Hastaneden tamamıyla çıkabildiğimizde burnumuz hastanenin metalik kokusuna o kadar alışmıştı ki en sonunda normal havanın tadını unutmuştuk.
Onca testten sonra ortaya çıkan sonuç: Bağımlıydım ama neyseki bunu Doruk veya anneme söylemeyecektik. Yeşim Hanım olay eğer yatılı tedaviye dönerse veya bana tekrar geri verdiği uyku hapımı yeterli düzeyde kullanmazsam bunu aileme söylemekle yükümlü olduğunu söylemişti. Bende bunu anlayışla karşılamıştım.
Hastaneden çıkmadan annemin yanına uğraşmıştık, bir gece daha Doruk'larda kalmam için izin almıştık ve annem ne kadar mırın kırın etse de Doruk'un etkileyici ikna yöntemleri sayesinde –bir akşam annemi sahilde güzel bir akşam yemeğine götürecekti– bir gece daha Doruk'la uyuyacaktım.
Evden bana lazım olan her şeyi aldıktan sonra anca eve geçebilmiştik ve Gorgon ilk kez bana neşeyle havlamış, ön patilerini dizlerime koyup Köpekçe dilinde o meşhur kuyruk sallayarak dil çıkarma hareketini yapmıştı.
"Vay canına Gorgon, vay canına amk! Besle köpeği oysun gözünü!" Diye isyan eden Doruk kot ceketini çıkartıp benimde üzerimdeki hırkayı askılığa asmıştı.
"Merhaba kızım." Diyerek köpeğin güzel tüylerini okşadığım sırada Doruk, söylenmesinin aksine kaslı kollarını kavuşturmuş, salonun pervazına yaslanmış bizi izliyordu.
"Ne oldu?" Diye sordum o böyle hayran hayran bakınca.
"Hiç, sadece çok güzelsin." Alayla gülümseyerek gözaltı torbalarımı işaret ettim.
"Yalancı." Yaslandığı pervazdan doğrulup yanıma geldiğinde gözleri yüzümü öyle çok arşınlıyordu ki mavileri yumuşamış, akışkan bir hal almıştı.
"Sen gerçekten benim gözümde dünyanın en güzel insanısın. Göz altı torbaların olsun olmasın, sen çok güzelsin." Gülümsemek istiyordum ama dudaklarım söylediği şeyden sonra işlevlerini unutmuştu. Nutkum tutulmuştu.
"Bana neden böyle davranıyorsun?" Başını eğip dudaklarıma doğru fısıldadı.
"Yanıtı kolay, çünkü sen hayatımda tanıdığım en garip ve en güzel insansın.*" İzlediğimiz filmden yaptığı bir alıntıydı bu, Short Term 12'yi izledikten sonra saçma bir film diye düşünsem de aslında derin anlam içeren bazı diyalogları olduğunu da o bana bunu hatırlattığında fark ettim.
Geri çekilip gülümsedi.
"Gördün mü bak, istediğim zaman çok romantik bir erkek olabiliyorum." Diye alayla konuştuğunda omzuna bir yumruk geçirdim.
"Numara mıydı lan?"
"Yok yavrum ya ne alakası var?" Salona geçtiğimiz sırada tekrar omzuna vurdum.
"Aptal enayi! Ama var ya sen görürsün oğlum seni var ya mahvedeceğim." Televizyonu açmaya çalışırken mırıldandı.
"Ettin zaten." Duyamamış gibi kulağımı eğdim ona doğru.
"Ne dedin?" Bağırdı.
"Beni diyorum! Aşkından diyorum! Mahvettin diyorum Hacı Amca!" Hemen rolüme adapte oldum.
"Berhüdar ol evladım da ben sağır mıyım bre haspam!" Omzuna bir tokat yapıştırdım ve bu saçma yaşlı amca taklidime gülüştük.
Gorgon yine herzaman ki gibi tekli koltuğa göt göbek yayılmış bizi izliyordu o her daim attığı yılgın bakışlarla.
"Köpeğin var ya, hayattaki beni temsil ediyor."
"Köpeğimiz." Dedi bir anda.
"Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
animosity |boyxboy|
Random[Tamamlandı.] bilinmeyen: senden nefret ediyorum doruk: kulübe hoş geldin |gay kurgu.|