25

1.9K 164 80
                                    

Finale son "5" bölümümüz kaldı 🥺

Bu bölüm bir çok şey ortaya çıkacak, herkesin neyi ve neden yaptığını daha net anlayacağınız bir bölüm, bundan dolayı çok dikkatli okumanızı istiyorum sizden ve hala bile aklınızı karıştıran bir nokta varsa eğer, sormaktan çekinmeyin. Bir önceki bölümü okuduğunuzdan da emin olun mutlaka.

Taslaklarda olan okuduğunuz zaman "woahh" diyeceğiniz ficleri düzenleyip yayınlamayı düşünüyorum umarım o bebeklerimi de seversiniz, çünkü sevilmeyi hakediyorlar 🥺

Parmak uçlarınızdan öpüyorum

Okuyan gözlerinize sağlık

SİZİ SEVİYORUM

***

-TAEHYUNG-

Abim... Kim Seokjin... Çocukluğumun, gençliğimin belki de hayatımın her bir dönemini mafeden adam. Küçüklükten beri içinde olduğumuz saçma kavgalar, gençliğimde yerini daha gerçekçi kavgalara bırakmıştı. Şimdiyse çok daha gerçekçi bir kavganın ortasındaydık. Bana bir ihanet etmişti ve bunun bedelini elbette ki ödeyecekti.

Küçükken ettiğimiz o büyük kavgaları düşündükçe gülümsüyorum şu anda, ne kadar masummuşuz o zamanlar. Sebep bile yokmuş ortada meğer, büyük kavgalara günlerce küs kalmalara. Ya da daha gerçekçi sebepler olduğu için şu anda o sebepler saçma geliyordu. Tabii ki hiç bir sebep, neden-sonuç ilişkisi yaptığı hatayı affettirmeyecekti. Onu çok fazla seviyordum, aynı zamanda da nefret ediyordum. Sonuçta biz birbirimizin son kalan parçalarıydık. Ailemizde bizden başka kimse yoktu. Babam ve annemin belki de bana bıraktığı en önemli parçam, Seokjin'di. Fakat ben onun için öyle değildim. Her fırsatta öldürmeye çalıştığı, yaptığı bütün işleri bozan, mutlu olmayı asla haketmeyen şımarık küçük kardeşiydim. Asla büyüdüğümü kabul etmedi, asla onu ne kadar sevdiğimi bilmedi. Uzaklara çok fazla uzaklara gittiği zaman ne kadar acı çektiğimi görmedi. Bende yalnızca abi değil, aynı zamanda benim gözümde idolüm olduğunu bilmedi belki de bilmek istemedi. Bütün bunları bilmediği gibi, beni sevmeyi de hiç denemedi.

"Neden?" Dedim, dişlerimi birbirine bastırırken. "Neden yaptın Seokjin?" 

"Bazen bazı şeyler için bir sebebe gerek yoktur Taehyung." Oturduğu yerden ağırca kalkarken, geldiğim andan itibaren silinmeyen gülümsemesiyle bana bakmaya devam ediyordu. "Bunu da öyle düşün. Bir sebep yoktu, istedim ve yaptım." 

"Tek açıklaman bu mu?" Dedim, derin bir nefes alırken. Değildi, tek açıklaması bana göre bu değildi. Başka sebepleri mutlaka vardı. Fakat o açıklamak yerine onaylarcasına bir kaç mırıltı çıkardı. "Canın istedi ve bana ihanet ettin, yine canın istedi ve beni öldürmesi için Min Soon ile anlaştın, tekrar ve tekrar canın istedi bana daha da fazla acı vermesi için Yoongi ile birlikte çalıştın. Öyle mi Seokjin? Bütün bunlar yalnızca canın istedi diye mi?" 

"Evet, başka ne sanıyordun ki? Ayrıca o aptallar bir boku beceremedi, Min Soon yapabilir sandım, oradan biriniz bile sağ çıkamazsınız sandım ama öyle olmadı. Benim aptal sandığım kardeşim aslında fazla zekiymiş." 

"Peki Yoongi?-" Dedim, üst dişlerimle alt dudağımı parçalarcasına ısırırken. "Peki Yoongi ile neden çalıştın? Onun beni öldüremeyeceğini biliyordun. Beni öldürecek kadar güçlü bile değil o. Sence de beni öldürmek için daha güçlü düşmanlar bulman gerekmez miydi?" 

"Hayır hayır." Başını sağa sola hızlıca sallarken, adımlarını tam önümde durana kadar hızlandırdı. Adımları tam önümde durduğu anda, yüzündeki silinen gülümsemesi yerini daha da sahte bir gülümsemeye bıraktı. Bir kaşı ağırca havalanırken, gülümsemesi devam etti. "Yoongi'nin sorunu tamamen seninle. Onunla ben çalışmayı teklif etmedim, o beni buldu. Nasıl desem-" Kısa bir süre düşünürcesine duraksadı. Bakışları kısa bir süre boşluğa baktı, ardından tekrar gözlerime odaklandı. "O tamamen şanstı benim için. Sonuçta düşmanın güçlüsü veya güçsüzü farketmez, adı üstünde düşman." Son sözünü fısıldarcasına kulağıma doğru söylemişti. 

BIG BOSS | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin