"Bu sıralar bizimle hiç takılmıyorsun, Kaptan." Sancak'ın alaylı sesine karşılık soyunma odasında taburelerden birine oturdum. Duştan yeni çıkmıştık, ikisi aynaların karşısında saçlarıyla ilgilenirlerken ben giyinmiştim bile.
"Şu sıralar kafadan kontak bir deli olmamla uğraşıyorum canım ya." Sesim Sancak'ınkini taklit ediyordu. Sancak dediğime takılmadan;
"Canını yesinler. Akın salağıyla takılmak ne kadar zor senin haberin var mı? Her geçen saat IQ'm düşüyor." Akın sarı kumral saçlarını karıştırmayı kesip aynadan Sancak'a baktı.
"Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Senin IQ'ın yok ki." Sancak arkaya yatarak gülüp havluyla kabarmış saçlarını karıştırmaya devam etti. Akın'ın Müge Anlı taklitleri sınır tanımıyordu.
"Aptal oç." Onlar birbirleriyle uğraşmaya başladıklarında üstünkörü bir elveda ederek spor çantamı sırtlandım. Dışarı çıkacakken hâlâ odada olduğunu fark etmediğim Yasin bana seslendi.
"Kaptan, Koç seni çağırıyor." Nefesim kesildi, Sancak sordu.
"N'oldu?" Omuz silkip onları geçiştirdikten sonra odadan çıktım. Düşüncelerim birbirine dolaşmıştı ve bana ne sorarsa nasıl cevap vermeliydim bilmiyordum Eren ne söylemişti? Ambulans onu baygın şekilde alıp götürdüğü için hiçbir şey olmamış gibi okula gelmiştim ancak onun son sözleri hâlâ aklımdaydı.
Sen görürsün.
Benim hakkımda birden çok şey bilen birisinin burnunu kırmak hataydı. Bunu şimdi anlamış olmam ne acıydı.
Belki de bu, Kaptan olarak oynadığım son maçtı. Belki de takımdan atılacaktım? Bunlar olası şeylerdi ve ben baş edebilecek gibi hissetmiyordum.
O an aklıma gelen tek kişi Doruk oldu. Sabah söylediği şeylere inanmadığım, okulda yan yana gelmeyelim diye ana binaya girmediğim, geçen gece beraber uyuduğum sevgilime ulaşmak istedim o an.
Telefonumu cebimden çıkartıp Koç'un odasına girmeden önce Doruk'a mesaj attım.
yağız: konuşmamız lazım, acil.
Kapıyı tıklatmak üzereyken anında mesaj geldi.
doruk: sen mi gelirsin ben mi geleyim?
yağız: nerdesin sen?
doruk: bugün dersim azdı, atölyeye geldim.
yağız: tamam ben gelirim. biraz işim var ama gecikebilirim.
doruk: tamam.
seni seviyorum.
✔️✔️
*
Koç'un odası küçük ve kullanışsız bir alandı. Her yerde olan futbol topları, dağınık belgeler ve sigara isi olmuş duvarlar insanı boğuyordu.
Koç plastik bir masanın ardında döner koltuğa oturmuştu. Masanın önündeki küçük iskemleyi gösterdi.
"Otur bakalım Yağız." Gösterdiği yere oturduğumda yorgunluğun getirdiği rehavetle derin bir nefes verdim.
"Bir sorun mu var Koç?" Koç ilk kez görmediğim aşina olduğum ciddi yüzüyle sordu.
"Eren'le kavga mı ettiniz?" Derin bir nefes verdim.
"Evet." Karizmatik yüzünde kara kaşları çatılan adam beni süzdü.
"Peki bunu ne zaman söylemeyi planlıyordun Yağız? Müsabakalar başlayınca mı?" Eren'le aramızda gelişen şeylerin tümü ikimize özeldi. Bunu birisine söylemek zorunda değildim ama o muhtemelen söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
animosity |boyxboy|
Rastgele[Tamamlandı.] bilinmeyen: senden nefret ediyorum doruk: kulübe hoş geldin |gay kurgu.|