FİNAL

3.3K 193 317
                                        




Beklenen bölüme geldik sanki? Bu benim ikinci kitabım olmasına rağmen son kitabım değil. Yayında olan 'the silence' isimli kitabımı buna nazaran biraz daha fazla seveceksiniz diye düşünüyorum. Big boss aksiyonlu bir ficti, çoğu bölümde endişelerimin yüksek olduğu bir ficti. Yazmaya başlarken bu kadar sevileceğini bütün samimiyetimle söylüyorum ki asla beklemedim. Fakat gelen yorumlarınız, oylarınız aslında bu kitaba ne kadar alıştığınızı gösterdi. Yazarken sürekli 'yapamıyorum sanki' diye çok düşündüğüm oldu ama hep siz yanımda oldunuz. Kendimi geliştirmeye başladığım bir kitaptı bu, özellikle ilk kitabıma nazaran bir çoğunuzun dediği gibi 'kalemim gelişti' Hiç bir zaman profesyonel biri gibi düşünmedim kendimi, aslında hala bile öyle düşünüyorum ama siz asla böyle düşünmediniz ve daima yanımda olduğunuz. Big boss'un bu kadar büyümesindeki sebepte sizlersiniz. Bu yüzden size minnettarım.

Uzun uzun konuşmayı beceren birisi asla olamadım, yine öyle olacak galiba. Sonuçta başka kitaplarda yine görüşeceğiz. Beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim. Sormak istedikleriniz varsa mutlaka belirtin, mutlaka cevap verdiğimi biliyorsunuz. Yine öyle olacak, cevapsız kalmayacak hiç bir sorunuz. Yalnızca şunu bilin ki, bu kitapta benden fazla sizin emeğiniz vardı -ki hala sizin emeğiniz var. Bu kitabı, beni sevdiğiniz için çok teşekkür ederim. Yeni kitaplarımda da benimle kalın, size ihtiyacım var.

Umarım beklediğinize değen bir final olmuştur, en başından beri aklımda olan finali yazdım aslında. Çok uzattım yine değil mi? Üzgünüm. Konu siz olunca konuşmadan pek duramıyorum :)

Yazım hatalarım varsa affola, bekletmek istemediğim için bir kez okudum yalnızca

Parmak uçlarınızdan öpüyorum

Okuyan gözlerinize sağlık

SİZİ SEVİYORUM


***

Etrafımızda olan kalabalığa rağmen, sanki yalnızca ikimiz varmışcasına sarılıyorduk birbirimize. Kendi yarattığımız dünyada, yalnızca biz vardık. Taehyung ve ben. Ötesi yoktu. Hiç kimse veya herhangi bir nesne umurumuzda değildi. Hasrettik birbirimize, tenimize, kokumuza. En çokta birbirimize. Bu sarılmayı o kadar beklemiştik ki, dakikalardır sarılıyor olmamıza rağmen ayrılamıyorduk. Ayrılmak istemiyorduk. Kollarımı ondan ayırırsam gidecek diye korkuyordum.

İlk ayrılan o olmuştu. Kızaran gözleriyle, gözlerime bakıyordu. Bir şeyler söylemek için aralanan dudakları aynı hızda geri kapanıyordu. Sonunda titreyen sesime rağmen iki kelime söyledi. "Özür dilerim." Beklemedim. Yanağıma hızlıca akan tuzlu suya rağmen, hatta etrafımızda olan onca kalabalığa rağmen kapattım dudaklarımı aylardır kapatamadığım dudaklarına. Erotik bir öpüşme değildi, aksine yoğun özlem içeren bir öpüşmeydi. Her ne kadar ilk başta afallamış bile olsa, karşılık verdi ağırca. Alt dudağımı dudaklarının arasına alırken, ağırca öpüyordu. Sık sık burnunu çektiğini duyuyordum. Ağlıyordu, özlem duyduğu dudaklarımı öperken ağlıyordu. Belimdeki ellerinin titrediğini hissediyordum. Belimdeki eli hareket ettikçe, değdiği yeri daha da yakıyordu. Üzerimdeki kıyafetlere rağmen, ellerinin sıcaklığını en derinlerimde hissediyordum. Durduramıyordum ağlamamı. Bu sefer acıdan değildi, aksine kalbim heyecandan çok hızlı atıyordu. Özlemimi gideremiyordum. Çölde aradığım suyu bulmuştum. Öyle öpüyordum dudaklarını. Fakat duyduğumuz sesle, istemesek bile ayrılmak zorunda kalmıştık.

"Seni görmek ne kadar güzel V." Mark'ın alaycı gelen ses tonuyla ikimizde kısa süre birbirimize bakmış ardından derin bir nefes alarak, bedenlerimizi uzaklaştırmıştık.

"Senide öyle demek isterdim fakat değil." Dedi, Taehyung kaşları çatılırken. Mimiklerini her zaman çok iyi kullanıyordu. İçinde yaşadığı her ne varsa bunu daima mimiklerine yansıtmaktan çekinmiyordu. Biraz önce özlemden ağlayan adamın şu anda sinirden çenesi kasılıyordu. "Neler oluyor burada?" Bir gözünü kırparken, etrafa bakmaya başlamıştı. Elimi hala sıkı sıkıya tutuyordu. Mark konuşmak için dudaklarını araladığı esnada, Taehyung eliyle susması için işaret etmiş tam önünde olan sandalyeye oturmuştu. "Yokluğumda eşime saygısızlık mı edildi?" Elimi bu sefer bırakmış, kendi ellerini masanın üzerinde sabitlemişti. Parmaklarını birbiri içine geçirmiş, ağırca karşısına oturan Mark'a odaklandı. "Geleceğimi hiç mi düşünmediniz? Size bunu düşündüren ne oldu? Eşime-" Dedi, derin bir nefes alıp bakışları bana odaklanırken. "Eşime yapılan saygısızlığın hesabını sormam mı sandınız?"

BIG BOSS | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin