Finale son "6" bölüm"Sonunda geldin." Dediğinizi duyar gibiyim, üzgünüm. Duvarımda belirtmiştim fakat burada da söylemek istiyorum. Son sınıf veterinerlik öğrenciyim ben ve finallerim vardı. Geçerli bir not almam gerekiyordu ki mezun olabileyim. Şu anda her şey istediğim gibi gitti, finallerim bitti sonuçlarını bekliyorum. Özetle eski düzenimize geri döndük, sık sık bölüm atmaya devam edeceğim. Anlayışınız için çok ama çok teşekkür ederim. Güzel mesajlarınız için ayrıca minnettarım.
Umarım şimdiye kadar olan her bölüm içinize sinmiştir, benim içime sinmesi veya sinmemesi pek önemli değil önemli olan sizlersiniz, sizin beğeniyor olmanız.
Yetersiz kaldığımı hissettiğim çok
zaman oluyor, bu doğru ama kendimi yavaş yavaş geliştiriyorum. Bir sonraki ficimde bunu daha da net anlayacaksınız zaten, umarım o zamanda benimle birlikte olursunuz. Kısa bir açıklama yapmak istedim, kafanızı şişirmeden bölüme geçelim❤️Parmak uçlarınızdan öpüyorum
Okuyan gözlerinize sağlık
SİZİ SEVİYORUM
***
"Ölüme bu kadar yakın olmaktan bıktım-" Dedim, kesik kesik çıkan nefesim, boğazıma dolan yumru eşliğinde. "Birilerinin ölmesinden korkuyorum artık." Dizlerimi karnıma çekmiş, yatağın üzerinde oturuyordum. Taehyung ile belkide en büyük kavgamızı etmiştik. Bütün evi dağıtmış, elime geçen her ne varsa kırmış veya üzerine fırlatmıştım. Öfkemi dindiremiyordum. Belki de kısmen bir öfke patlaması yaşıyordum bilmiyordum. Şimdiyse dakikalar süren kavgamızın ardından, ağlamaktan gözlerim ve dudağım şişmiş, yere atıp kırmasına neden olduğum vazolar ayağımı kesmişti. Harika...
"Ben varken kimse bir şey yapamaz sana, kimse senin canını acıtamaz." Dedi, Taehyung. O bana göre biraz daha iyi durumdaydı, ağlamıştı ama diyorum ya sakindi. Yatağın kenarına gelip, bana dokunmaya tereddüt edercesine elini saçlarımın arasına sokmuş, ardından aynı hızda çekmişti.
"Beni korkutan da bu zaten-" Dedim, ses tonum tekrardan yükselmeye başlarken. "Ölüme benden daha yakınsın." Burnumdan sesli bir nefes vererek, yataktan kalkıp tam karşısına dikildim bu sefer. "Çünkü sen benim önümde bir duvar gibisin, beni sarıp sarmalıyorsun. Bana zarar gelmesini istemezken, kendine zarar gelmesini sağlıyorsun. Hiç düşündün mü? Ya sana bir şey olursa ben ne yaparım diye? Hep bana bir şey olursa sen ne yaparsın diye düşündün, bu sevgide bencil davrandın. Fakat-" İşaret parmağımla omzuna yerinden hareket etmesini sağlayacak kadar sert bir şekilde itmiş, daha doğrusu vurmuştum. "Sana bir şey olursa ben yaşayamam aptal! Bencil davranmayı kes!" Sakinleşmeye başladığımı sandığım esnada, tekrardan öfkelenmiştim. Karşımda böyle aciz durmasını kabul edemiyordum. İçimde biriken öfkeyi dışarı atmaya çalışırken bile buna bir şekilde engel oluyordu. Kesilen ayağıma bakmaya çalışıyordu, Kırdığım vazo parçalarını arkamdan topluyor, kendime zarar vereceğimi düşündüğü her şeyi engelliyordu. Kendinden fazla beni düşünmesini kabullenemiyordum artık. Bedenimi ondan bir kaç adım uzaklaştırıp, ellerimle saçımı dağıttım. Ardından tekrar gözlerim onu bulduğu zaman, kaşları çatıktı. Yavaş yavaş öfkelenmeye başladığını anlamak zor değildi. İstediğim buydu. Öfkelensin. Kavga ediyorsak eğer ki bu tek taraflı olmasın. Oda bana bağırsın, kızsın, bana olan sinirini eşyalardan veya birebir benden çıkarsın ama susmasın. Bütün sınırlarını zorlamak istiyordum, tam da şu anda. Bana öfkelenirse eğer, sınırlarının dışına çıktığı anda ne yapacağını merak ediyordum. Bu yüzden susmadım. Tek kaşımı kaldırarak, gözlerine odaklandım, benden çekmediği yavaş yavaş öfkeyle dolan irislerine kitlendim. "Şu haline bak. Günlerdir uyumuyorsun bile, göz altların morarmış. Sana her yardım etmek istediğim an, beni itiyorsun. Neden? Bana zarar gelmesini istemiyorsun çünkü, yanında olduğum her an gözün benim üzerimde oluyor. Başkaları yüzümü hafızasına kazımasın diye değil mi?" Histerik bir kahkaha atarak, iki elime kısa süreli yüzüme götürüp, yüzümü yıkarcasına elimi suratımda gezdirdim. "Kazısınlar Taehyung, amına koyayım kazısınlar. Bırak öğrensinler yüzümü, beni, hayatımı. Sen ne sanıyorsun beni? Beş yaşında bir çocuk mu? Sandığın kadar güçsüz bir insan değilim ben, özellikle söz konusu sensen bütün dünyaya karşı gelecek kadar gücüm vardır benim ama sen beni engellediğin an-" Adımlarımı ağırca önünde durdurduğum anda, yüzümüz artık daha yakındı birbirine. Öfkeyle dolan nefesini, derin soluklarını yüzümde hissediyordum. "Eğer seninle alakalı bir konuda daha beni engellersen tanrı şahidim olsun hayatından giderim." Söylediğim sözün anlamını ben bile kavrayamazken, sırtımın bir anda sertçe duvarla buluşmasıyla acı içinde inlemiştim. Taehyung sözümü bitirdiğim anda, bileğimden sertçe tutarak sırtımı vurmuş, gözlerini kısarak gözlerime bakmaya başlamıştı. Bir eli benimle duvar arasındayken, diğer eli bileğimi sertçe sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIG BOSS | TAEKOOK
Fanfiction"Yanımda mısın, karşımda mısın Jeon Jeongguk?" "Yanındayım Kim Taehyung." O gün bir saniye bile düşünmeden "Yanındayım." dememin ardından asla karşısına geçmedim, geçemedim. Çünkü benim yanım onun soluydu, soluğumdu; her defasında nefesimi kesmesine...