Çok kısa bir bilgi verip, hemen bölüme geçmek istiyorum. Aksi takdirde konuşmaya başlarsam susmuyorum biliyorsunuz dsjdhjsgcxg
Bu bölüm dahil bir kaç bölümde tarihler olacak, bunlar zaman atlaması yaşandığını göstermek için. Eğer tarihle belirtmezsem kafanız karışabilir, bende böyle düşündüm. İyi değil mi? Evet, aynen öyle alsdhjfdhf
Bu kitabı yazarken gerçekten keyif alıyorum, özellikle yorumlarınızı okurken çok mutlu oluyorum. Kendine has kemik bir kadrosu var bu kitabın, her bölüm yorumlarda kendini belli eden veya yorum yapmasa bile beğenip kendini gösteren. Her birinizi ayrı ayrı kocaman öpüyorum. Umarım sizde okurken keyif alıyorsunuzdur, almıyorsanız eğer ki üzülürüm sonuçta sizde okurken keyif alın diye yazıyorum.
Ayrıca bu bölümden sonra artık karakterler kendi özlerine dönecek mesela Taehyung her an 'V' olarak çıkabilir karşımıza, fazla soft ilerledik gibi geldi bana ama nasılsa daha başındayız konunun. Bu bölüm bunları biraz muhabbet kuşu gibi öpüştüreyim bayadır öpüşmediler jhsjfgjfgchg
Bu arada karakterlere kızmayın ya :( Görüyorum kızıyorsunuz onlara ama mutlaka bir sebepleri vardır böyle düşünün ve size bir sır vereyim mi? Bence Yoongi'nin gerçekten geçerli sebepleri olmasa bu kadar kötü olmazdı gibi geliyor bana ama bakalım slhfjhfjcgf
Yorum-oyla yapan parmak uçlarınızdan öpüyorum
Okuyan gözlerinize sağlık
SİZİ SEVİYORUM
***
Taehyung'un kurtulmasından 3 ay sonra...
Güneşin kavurucu sıcağı, zaten oldukça sıcak olan odaya dolmuştu. Öyle ki bütün bedenimin ağrımasına rağmen, uykudan uyanmamı sağlamıştı. Aslında günlerce uyusam belki bütün vücut kırgınlığım ancak kendine gelirdi. Fakat böyle bir şeyin mümkünatı bile yoktu. Benim asıl kırgınlığım bedenimde değildi, ruhumdaydı. Bazı olayların üzerinden her ne kadar üç ay kadar geçmiş bile olsa, atlatamıyordum. Bunun için çabalıyordum. Kendi düzenimi kurmaya çalışıyordum, bazı şeylere alışmaya çalışıyordum belki de alışmaya mecbur bırakılıyordum. Jimin'in yanımda olmaması gibi...
O günden sonra bir kez bile konuşmamıştık. Taehyung'un defalarca ısrar etmesine rağmen, hatta ve hatta aramızın sırf bu yüzden açılmasına rağmen telefon numaramı değiştirmemiştim. Belki bir yerlerde Jimin'in bana ihtiyacı vardır ve aramak ister diye. Yoktu ama. Bana ihtiyacı olmadığı gibi, varlığından bile haberim yoktu. Yoongi ile mutlu olduğuna inandırmaya çalışıyordum kendimi. Tıpkı benim Taehyung ile mutlu olduğum gibi. Taehyung yanımdan bir an bile ayrılmıyordu. Mutsuz olduğumu hissettiği anda, anında yanımda beliriyordu. Kaşlarım çatılıyorsa eğer ki bunu düzeltmek için her şeyi yapıyordu. Fazla hassastı bana karşı. Fazla savunmacıydı. İstemediğim bir şeyi yapmadığı gibi, ikiletmiyordu bile. Fakat hala bile bir yanım eksikti işte. Sevdiğim adamla bile olsam, bir yanım hep boştu. Birlikte büyüdüğüm insan yanımda değildi. Bir parçamı benden söküp almışlar ve başka bir yere atmışlar gibi hissediyordum. Bu içimi acıtsa bile, Taehyung'a mümkün oldukça bundan bahsetmiyordum. Anlıyordu elbette fakat ben anlatmıyordum. O kendisi anlıyor, düzeltmek için bir şeyler yapıyordu genelde. Çoğu kez içten bile gülümsesem, bir çok kez yapmacık bir gülümseme takıyordum suratıma. Bunu anladığını bilsem de, belli etmediği için tek kelime etmiyordum.
Birlikte uyuyor, birlikte uyanıyorduk. Birbirine yapışık ikizler gibiydik. Banyoya bile birlikte giriyorduk. Birbirimizi yıkıyor, ardından küçük aşk oyunları yapıyorduk. Her gün sevişsek bile, her seferinde ilkmiş gibi heyecanlanıyordum. Onu her öptüğüm zaman, kalbim bir önceki öpüşümden daha da hızlı atıyordu. Bir insana defalarca aşık olabilir misiniz? Ben oluyorum. Kim Taehyung'a defalarca kez aşık oluyordum. Her bir öpüşümde kalbimin daha sert titrediğini hissediyorum mesela. Tenimde uzun parmaklarını hissettiğim zaman, bütün bedenimin yandığını hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIG BOSS | TAEKOOK
Fanfiction"Yanımda mısın, karşımda mısın Jeon Jeongguk?" "Yanındayım Kim Taehyung." O gün bir saniye bile düşünmeden "Yanındayım." dememin ardından asla karşısına geçmedim, geçemedim. Çünkü benim yanım onun soluydu, soluğumdu; her defasında nefesimi kesmesine...