BIG BOSS | TAEKOOK

7

Selam 

Çok beklettim mi? Üzgünüm. Bu aralar saçma bir yoğunluk içerisindeyim. Bir türlü yazamadım gitti. Yolu bulmam biraz uzun sürdü galiba hm? Neyse beklettiğim için özür dilerim. Hemen başlayalım mı? 

Artık seviştirdiğimize göre dıkşınlı bölümlere geçelim mi? Evet, geçelim. Fazla uzun sürdü. Romantik fice dönmeye başladı fkdhfjff 

Hazır ben de gelmişken, siz de bol bol yorum yaparsınız artık diye umuyorum. 

Okuyan gözlerinize sağlık

SİZİ SEVİYORUM

***

Taehyung ile seviştikten sonra odadan nasıl çıktım, kim bana nasıl baktı, ben nasıl bir durumdaydım inanın bilmiyorum. Mutluydum. Hemde hiç olmadığım kadar mutluydum. İnsan biriyle seviştiği için mutlu olur mu? Tanrı şahit, mutluydum. Sevdiğim adama dokunurken, ona ait olurken, en önemlisi onu kendime ait hissederken. 

Tamam kabul. Profesyonel bir sevişme olmadı bizimki. Aslında uzun bir süredir evli olan çiftler gibi, rutin bir pozisyon, rutin bir seks süresi kadardı. Fakat yemin ederim, o sadeliğiyle bile en özel günümdü. Doğma-büyüme bir gay olan ben, ilkimi yaşadım inanabiliyor musunuz? İlkimi yaşadığım adam, sürekli olarak oyununu patlattığım, yer altı dünyasının korkulu belası V. Peki ne kadar umrumda? Herkese kaplan olan V, bana gelince kediydi sonuçta. Üzerimdeyken titreyen bedenini gördüm ben o adamın. Bütün çıplaklığıyla gördüm. Dudaklarının sıcaklığını hissettim. Tenine dokundum. Kim olduğu zerre sikimde değil yani. Fakat asıl sorun şimdi başlıyordu. 

***

"Nereye gidiyorsun Jk, henüz doğru dürüst tanışamadık?"

Hiç aşina olmadığım bir sesle, adımlarım bir anda durdu. Daha önce bu sesin sahibini görmediğime emindim fakat nasıl olurdu da adımı daha doğrusu lakabımı bilirdi? Derin bir nefes aldım. Kim olduğu umurumda değildi. Arkamı döndüğüm anda, yan gülüşüyle beni seyreden Taehyung ile karşılaştım. Kahretsin. Ciddi olmam gereken bir durumda bile, nasıl bir gülüşe tav olabilirdim ki? Dudaklarım kıvrılmaya başladı. Sonuçta karşımda Kim Taehyung varken, gülümsememek imkansızdı. Taehyung ile birbirimize ne kadar bakıştıysak, yakınımda hatta yanımda hissettiğim el ile irkildim. 

"Ben Kim Namjoon. Tanışalım." Elini bana uzatmış, benden karşılık bekliyordu. Kim Namjoon'un benimle, Taehyung ile alakası neydi? Seokjin için Jimin abisi demişti, Namjoon da mı Kim ailesindendi?  Elimi hafifçe uzattım. Çekiniyordum. Sonuçta biraz önce bana Jk demişti. 

"Jungkook." Duraksadım. Bakışlarını bütün bedenimde hissederken, o bakışların altında ki anlamı çözmeye çalışıyordum. Sinsiydi. Tanıyor gibiydi. Emindim buna. Fakat ben tanımıyordum. Buna da emindim. "Sizi bir yerden tanıyor muyum?" Kafamda binlerce soru işareti bırakmaktansa, her zaman yaptığım gibi direkt sormayı tercih ettim. Fakat gülmesi gereken bir soru sormamış olmama rağmen, öyle bir kahkaha attı ki, koridorda yalnızca kahkaha sesi yankılandı. Sağa sola baktığım anda, bütün çalışanlar bu yersiz kahkahanın sebebini merak edercesine bize bakıyorlardı. Tabi tek çalışanlar demek yanlış olurdu. Karşımda duran gülüşüne, her bir zerresine taptığım adam, çoktan sağ elini pantolonunun cebine sokarak, bir kaşı havada yanımıza doğru adımlamaya başlamıştı. 

Elini belime hafifçe yerleştirmiş, gülümsemişti. Tanrı şahit Kim Taehyung çok güzel gülüyordu. 

"Nereden tanışıyorsunuz Namjoon?" Sesi sorgulamaktan ziyade, tehdit eder tondaydı. Sanki Namjoon her an yanlış bir şey yapacakmış fakat Taehyung önüne geçecekmiş gibi. Kaşım istem dışı çatılmış, birbirlerine sundukları bakışları izliyordum. Taehyung, bir kaşı havada bakarken, Namjoon onun aksine, suratına şeytani bir gülüş takınmıştı. Dili yanağında ağırca gezinirken, gülüyordu.