3.4

24.7K 1.7K 619
                                    

"Siktir git Doruk!" Yakalarına yapışmış ellerim onu geriye ittirdi. Bu sayede ince bedeninden yayılan okyanus ve ter kokusundan uzaklaşabildim.

"Yağız," İsmimi söylemesini sevmiyordum. "Söylemezsen, konuşmazsan seni anlayamam."

"Sen beni konuşsam da anlamazsın ki oğlum." Aramızdan elle tutulur bir gerginlik geçtiğinde engin denizleri hatırlatan mavi gözleri yumuşadı.

"Hiç denemedin ki. Sen bana hiç insan gibi yaklaşmadın ki oğlum, sürekli laflar söyledin, beraber girdiğimiz ortamlardan beni kovdun, sana insan gibi davrandığım her seferde ağzıma ağzıma vurmadın mı?" Bir adım yaklaştı ve gömleğimin yakalarından tuttuğu gibi beni yüzüne yaklaştırdı.

"Bir sebebi olduğunu biliyordum." Dedi dudağıma doğru.

"Kendine bile anlatamadığın bir sebep değil mi? Beyninden geçirdiğin an korkudan titrediğin bir sebep, aynı şuan titrediğin gibi..."

Titriyor muydum? Gözlerine baktıkça dibe battığımı fark ediyordum ve bu fark ediş bedenime etkisini bu şekilde gösteriyor olmalıydı. Titriyordum, düşünemiyordum, konuşma yeteneğimi kaybediyordum.

"Anlat, Yağız."

İsmimi duymamla bam düğmeme basılmış gibi ellerinden silkelenerek kurtuldum. Kendimi ondan uzaklaştırmak için arkamı döndüğümde beni belimden yakaladı.

"Her korktuğunda kaçacaksan, nasıl mahvedeceksin sen beni?" Doğru söylüyordu. Lanet olsun ki buraya gelmeden önce ne söyleyeceğine çalışmış gözüküyordu, bu yüzden her cümlesi mantıklı ve doğruydu.

"Bırak beni."

"İlk başta," Diye cümleye başladığında ona döndüm, bu sayede belimdeki elleri aşağıya inip iki yanına düştü.

"İlk başta her şeyi Betül için yaptığını düşündüm. Sonuçta Betül senin dokuzuncu sınıftan beri sevgilindi değil mi?" Elinin tersiyle kanayan dudağını sildikten sonra devam etti.

"Sonra dün onu o koridorda nasıl reddettiğini gördüm Kaptan. Onun için bir erkeğe mesaj atacak değildin, çünkü onu gerçekten sevmiyordun. Belki arkadaşın olarak evet ama bir sevgili olarak mı?.. Hiç sanmıyorum." Gözleri yine o delici bakışlara ev sahipliği yapmaya başladığında içimin titrediğin hissettim. Karnımdan başlayan kaynama tüm damarlarıma yayıldı.

"Ardından bir şeyi fark ettim. Mesajlarımızı baştan sona okuduğumda... Sürekli birilerinin kalbini kırdığımdan bahsediyordun. Belli başlı kızlardan bahsetsen de aslında bahsettiğin kişi çok bariz bir şekilde... Sendin. Bu yüzden sana her seferinde senin de mi kalbini kırdım diye sordum ama cevap vermedin. Veremedin." Ellerini iki yana açarak kendisini gösterdi.

"Bak Yağız, şimdi tam karşındayım. Sana vurmuyorum, sana gülmüyorum, sana geçmişte her ne yaptıysam onu yapmıyorum!" Derin bir nefes verdi ve sesi çatlayarak konuştu:

"Karşındayım anlatman için bekliyorum." Yüzü öyle masum duruyordu ki bir an için dudaklarımı araladım. Anlatmak istediğimi de o an fark ettim.

En başından beri yapmak istemiyorum dediğim her şeyi yapmak istiyordum aslında. Anlatmak istiyordum, ona dokunmak istiyordum, içimde bir yerde ondan nefret eden bir taraf vardı, o tarafımı beslemek istiyordum. Yüzündeki yara izlerine bakıp ağlamak ama aynı zamanda o izlerden tekrar tekrar açmak...

O kadar karmaşıktı ki içim, çözülemeyecek bir düğüm olmuştu. Sanki kalbimin çevresindeki damarlar birbirine karışmış, vücudumu sıkmaya başlamıştı. Göğüs kafesim enkazın altında ezilmiş, can vermişti. Tonlarca yük taşıyordum omuzlarımda, çökmüştü onlarda.

Bütün vücudum, bütün benliğim eğiliyordu karşısında.

Titriyordu ruhum.

"Karanlıktan korkarım." Dedim bir anda. Sanki bu küçücük cümle içimdeki tüm fırtınaları dindirecekmiş gibi bunu söyledim sadece.

Sanki bu yaşadığım travmayı ona aktaracakmış gibi. Sanki yaptığı kötülüğün izini bu cümle silecekmiş gibi...

Gözleri içi boş birer küreye döndüğü sırada ceketimi, çantamı sırtlanmıştım. O öylece put gibi dikilirken onu orada bırakmak üzere adım atmaya başladım. Hatırladığını biliyordum.

Herkes hatırlardı.

Arkamı dönüp baktığımda boynunu bükerek olduğu noktada benim çoktan terk ettiğim boşluğa bakakaldığını gördüm. Bu manzara, beni on ikiden vururken acıyla gülümsedim.

Onu affetmeye bu kadar yakın olamazdım. Boynunu büktü, ellerini açarak anlatmam için ısrar etti diye onu affedemez, ona kendimi açamazdım. Ben bu kadar salak olamazdım, ondan etkilenemezdim, onu sevemezdim.

*

daha demin bu kurguyu planladığım kağıdı buldum ve içine bütün detayları yazmışım amk owndownfowkkfkaf

GÜZEL HABER DORUK'UN KAPTAN'A NE YAPTIĞINI BİLİYORUM ARTIK

hadi yine iyisiniz diyecem de, doruk'un piçliğini aynı yağız'ın ismi gibi son ana kadar söylemeyeceğim için çokta iyi değilsiniz bence :D

the end:)

animosity |boyxboy|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin