca inceledikten sonra verdiği adresin terk edilmiş bir fabrika olduğunu anlamıştık. Yoongi zeki bir adamdı. En azından Jimin'in bu mesajı Taehyung ve bana göstereceğine emindi. Sırf bu yüzden böyle bir yer tercih etmişti. Fakat unuttuğu bir şey vardı. Taehyung da en az onun kadar zekiydi. Evden çıkmadan önce bir kaç kısa telefon görüşmesi yapıp, bizden önce oraya adamlarını göndermişti. Genelde onun için çalışan, onu koruyan adamlarla gezmezdi. Fakat bugün benimde onunla gideceğimi bildiğimi için, "Riske atamazdım, bazen işe yarıyorlar." demişti. Bugün o işe yarayacakları günlerden biriydi sanırım.

Evden çıktıktan sonra şoför koltuğuna Taehyung geçmişti. Jimin, Hoseok'un arabasında olacaktı. Bizi takip ediyorlardı. Her ne kadar Taehyung'un içine sinmemiş olsa da, torpidoda duran silahlardan birini bana vermişti. "Umarım kullanmanı gerektirecek bir durum olmaz Jungkook." dedi, ardından cevap beklemeden arabayı çalıştırdı.

"İlk defa kullanmıyorum, endişelenme." derken, vitesi tutan elinin üzerine elimi koydum. Aynı hızda elimi tutarak, parmaklarımızı birbirine doladı. Her zaman yaptığı gibi elimin üstünü öptü. "Bu da son kullanışın olsun." Endişeliydi ses tonu. Kendine oldukça güveniyordu fakat yine de endişeleniyordu. 

"Sakin ol." dedim, derin bir nefes alırken. "Ben kendimi koruyabilirim." Gözlerini yoldan ayırarak kısa süre bana bakmış, ardından tekrar yola dönmüştü. Bana bakmadan konuşuyordu. 

"Bunu düşünmedim zaten." dedi, üst dişi alt dudağını dişlemişti. "Kendini koruyabileceğini biliyorum, bundan şüphem yok." 

"Sorun ne o zaman?" 

BIG BOSS | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin