medya doruk değil. sadece pirsing'inin temsili hali, aklınızda bulunsun diye koydum ama çocukta yakışıklıymış şimdi alla için.
Doruk.
Bir yüz.
Ailem için, çevremdeki herkes için bir yüzden ibarettim ben. Yakışıklı bir yüzün getirilerini sonuna kadar kullanan bir çocuktum, ailemi ergen psikolojilerim yüzünden sevmediğim zannediliyordu. Halbuki kimse bilmiyordu. Babamın Kantar soyadını almamam için bana dava açtığını kimse bilmiyordu mesela. Oniki yaşımda ayrı bir eve çıktığımı kimse bilmiyordu. Amerika'da yalnız büyüdüğümü kimse bilmiyordu.
Herkesin tek gördüğü güzel bir yüzdü kimse yaşadığım şeylere dikkat etmiyor, kimse korktuğumu sorunlar yaşadığımı fark edemiyordu.
Benim bir yüzden daha fazlası olduğumu kimse tahmin edemiyordu.
Güzel bir yüz...
Veya daha fazlası...
Aklımdan geçen diyalog Yağız'la otobüs durağında konuştuğumuz o zamana aitti.
"Geçen seferki gibi yapmayacaksın değil mi?" Geçen sefer olanları düşününce sırıttım.
"Hayır bu sefer hastaneyi birbirine katma gibi bir düşüncem yok." İsmini aklımda tutamadığım ama yeşil gözleriyle beni korkutan bir kadın vardı karşımda.
Güya uzman psikologtu.
"O halde seansımıza devam edebiliriz? Anlat bakalım." Boğazım düğümlenmiş gibi üst üste yutkundum.
"Bu sabah annem aradı." Ellerimle oynamaya başladığımda bunun bana Yağız'dan geçen bir huy olduğunu fark ettim. Ah, bir virüs gibi her yerime yayılmıştı bu çocuk.
"Neden?"
"Geçen cuma olanları öğrenmiş biraz kızdı." Geçen cuma Yağız'la aile yemeğine katılışımızı hatırlayınca dokunmaktan çekinmediği bacağım uyuştu.
"Geçen cuma ne oldu?"
"Aile yemeğini kaosa çevirdik." Kadın yavaşça gülümsedi ama çok çabuk toparladı.
"Kiminle?"
"Kaptan'la." Kadına yemekte yaşadıklarımızı filtreleyerek–o bacak okşama olayını bilmese de olurdu– anlattıktan sonra düşünceler buraya geldiğim son sefere takıldı. Yani Yağız'la ilk kavga ettiğimiz zamandan hemen sonraya...
Buraya gelmiştim çünkü tavsiyeye ihtiyacım vardı. Yeşim Hanım'ın, yani karşımdaki zümrüt gözlü psikolog hanım, açık sözlülüğü karşısında delireceğimi düşünmezdim.
Tavsiyeye ihtiyacım vardı, bana patronluk taslanmasına değil!
Bana ailemi boşvermem gerektiğini ve insanları bu şekilde incitmemem gerektiğini söylediğinde bunu nasıl yapacağımı bağırmıştım. Çünkü merak ediyordum, birisini kırmadan sevmenin bir yolu var mıydı?
"Yağız nasıl birisi?" Kucağındaki staj defterine bir şeyler karalıyordu. "Bana onu anlat."
"Benden nefret ettiğini söyleyerek bana mesaj attı ve kızmış gibi davrandı." Kadın kaşlarını çattı.
"Neye kızmış gibi davrandı?"
"Cinsiyeti kızmış gibi davrandı." Aydınlanma yaşayan kadın başını sallayarak onayladığı sırada kapı çaldı ve içeriye doktor önlüğü içerisinde çok tanıdık bir kadın girdi.
"Ya böldüğüm için çok özür dilerim ama–" Dilek Hanımı gördüğüm an gözlerim büyüdü ve o an bu kadını nereden tanıdığımı hatırladım. Yağız'ın annesiydi bunu biliyordum ama o gün Yağız aracılığıyla tanıştığımızda onu daha önceden gördüğümü sezmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
animosity |boyxboy|
De Todo[Tamamlandı.] bilinmeyen: senden nefret ediyorum doruk: kulübe hoş geldin |gay kurgu.|