BIG BOSS | TAEKOOK

12

İlk bölümlere göre, şu anda ki bölümler de oyla ve beğen kısmında düşüş görüyorum. Kitabın sabit okuyucuları var fakat bir çok kişi okunma listesine veya kütüphanesine ekleyip, final yapınca okurum diyor. Kimseye zorla tabii ki de okutamam fakat güncel okuyucu olmadığı zaman veya kitap bittikten sonra kıymetli olduğu zaman pek bir anlamı kalmıyor. 

Bölümlerin bazen geç geldiğinin bende farkındayım. Kimi zaman bir saatte yazarken kimi zaman üç günümü alabiliyor, tamamen kurgusu bana ait olan bir kitap olduğu için araştırmam gereken konular oluyor toparlamam gereken cümleler oluyor bundan dolayı biraz gecikme olabiliyor. Eğer bu yüzdense güncel okuyucularımı kaybetmiş olmam, daha hızlı bölüm atmaya tabii ki çalışırım. Bunun için üzgünüm. Fakat belirttiğim gibi, güncel okuyucular olsun istiyorum her yazar gibi. Yorumlarınızın daima iyi olmasını asla istemiyorum, eleştiriye de açığım yanlış bir kısım gördüğünüz zaman mutlaka söyleyin bende yanlışlarımı bileyim. Hayalet okuyucu olmanızı istemiyorum, fikirlerinizi merak ediyorum. Güncel çok fazla okuyucum olmadığı için yazmaktan tabii ki vazgeçmeyeceğim yalnızca dikkatimi çeken konuyu bildirmek istedim :) 

Son kez, medya konusuna gelirsek. Genelde pek fazla medya eklemeyi tercih etmiyorum gerçekten bölüme uygun gördüğüm şarkıları ancak eklemeyi düşünüyorum, bu bölüm medya koymuyorum o yüzden. Ayrıca şu bir kaç bölümü dikkatli okumanızı rica ediyorum, belki aralarda spoi bile verebilirim :) Konuları detaylıca aktarmaya çalışacağım bu yüzden kafanız karışmasın "Neden böyle oldu ki?" Gibi düşünmeyin, ilerleyen bölümler de her şeyi net anlayacaksınız. Hiç bir karaktere ön yargılı olmayın ;) 

Yorum-Oyla yapmayın unutmayın, bekliyor olacağım :) 

Okuyan gözlerinize sağlık

SİZİ SEVİYORUM 

***

Bazen bazı şeylerin istesek de önüne geçemeyiz. Hayatımıza giren insanları her ne kadar seçmek istesek bile bunu yapamayız. Yalnızca insanları değil, yaşanan olayları da kendimiz seçemeyiz. Bir çoğu anlık olarak hayatımıza girer ve biz bunu yaşamak zorunda kalırız. Tıpkı Kim Taehyung'un hayatıma ani girişi gibi. 

Peşimizde ki adamların kim olduğunu hala bile bilmiyordum. Fakat öyle yada böyle bir şekilde onları atlatmış, Taehyung'un bana tarif ettiği adresin önünde arabayı durdurmuştum. Ellerim hala direksiyondaydı. Her an gidecek gibiydim. Yani en azından bir bakıma öyle düşünüyordum demek daha doğru olabilirdi. 

Şehir merkezinden çok uzakta bir evdi bu. İki katlıydı. Etrafında başka bir ev yoktu. Yol kenarında bir yerdi. Fakat arabaların çok nadir geçtiği en yakın evin kilometrelerce uzakta olduğu bir yer. Evi inceliyordum. Kim Taehyung'un neden böyle bir yerde ev aldığını düşünüyordum ki "Burayı kimse bilmiyor." Demesiyle, bakışlarım evden onun yüzüne dönmüştü. Kaşlarım çatıktı fakat kızgın değildim daha çok merak ediyordum. Bakışlarım bir süre daha yüzüne odaklandığı zaman "Hadi inelim." Demişti. İkiletmeden başımı ağırca sallayarak, ellerimi direksiyondan çekmiş ve emniyet kemerini çıkararak inmiştim araçtan. 

Taehyung önden yürürken, etrafı inceliyordum. Hava artık çoktan kararmıştı, yalnızca hayvanların sesini duyuyordum. Taşlı bir yoldu. Muhtemelen daha önce kimse buraya gelmemişti. Asfalt dökülmemiş bir yoldu. Belki de burada böyle bir ev olduğundan Taehyung hariç kimsenin haberi bile yoktu. Bakışlarım ev hariç her yerde gezinirken, Taehyung kapıyı sesli bir şekilde açmış "Gelsene." Demişti. Eve girdiğimiz anda ışıkları yakmış, üzerinde ki ceketi koltuğun üzerine atarak mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere doğru yürümeye başlamıştı. Oldukça temiz bir evdi. Kullanılmamış olmasından dolayı, bütün eşyalar jelatiniyle duruyordu. Eksik hiç bir şey yoktu evde. Her şey düzenliydi. Koltuğa doğru adımlarken, bakışlarım hala evde geziniyordu. Tanımaya çalışıyordum evi. Çok sürmeden Taehyung elinde şarap şişesi ve iki kadehle gelmiş, koltuğa oturmuştu.